1000 Yataklı Sakarya Şehir Hastanesi (?) konusunda, Ak Parti Sakarya Milletvekilleri sanki sırayla açıklama yapmaya yazılmış gibi.

Yanılıyor muyum; sanki hep Sakarya’nın kuzeyinden oy alanlar 1000 Yataklı Hastane için konuşuyor ? Alandüzü de, Alandüzü tutturması da ayrı !

Alandüzü’nde, Sakarya Tıp Fakültesi kurdunuz işte ! Ama, çağdaş bir Tıp Fakültesi mekanları-Okul Binaları hala ortada yok. Olan, iki Lise binası bile değil.

Sakarya Büyükşehir Belediyesi’nden utanıyorum. Tıp Fakültesi yapılsın diye, yıllar önce hemen bitişikteki 500 dönüm arsayı bağışladılar.

Özetle; onca yıldır Kuzey Milletvekilleri Alandüzü’nde ülkenin 20 tıp fakültesi içine girilebilecek mekanları kotarmalıydı. Kuzey, o zaman akıl almaz bir zenginliğe kavuşurdu…Ki, hala da O fırsat ellerinde; tabi yapabilseler !

Yakın Genel Seçimde parti içinde kendilerini sağlama almayı düşünmeleri siyaseten normal. Ak Parti Genel Merkezi neden, kimi tercih eder, bilemem ?

Sakarya onca zamandır Sizi TBMM’ye seçti. Onca Hükümet kuruldu. VE; içinizden Sakaryalı bir tek Bakan çıkmadı. Susup, yola devam edildi. Orada yine tercih edilebilirsiniz. Ama, Sakarya artık neyi, kimi tercih eder bilemeyiz. !

Çünkü; haberlerde okuduğuma göre, dün 1550 Yataklı Adana Şehir Hastanesi açılmış olmalı. Tamam, Adana bunu hak edecek bir bölge de ?

Afyon, Yozgat açılmış ! Elazığ, Bursa, İst. İkitelli açıldı, açılıyor…Samsun, Kocaeli, Diyarbakır, Malatya, Erzurum, Van yolda.

Eski Bakan Müzzinoğlu: “ 27 Bin yatak kapasiteli 16 şehir hastanesi 2016-2017 yılı sonuna kadar hizmete açılacak. 2018 Yılı sonuna kadar toplam 34 şehir hastanesi hizmete açılacak !” demişti.

Sakarya’da yer var; herkes cebine yapılsın istiyor ? Yapacak ortada yok !

KAMU VE YARI KAMU KURULUŞLARDA;

“ GİZLİLİK KARARI !” DİYE BİR ŞEY OLUR MU ?

Siyasi partiler, meslek odaları ve birçok sosyal-ekonomik oluşumda, seçimli dönemler yaşanıyor.

Ülke, Kent, Meslek idealleri ile yoğrulduğuna inandığım adaylar görebilsem, inanın çok net ortaya çıkar elimle bile işaret ederim.

Bir kere; ülkede korku dağları sarmış. Vicdanını rahatlatacak doğruyu gören insanlarımız bile, “ Ulan kaşınma işte ! Senin işin gücün tıkırında; sana mı kaldı memleketi kurtarmak ?” gibi tüymeler içindeler.

Ötede, siyasi misyon üstlenmiş, talimatlanmış gibi kadrolar, doğru ve yanlış bir dolu entrika ile tüm mevzileri ele geçirmeye çalışıyor.

“ Demokratik Seçim “ denir. Ama, görüntü, “ Tamamen duygusal. “ gibi.

Ne yazık ki; ülkemde siyaset arenasında gördüğüm hiçbir şey beni artık şaşırtmıyor. “ Özgür ve Demokratik Halk Oylaması !” denilse bile !

Ama, 80 milyon insanın sosyal ve ekonomik oluşumlarında, “ Menşei gaip para ! Harcama yeri ve kuruluşu söylenmeyen gaip para !” olur da;

Üyeler hesap sorunca, “ Yönetim olarak gizlilik kararı aldık, açıklanamaz !” denen bir noktaya gelmişsek, orada tuz kokar. O hesap da sorulur.

Bence; mesleki oluşumlarda, “ Birlik olmak !” sözü, en doğrusuyla ortaya koyulursa kazanılır. Mesleklerin en birikimli, en güvenilir, en çalışkan, en demokrat bireyleri Yönetimlerde başarı misliyle gelir.

İş Hayatı, iş ve ikna birikimi, güven ve devamlılık ister. Keşke siyasette bunları öncelese. Ülkede bu denli gergin bir ayrışma ortamı da kalamaz !

Dileriz kazanan Türkiye Cumhuriyeti ve 80 milyon erdemli insanı olur !
 

İŞ DÜNYASI’NDA; BAŞARILI OLANA,

İYİ KAZANANA SALMA YAPMAK ?

Yanlış yerde, yanlış iş ve mekan yapma İŞ’lerine ne kadar kızdığımı bilenler bilir. Ama, daha önce de çok yazdım, bir kez daha yazayım:

Cesur, hatta Cüretkar Yatırımcısı olmayan şehirler, ülkeler gelişemezler. Dahası, başka devletlerin kuyruğuna, icazetlerine takılı kalırlar.

Ki; Ülke içinde de bu görüşüm cuk diye doğru yerine oturur.

Cesur, cüretkar, akılcı yatırımcı her hangi bir yerde, her işe, her boyutta ve her türlü girişimi yapmakta çok haklıdır. Koşulları zorlamada bile haklıdır.

Evet; yatırımcı istemekte ve zorlamakta haklıdır !

Sen de, özgür ve hukukun üstünlüğü altında yaşayan bir ülkede yapılan Demokratik Seçimlerde; Devletin ve Halkın Haklarını koruyacak Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni seçmek gibi müthiş bir hakka sahipsin.

TBMM, T.C. Devletini, Doğasını ve Seni koruyacak olan Devlet ve Devlet Yasalarını yapar. T.C. Anayasası var !

Yatırımcı İş Dünyası, Anayasa’ya göre, her yerde, her işe girişim yapabilir !

İşte işin bam teli burada ! Atanmış ve Seçilmişlere düşen görev; Anayasa’ya ve yasalara uygun yerde, uygun işlere, doğru olur vermektir.

“ Ya, iyi de senin yapmak istediğin yer ve o iş biraz riskli…Ama, sen şuraya bi okul yap, bi bakarız !” denilemez. “ Şuraya şunu yap iskana bakalım !” olmaz.

Her şehrin himmetli Eşrafı-İş Dünyası bilinir. Onlar şehirlerini yüceltirler.

Ama, istemeleri abartıp, tepelere binip, her gün aynı kapılara gitmek olmaz. Hele de, son izin alma günleri köşeye sıkıştırarak, “ koparma !” asla olamamalı.

Şehrine aşık, okul ve himmetleriyle bilinen bir eşraf kepenk kapatmışsa, O hale gelmişsek; “ Yıkıl o zaman Sezar !” deme günleri yakın gibidir.