Elektrik Mühendisleri Odası, Türkiye’nin uzaktan eğitim tablosunu açıkladı. İlk ve orta öğretimde 15 milyonu aşkın öğrenciye rağmen, EBA’nın kapasitesi 1 milyon, 2023’e kadar 5 milyona çıkarılması hedefleniyor. Öğrencilerin maksimum yüzde 48.5’inde internet var. Çocukların 3-4 saat ekran önünde oturmasının yeterli olduğu düşünülse bile ancak 7-8 çocukta 1 çocuk şanslı anlamına geliyor.
Dünya Bankası, geçtiğimiz günlerde yayınladığı iki raporda, pandemi nedeniyle okulların kapanmasının öğrenme yoksulluğunu ve dolayısıyla eşitsizliği ciddi oranda artırdığını ortaya koydu.
DB Başkan Yardımcısı Mamta Murthi, “Dünya genelindeki çocukların yarısından fazlasının öğrenme yoksulluğu içinde olması kabul edilemez” dedi.
Dünya Bankası raporunda Türkiye'nin durumu detaylı olarak yer almadı. Ancak TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası'nın (EMO) Dünya Bankası'ndan hemen sonra, uzaktan eğitim konusunda yaptığı tespitler Türkiye'nin durumunu son derece net bir şekilde ortaya koyuyor.
Teknik verileri inceleyen EMO, Türkiye'de internet altyapısının gerek kapasite, gerekse hız açısından yetersiz olduğunu, çocukların büyük bölümünün de internet hizmetine ulaşamadığını, uzaktan eğitim açısından bir facia yaşandığını açıkladı.
5 MİLYON KAPASİTEYE HEMEN İHTİYAÇ VAR
EMO'nun tespitleri özetle şöyle:
EMO, Elektronik Bilişim Ağı (EBA) kapsamında halen sadece 1 milyon interaktif uzaktan eğitim kapasitesinin olduğunu bizzat Milli Eğitim Bakanlığı'nın açıkladığını kaydetti.
Yine bakanlıktan yapılan açıklamaya göre, Dünya Bankası`ndan alınan 160 milyon dolar ile 2023`e kadar bu rakamın 5 milyona çıkarılması hedefleniyor.
Oysa Türkiye'de 5 milyon 267 bin 378’i ilkokulda, 5 milyon 627 bin 75’i ortaokulda, 5 milyon 649 bin 594’ü ortaöğretimde 15 milyonu aşkın öğrenci bulunuyor. Yüksek öğretimdeki öğrenci sayısı ise yaklaşık 8 milyon.
Çocukların 3-4 saat ekran önünde oturmasının yeterli olduğu düşünülse bile bu rakam ancak 7-8 çocukta 1 çocuk şanslı anlamına geliyor.
EBA kapsamında, 5 milyon veya üstü interaktif uzaktan eğitim kapasitesine şimdi ihtiyaç vardır.
Ülkemizin İnternet altyapısı gerek yüksek fiyatı, gerek kapasite, gerekse hız açısından yetersizliği ciddi sorundur.
Çocukların maksimum yüzde 48.5`inin evinde sabit internet vardır. Çoğunun bilgisayarı hatta televizyonu yok, İnternet erişim hızları da 8.5-10 Mbps düzeyindedir.
Güçlü bir altyapı hem çocuklarımızın eğitimi, açısından elzem hale gelmiştir.
ÇOCUKLARIMIZ İÇİN 160 MİLYON DOLARIMIZ YOK MU?
Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı evinde İnterneti olan çocuklara 3 operatör (Vodafone, Turkcell ve Türk Telekom) ile EBA`nın yükleme miktarını kota dışında tutmakta ve bunu “Ücretsiz İnternet” diye sunmaktadır. Oysa bu doğru değildir. Ücretini verip internet aldıktan sonra EBA kotasının ücretli ya da ücretsiz olması çok da önemli değildir. Milyonlarca insanın bu interneti alacak parası yoktur.
500 bin tablet dağıtılıyor olması, kocaman bir yaraya ufak bir yara bandı yapıştırmak gibi anlamsız ve yetersizdir.
Uzaktan eğitim için gerekli olan cihazlar çoğu evde yoktur. Özelikle 2-3 çocuklu evlerde cihaz sıkıntısı büyük sorun yaratmaktadır.
Öğretmenlerimizin uzaktan eğitim cihazları da eksiktir. 7 yıldır hiçbir öğretmene cihaz verilmemiştir.
Ülkemizin kapasiteyi bugün 5 milyona çıkarmak için çocuklarımıza ayıracağı 160 milyon dolar bütçesi yok mudur? Müşteri ya da alım garantili projeler yerine çocuklarımız öncelikli değil midir?
Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) bütçesi 5.9 milyar TL ile diğer 9 üst kurul bütçesinin toplamından fazladır. Ülkemizin İnternet altyapısı bu kadar yetersizken, BTK sektörün yatırım kaynaklarından her yıl çektiği bu devasa bütçeyi nereye kullanmaktadır?
Fatih Projesi kapsamında öğrencilere cihaz verilecekti. Şimdi bu cihazların ne kadar gerekli olduğunu görüyoruz. Evrensel Hizmet Fonu`nda biriken 5 milyar dolar neden öğrencilerimize bilgisayar alınması için tahsis edilmiyor?
Neden bu cihazlardan ve İnternet erişiminden ÖTV ve KDV alınıyor? Bunlardan alınan ÖTV ve KDV`nin derhal sıfırlanması gerekir.