Siyaset ipine sarılmışların gündemi ile uğraşmayalım. Hatta, onları bile yarın çoluk çocuklarının geleceğini tehlikeye sokacak İŞ’ler için uyaralım.
17 Ağustos Yüzyılın Depremi’nin üzerinden 20 yıl geçti. Şu yıl içinde Türkiye’de kaç deprem oldu. Peki bunlar Sakarya’nın umuru mu?
***
Sakarya şu anda; yanlış yapılan, yarım kalan projelerini hale yola koydu mu?
Kamu Daireleri, Meslek kuruluşları, Üniversiteler; Yakın-Orta-Uzun vadeli Sakarya Projeksiyonlarına sahip mi?
Allah korusun, 17 Ağustos 1999 Felaketi’ne benzer bir şanssızlık yaşasak ne olur? Öyle böyle, hiç Ortak Senaryolarımız var mı? Yayınlayın öğrenelim!
***
Türkiye’nin dört yanında her gün irili ufaklı depremler yaşanıyor. Bunlar 17 Ağustos Gecesi’ni yaşamayana hiçbir şey anlatamaz.
Sakarya Valiliği’nin, Eylül 2000 tarihli,” Sakarya ve Deprem!” kitabından kimi İBRET örnekleri hatırlatayım, ki;
O gün yaklaşık 750 bin nüfusumuz varmış. Şimdi 1 milyonu aştık deniyor? 750 Bin Sakaryalı nerede, neler yaşadı? 1 milyon Sakaryalı nerede, neler yaşayabilir?
***
Resmi daireler dahil, Adapazarı merkez halkı, Serdivan Arabacıalanı Merası’na kurulan 692 Deprem Konutuna sığınmış. Devletin harika planlamasıdır : -)
Bu gün, Arabacıalanı diye bir Mera YOK; 50 çadır kurulacak yeşil alan da yok!
Ne Hanlı, ne de Hanlı Merası da yok! Adliye’de de Japon-Türk Köyü kurulacak alan kaldı mı?
Alman Hükümeti’nin 600 Deprem Konutu kurduğu Alancuma Merası ve O Eski Kent Çöplüğü rezaleti bir kötü günümüzde bize Konut Alanı olur mu?
Kırkpınar-Mahmudiye’de, Güral’ın Bedesten AVM’yi kurduğu Kamu Alanı, bir felakette bize 17 Ağustos Berna Yılmaz Hastanesi-Deprem Konutları olur mu?
Dernekkırı Merası’na ben bile 2 yıldır gitmedim. Dernekkırı, koskoca şehri yıllarca misafir etti; biz oradan yıllarca taş molozlarımızı bile kaldırmadık.
Emirdağ tepelerinde artık, 17 Ağustos’ta kurulan 740 konut için yer yok; tümünü mezarlık yaptık, orada bile bize yer yok!
1000 Konut kurulan Abalı Merası bu gün ne durumda bilmiyorum? Ama, Akyazı ve Hendek de; hemen her ilçe bence aynı durumda.
***
Hatalı-Bencil-Egolu Siyaset Yolları bunları asla öncelemez-ÖNGÖREMEZ!
Hiçbir Siyasi ve hiçbir Siyasi Parti bir Ülke Halkını-Toprağını-Servetini geleceğe taşımayıcı öncelik göremez. Halk görmeli, siyasete Halk dayatmalı!
Devlet; Yasama Yürütme-Yargı denilen Kuvvetler Ayrılığı ile geleceğe yürümeli.
Hiçbir Oluşum; Kamu Birimleri Liyakatinin zenginliğini ve geleceğini kuramaz. Siyaset de, siyasetten bağımsız Devlet Planlama Teşkilatı’nın gerekliliğini anlamayabilir!
Siyasetin dayatmasına, güdümüne giren DPT de ayrı bir felaketimiz olabilir.
Devlet Daireleri, kuşkusuz her zaman-mutlaka dönemin İktidarları’na bağlı çalışır. Ama, bu da Devletin Anayasası’na, yasa ve yönetmeliklerine uygun işler!
Siyaset, Yerel ve Genel Yönetim iplerini hiç Liyakatsiz Kendi İplerine bağlarsa? İşte o zaman yanar gülüm keten helva. Halk da yanar, siyasette!
***
Sözü şimdi anlatmak istediğim yere getirebildim:
Siyasetin; kendini, kendi partilisini-çatısını planlayamadığı zamanlar olabilir!
Kamu Daireleri, ülkenin ve şehrin Sosyal ve Mesleki Oluşumları o günler için daima vardır. Kapsamlı maddi-manevi birikimleri vardır. Yasaları da öncelerler.
Sorumluluk sahibi, Vatansever her siyasi parti de bunun Kamu-Halk Liyakati demek olduğunu bilir.
Gün, bugündür. Kamu Daireleri, Şehir Halkı, hiç siyasi dayatmasız, en kısa zamanda bir Sakarya Olağanüstü Hal Projeksiyonu hazırlamalıdır.
Kamuda vardır da? Son yıllarda ülkemizin gerçeği siyasi dayatmalar kamu liyakatinin vitesini mutlak etkilemiştir.
Kamu Birikimini, hem de hemen bu gün, olabildiğince bağımsız bırakan bir siyasi yapı ülkeye en büyük hizmeti yapar. Olağanüstü Günler Projeksiyonu şart!
Sakarya da, 17 Ağustos’a 52 gün kala, O dehşet günlerinin kaygılarını yaşama korkularından biraz olsun kurtulur.
***
Şehirde 17 Ağustos 1999 sabahı görüntülü çekim yapan bir dolu insanımız var. Bu yılın 17 Ağustos Günü herkes o görüntüleri ibreti alem için paylaşmalı.
Bir Süreliğine Seçtiğimiz Siyasi İktidarlar da Yasama Yürütme Yargı Bağımsızlığını öncelese; Türkiye geleceğe çok daha güçlü yürüyecektir.