Sakarya dev adımlarla gelişen, büyüyen, zenginleşen bir şehirdi. Sakarya’nın son 60 yılını yaşatan şehirli anlayışı bugün hiç ortada yok, dalga da geçilebilir.       

       Aylardır, ciltler dolusu eski resmi-özel kitaplarımızdan, 50-60 yıllık uçakla çekilmiş fotolardan, Sakarya’nın dününü ve bugününü didik didik kıyaslıyorum.

      Sakarya’da somut gerçek: 50-60 Yıl öncesine kadar çalışan, üreten, satan ve servetler kazanan Sakarya; bugün her şeyi dışarıdan satın alan, Tüketen Bir Şehir!

       Şimdi; gerçekçi, çağdaş gıda ve sanayi üreticileri bunu çok vurguluyor. Çünkü, gıdadan, sanayiye, eğitim ve sağlığa, turizme kadar, büyük tüketiciyiz!

       İlimizin 1954-1980 yıllarındaki ekonomisi ile 1980 sonrası ekonomisini biraz ucundan düşünerek geçelim. O tablo bize çok şeyler anlatır.

                                                                **

       50-60 Yıl önce Sakarya, İstanbul’u ve çevre illeri besleyen Gıda Cennetiydi.

 Serdivan-Yazlık-Aralık muhteşem tarım ve hayvancılık üretim merkeziydi.. Et-Balık tesisleri, eski tarihlere kadar giden mezbaha varlığımız İstanbul’u beslerdi.   

       Sakaryaspor’a deplasmanlarda başka şehirler, “ Patatesçiler, Kabakçılar!” gibi kışkırtıcı sataşırlardı. Çalışkan, üretken Sakarya köylüsü; O Patatesi, Kabağı, Mısırı, Bağları % 100 kendi Yerel tohumları ile üretirdi. O servetler alın terimizdi.

       Büyükbaş hayvancılığın ihya ettiği süt, peynir, tereyağı, yoğurt üretimleri ile ülkenin en mağrur üreticileriydik… Manda sütü katılarak yapılan peynir gibi yoğurtlar bile şimdi yok. Çünkü, manda gibi bereketli bir hayvanı da yok ettik.

        Bizi biz yapan Arabacıalanı Merası’nı, Meraları, sayısız ahırları, mandıraları da yok ettik. Ülkenin en doğal gıdalarını üretip, satıp kazanıyorduk. Şimdi, çocuklarımızı market ve AVM’lere para dökerek, başka şehirlerin-yabancı ülkelerin ürettiği gıdalarla besliyoruz.

       Bu gün, Arabacıalanı mera’sı ve Bağlar (?) Caddesindeki mekanlarda deliler gibi para harcıyoruz. Orada kaç Serdivanlı’nın mekanı var? Kazanılan ve Serdivan’da kalan kaç para var? Orada kaç Serdivanlı kaldı; O bizi yaralamaz mı?

                                      GELECEĞİ KURTARMAK ŞART !

       10 Yıl sonra; Çark Caddesi ile Karaman-Camili-Korucuk ( YENİKENT ) arasında, bir kuruşluk gıda üretilecek, tarım- hayvancılık yapılacak Köy Toprağı kalmaz.

       İkinci TEM ile 2. Hızlı Tren hattı oradan geçecek. O müjdeyi veren milletvekillerini alkışlayan, oy veren köy-köylü geleceği yok ettiğini göremiyor.

       Karasu Harası-TİGEM yok edilirken kılı kıpırdamayan tarım ve hayvancılık şehri de büyük gaflet uykusundaydı.

      Köy ve Köylü, hatta işçi kesimi şu gafletleri unutmamıştır. Zirai Donatım Traktör ve Ziraat Aletleri Fabrikası , sağcı iktidarlarca,“ KİT’ler kan emici BİT’tir! Liberal-Hür teşebbüs!” yaygarası ile yok edilirken nereye gidildiğini anlamadı.

       Köye-Köylüye, Devlet Kuruluşu olarak en uygun kalite ve fiyata gübre ithal eden Zirai Donatım’dan gübre ithalatını aldılar. Gübre Hür Teşebbüs eline geçti.

      1 Yıl geçmeden ithal gübre 2 katı pahalandı. Bu gün çiftçinin beli tohum, gübre, ilaç, su ve mazot ile kırılıyor. Devlet desteği ise devede kulak ve kime?

     Ford ve Başak Traktörleri devlet fabrikası Donatım’ın elinden alındı. Traktör fiyatları artık el yakıyor; alan da haciz kucağında. Ve, Donatım yok, oradan ekmek yiyen 3000 Sakaryalı da yok!

      Şeker Fabrikasının şeker rekoltesi kırdığı yıllarda. Üstelik, Sakaryalı üreticiler de refahtaydı. Çünkü, Vagon,, Donatım ve Şeker fabrikalarında çalışan 5-6 bin kişinin büyük kısmı köy insanlarıydı. Koop evi, tarlası, hayvanı, malı mülkü vardı. 

        İpekböcekçiliği, İpekçilik, Kaynarca-Taraklı-Kandıra BEZİ üreticiliği maziye gömüldü. Dericiler, kunduracılar,; yani üreten ve satıp kazanan Sakarya tarihe gömüldü…ÇİN MALI giyiyor, ANGUS yiyoruz; Yersen, “ Gezen tavuk” a kaldın.

        Nerdee, O “ İşi bilene vereceksin!” emri, liyakat zamanları? Öğretmen öğretmen değil. Ruhsatı, İmarı, İskanı, gıda denetimini yapacak memur siyasi baskıdan işini yapacak cesarete sahip değil.   

        Ne zaman Devlet Mülklerine ve maddi servetlerine göz dikildi? Ne zaman Yasama Yürütme Yargı-Kuvvetler Ayrılığı yörüngesinden saptırıldı? Devlet Planlama gibi eşsiz bir kuruluş ve Kamu Denetleme yok sayılmaya başlandı; Tuz işte o günden sonra artarak koktu gitti.

       Sakarya, 2 yıl içinde zor bozulabilir çağdaş planlarla yola devam etmeyi hedeflemeli. Seçtiği Yönetenleri de O yola ya çevirir, ya da Yolun sonu yakındır.

      İktidarın,“ Karasu’dan Kaynarca’ya demiryolu yapacağız!” masalına bile susan Sakarya Siyasi Muhalefeti’ni de şu 2 gün önünüze getiririm.