Vedalarda hüzün vardır. Vedalarda ayrılık yaşanırken  gideni sevmeseniz bile, içinizde burukluk yaşarsınız.
Bizim geleneğimizde,  profesyonel de olsanız yaşadığınız  Dünyada , orada Türk usulü duygusallık yaşanır. Pazartesi günüde Rüstemlerde Ercüment Hülagü Coşkundere’nin bir süre birliktelik yaşadığı sporcularla, kulüp çalışanlarıyla veda kucaklaşmasının resimlerini izlerken ,ben bile hislendim. Futbolda bunlar sadece bu güne mahsus değil. İkinci yarının son iki haftasında gitmek ,Sakaryaspor’un önünü açmak için, girişimleri olduğunu öğrendiğimiz Ercüment Coşkundere’nin bu isteğini geri çeviren yönetim, gidenin yerini çabuk doldurdu. Umarız bu ayrılıktan doğacak çocuk sağlıklı doğar. Gidenin yerine gelen bizden biri. Bizim evin futbol bahçesinden dışa açılan, sporculuk ve de teknik adamlık kariyerinin içini, dışarıda dolduran Osman Özdemir, ben bu ligi bilmem dediği bir yere geldi. Hemde çok kritik bir dönemeçte. Duyduk ki ısrarlar sonucunda, bilmediği bir ligin kapısından içeri girmiş. Girdiyse eğer ,sorumluğunu Sakaryasporun istediği yeri bilen biri olarak çok çalışacak.Elinde sihirli futbol değneği yok. Yok ama, ondaki tecrübe birikimi bende yok ki. Biz onu işinin erbabı Teknik adam olarak biliyoruz. Kendinin kurmadığı bir futbol inşasının, duraksayan kalbini harekete geçirmek adına, Osman Özdemir’in Teknik adamlıktaki kariyerini Sakarya’ya taşıması, kan değişikliği adına  isabetli bir tercihtir diye düşünmek istiyorum. Ona ‘’hoş geldin’’ demeyeceğim. Zaten onun nüfus kağıdında Sakarya yazıyor. O evine geldi. Ama başarılar dilemek içinde cimri olmam. Onun başarılı olması demek Sakaryasporun başarısıysa eğer, ben bu aşamada ona canı gönülden başarılar dilerim. Evine hoş geldin Osman Özdemir.