Söğütlü-Ferizli-Kaynarca ! Kaç nesli, medeniyeti besleyen, barındıran binlerce yıllık bereketli topraklar…
Ama, yüzyıllar geçmiş. Liberal Yaşam, Bireysel Girişimci, sloganları arkasında, ortaya nankör ve bencil kuşaklar ortaya çıkarılmış…
Artık, radikal, Doğru ve Uygulanan Ülke Toprak Planlaması da masal gibi. “ Var!” denilse de, uygulanmayan sözde planlar duyanlar yanılırlar.
***
Son yüzyılı yerel kitaplarımızdan , tarihçiler kadar olmasa da, izliyoruz. Osmanlı Payitahtı’nın ve Cumhuriyet İstanbulu’nun Gıda Ambarı Sakarya’dır.
AKOVA, bereketi ile zaten dünya literatüründe hak ettiği yeri alır, da.
Beşköprü-Maltepe-Erenler tepeleri-D.100 (eski E.5) hattı ile Karadeniz arasındaki muhteşem tarım arazileri sanki biraz gözden gönülden ıraktadır.
Arifiye Gölbaşı’ndan, Akyazı-Hendek’e kadar, AKOVA’da şehirleşme artık neredeyse birleşti. “ Doğa katliamı yok!” diyen, kör değil, bunu görüyor.
***
Söğütlü’de, üstelik Yeni Karasu Yolu’na nazır, Çimento Fabrikası mı olur?
Milyonlarca yılda oluşmuş bereketli topraklar, 25-30 yıl ekonomik ömrü olan Çimento Fabrikası için feda edilir mi?
Niye edilir? İnşaat sektörü sıkıntıda. Bölgede de, O işin kaymağını yiyecek 8-10 kişi vardır. Arsa parası alan 3-5 yıl rahat eder, o kadar.
Çimento fabrikası da en çok 15-20 yıl iyi kazanır. Sakarya’da çimento fab. Enflasyonu oraya çıktı. Çünkü, İnşaat Sektörü frene bastı, sıkıntı büyük.
Öyleyse; Söğütlü de niye Çimento Fabrikası istenir? Önemli soru burada!
Söğütlü-Ferizli-Kaynarca; Doğru-Akılcı Bölge Arazi Planlaması yapmazsa, geleceği kaybeder! Nasıl ve neden?
***
Söğütlü-Ferizli-Kaynarca Bölgesi’nde 4 Organize Sanayi Bölgesi planlanmış? Yani; yakında olan Çimento Fabrikası için en az 20 yıl baba para kazanma fırsatı var.
Oradaki 4 OSB, en az 25-30 yıl çimentoya ihtiyacı olan fabrika-tesis inşaatlarını tamamlayamaz. Bölge, 3 büyük ilçe halkı bu işten ne kazanır?
Doğru arazide, doğaya-insana zarar vermeyen sanayici kazansın. Hem de iyi kazansın isteriz. Yeter ki bereketli topraklar ve yaşam da korunsun.
Sakarya’da onca Çimento Fabrikası varken; şehir ve doğanın zarar göreceği Söğütlü’de tarım arazisi yok edilir mi? Amcama ÇED Raporu vermek iş mi?
Sakarya ve Söğütlü halkı; toprağını ve nesillerinin geleceğini düşünecek! Toprak ve bereket çocuklarımızın geleceğidir!
Yatırımcı, getiriyi görür. Yapmak ister, hakkıdır…Halk da geleceği düşünür, nesiller boyu gıda bereketi sunacak toprağına sahip çıkar!
OTEL AÇMA VE
CAMLARI FİLMLİ SİYAH MİNİBÜS MODASI : -)
Arap turizmi birkaç yıldır yaşadığımız her yerde epeyce bereketli. Şahsen, Arapların Karadeniz’de arazi ve toprak almasının ardı da kesin didiklenmeli?
Çok kısa yıllar içinde, kalacak otel zor bulunan Yanık-Kurtköy-Kırkpınar’da pıtrak gibi oteller açıldı. Oysa Arap yılda en çok 3 ay kalır.
Araplara ev satacağız diye, dağlar taşlar trilyonluk villalarla doldu. Artık düze de inildi… Ama, ağaçları yok edilen tepeler de, villalar da elde kaldı.
Araplar şak diye bina satın almayı kesti. Ev kiralayıp 3-5 ay kalıp gitmek işlerine geliyor. Ki; her yabancıya ev ve arazi satılmasına karşıyım?
Bunu, Araplar kendi yurtlarını ve Osmanlı’yı satarak pahalı ödemiştir; öder.
***
Bize ekonomik, sosyal, kültürel çok daha pahalı bedeller ödetmek peşinde olanları tarih boyunca izliyoruz. Para, dilerim gözümüzü kör etmez.
Sosyal ve kültürel, iç yaralayıcı başka dramlar da önümüzde yaşanıyor.
Siyah Filmli Camları ile içini göremediğimiz siyah minibüsler pıtrak gibi çoğaldı. O minibüsler, oteller ülkede bambaşka sektörler oluşturdu.
Paralı petrol zengini Araplar, deli paralarla minibüsü kiralıyor. Epey pahalı minibüsün satın alma bedelini 1 mevsimde kazananlar, Sokak Efsanesi gibi!
AVM’nin kapısına gelen O minibüsten, kefiyeli 1 Amcam, 3-4 kadın, farklı yaşlarda 10-12 çocuk indiğini görürüz. AVM’nin içi anında Lunapark : -)
***
Tamam, sepetler raylı sistem vagonları gibi, tepeleme de dolu; baba para!
Ama, dikkat! AVM’lerin önünde bir dolu köpek yatar… Mutlaka bir de Kadrolu Dilenci gibi, kadın… Mülteci veya bizden; İnsanlığımın bittiği an…
Atatürk’ün Cumhuriyeti, bize ne oldu böyle? Nasıl savrulmalar bunlar? Devletin TÜVASAŞ’ı, DONATIM’ı, ŞEKER FABRİKASI varken, Sakarya nasıldı?