Adı; M. Şükrü Saraçoğlu… 1886 yılında İzmir-Ödemiş’te doğdu. Peki kim bu Şükrü Saraçoğlu?

**

Şükrü Saraçoğlu ismini daha çok Fenerbahçe’nin ünlü stadından dolayı hatırlarız. 1934 ile 1950 arasında Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanlığı görevinde bulundu. 16 yıl Fenerbahçe Spor Kulübünün Başkanlığını yapan bu zatın ismi başkan Aziz Yıldırım tarafından stada verilmese belki de ismini bile hatırlamayacağız.

**

Şükrü Saraçoğlu 16 yıl Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanlığı yaptı derken, burada küçük bir parantez açmak istiyorum. Saraçoğlu, Fenerbahçe Başkanı olduğu yıllarda bir gün Fenerbahçe’nin bir hazırlık maçına giderken, oğlu ve oğlunun ricalarını kırmayarak onları da maça götürür.

**

Stadın kapılarına geldiklerinde, cebinden bir miktar para çıkararak, ‘Alın bu parayı, siz şuradan bilet alıp, şu kapıdan içeri gireceksiniz’ der ve oğlu ile arkadaşını paralı gişelere yollar. Bugün aynı şeyi yapan bir başkan olabilir mi acaba?

** 

1923'de milletvekili olan Şükrü Saraçoğlu, CHP ideolojisine gönülden inanmış eski bir ittihatçı olarak çeşitli makamlara yükseldi. 1950'de Demokrat Parti’nin iktidara gelmesinden sonra siyasi hayattan çekildiği bilinir.

**

Söylediğim gibi 1923 yılında CHP Milletvekili olarak Meclis’e girer. Parti içi, görüş, düşünce ve özellikleriyle kendini kısa sürede gruba kabul ettirir. İlk bakanlığı 1924 yılındadır. Ve siyasi hayatı şöyle devam eder. 1927-1930 yılları arasında Maliye Bakanı.

**

1933-1939 yılları arasında Adalet Bakanı, 1939-1942 yılları arası Dışişleri Bakanı, 1942-1946 yılları arası Başbakan, 1924 ile 1938 yılları arasında dört kez Milli Eğitim Bakanı, 1930 Merkez Bankası kurucusu, 1948 ile 1950 yılları arasında Meclis Başkanı…   

**

16 yıl Fenerbahçe gibi bir kulüpte başkanlık ve 1924 ile 1950 yılları arasında, Cumhurbaşkanlığı hariç, en üst, en yüksek mevkilerde görev alan Şükrü Saraçoğlu, 27 Aralık 1953’te öldüğünde 67 yaşındaydı. Şükrü Saraçoğlu ile ilgili son yazacağım cümle şu; ‘Şükrü Saraçoğlu, bu kadar üst düzey makamlarda görev yapmasına rağmen hiç ev sahibi olamamış, sürekli kirada oturmuş ve öldüğünde de kiradaymış…’