Yaklaşık kırk gün önce verilen, referandum startından sonra ‘Evet’ için sahaya çıkan AK Parti’de de, ‘Hayır’ için sahaya çıkan CHP’de de yorgunluk alametleri başladı. Referandum, normal seçimlerden farklı olduğu için söylemler sınırlı.
**
Vaatler belli. Bunun için artık iki tarafta iyice yoruldu. Hani içlerinden, ‘Yarın 16 Nisan olsa’ diye geçirdiklerini hisseder gibiyim. Ak Parti’de referandumun ağırlığı açık söylemek gerekirse Büyükşehir Belediye Başkanı Zeki Toçoğlu’nun omuzlarında.
**
Toçoğlu’na en büyük katkıyı veren de İl Başkanı Fevzi Kılıç. İlçe belediye başkanları ve ilçe başkanları da kendi çapları ve sınırları içinde çalışmalarını sürdürüyor. Ak Parti’nin referandum çalışmalarında milletvekilleri, genel seçimlerde olduğu gibi tam kadro sahada görünmüyor maalesef.
**
Mesela Ayhan Sefer Üstün hemen hemen sahada hiç yok. Ali İhsan Yavuz ve Şaban Dişli’yi arada bir görüyoruz. Mustafa İsen ile Recep Uncuoğlu ise yüzde elli yüzde elli. AK Parti kanadındaki referandum ağırlığını, ağırlıklı olarak sırtlayan Zeki Toçoğlu, daha sonra da Fevzi Kılıç. Diğerleri eh işte…
**
CHP’de de referandum ağırlığı, ağırlıklı olarak Milletvekili Engin Özkoç’un üzerinde. En yakın katkı veren İl Başkanı Ayça Taşkent ile bazı ilçe başkanları. Referandumda hemen hemen tek başına, ‘Hayır’ diyen CHP’nin Sakarya’daki saha çalışmaları yine de yeterli gibi görünüyor.
**
Özellikle Özkoç’un girişimleriyle gelen milletvekilleri, belediye başkanlarının sahada yaptığı çalışmalar, CHP’nin AK Parti karşısındaki açığını hızla kapatıyor gibi görünüyor..
**
Tekrar başa dönersek, her iki tarafta yoruldu. Söylemler, konuşmalar artık sürekli olarak tekrar olmaya başladı. İki tarafta vatandaşa farklı bir şey sunamıyor. Başkan Toçoğlu’nu dinliyorum, Başkan Kılıç’ı dinliyorum, İsen’i, Uncuoğlu’nu, Ak’ı dinliyorum hep aynı daire içinde, sürekli tekrardalar..
**
Beri tarafta, Cumhuriyet Halk Partisi’de öyle. Özkoç’ta, Taşkent’te konuşmalarında belli bir dairenin içinde dönüp duruyorlar. Onlar da haklı. Bu referandum değil de normal bir seçim olsaydı, konuşmaların, vaatlerin içeriği daha dolu olurdu. Referandum olduğu için seçenek çok az ve bundan iki tarafta bıktı, yoruldu artık. Ve biz de… Biz gazeteciler de referandumdan yorulduk artık. Keşke yarın 16 Nisan olsa!