SATSO’nun haziran meclis toplantısında yaşanan tartışmayı, belki içeriği yanlış ama, olması çok doğal ve doğru olan bir İSTİŞARE olarak gördüm… İçeriğini bilmem, ama benim vurgulamak istediğim tablo odur…

           Kişisel olmasın, topluma hiç fayda getirmeyecek hava şovları yapılmasın da; hemen tüm Seçilmiş Yönetenler kendi arenalarında sonuna kadar, açıkça, yüz yüze, hiç müdahalesiz sorgulanabilsin!..

          SATSO ve Meclisi için biraz söz hakkım var mıdır ? O mecliste, 30 yıl önce,   1983-1987 Meclisi’nde ben de görev yaptım… 1999 Depremi yaşanmazdan önce ve hemen sonrasında da ATSO Danışmanı’ydım… Yaşamımda Ticaret ve Sanayi’nin içinde olmak da var. Sakarya’nın dününü-bugününü hala iyi izlerim…

           ATSO ( şimdi ki adı SATSO ) bildiğim tüm zamanlarda, Siyaset Dışı görünmeye özen göstermiştir. Siyaset Dışı görünürken, var olan ekonominin en büyük üreticisi olduğunu çok iyi bilir.

           Sakarya İş Dünyası’nda, kuşkusuz tüm siyasi partilere gönül vermiş kent halkı vardır. SATSO, ilkin o nedenle siyasi partilerin ve iktidarların arka bahçesi olunmaması gerektiğini bilir. Ülkede de böyledir…

          İş Dünyası, Kent Ekonomisi’nde günün ve geleceğin hedeflerini belirler. Şehrin, Vilayetin, Siyasetin ve İktidarların önüne koyar. Somut sonuçlar için üstüne düşen maddi-manevi yükümlülükleri yapar. İktidar-Devlet erkinden de üstüne düşeni ister. SATSO, bu nedenle Siyasetin-İktidarın arka bahçesi olmaz.

           Teşvik amacı ile olsa bile; Sakarya topraklarında 1 metre ray yokken,         “ Sakarya Türkiye’nin Lojistik Üssü oluyor!..Karasu Demiryolu ve Karasu Limanı yapılıyor!..” dersek, bunun adı ne olur ? Siyasi vaatler, aradan geçen onca yıla ve verilen onca kent desteğine karşı; ortada eser yoksa, SATSO sorgular!

           30 Yıldır O Karasu’yu ne rüyalara soktuk!.. Bilmem kaç yüz bin kişinin çalışacağı Serbest Bölge mi yapmadık! Sakarya Nehri Ulaşım Projesi Türkiye’de Yılın Projesi bile seçildi!..Kamyon fabrikaları mı getirmedik!..Hala BİR TEKİ yok!

           SATSO’da kavga hiç bitmesin!..Ama, O kavga Sakarya Ekonomisi’nin yarınları için, somut projeler için olsun! Seçtiğimiz-Seçtiğiniz tüm siyasilerin  önüne, SATSO’nun da destek verdiği, yapılmayan İŞ’leri koyalım!

            SATSO’nun, SAÜ işbirliği ile yaptığı, kimi hayata da geçmiş, projeleri  saygıyla izliyorum. Öğrenimin son 2 yılının işletmelerde uygulamalı geçmesi öğrenciler  için büyük kazanımdır…Hele de, tam işleyişe girdiğinde, Teknoloji Merkezi : -)

           Son sözüm; SATSO, son 2-3 yılın dergi manşetleri ile yayınlarını şöyle yüzeysel bir gözden geçirmesini dilemek olsun!..Sakarya’nın önüne ne hedefler konmuş! Hangileri, ne kadarı yapılmış? Bugün adı bile geçmeyenler var mı ?

           Çünkü, hemen hiç birisi Devlet-Ankara öncülüğü olmadan gerçekleşecek işler değildir. O işler için, özellikle TBMM’ye; Yaptırım Niteliği, Niyeti, Gücü olan; Seçilmişler neden önceden düşünülmez, yola sokulmaz? Oralarda bu bir şart!..

            İşte, BU VE BENZERİ, Sakarya Kavgalarıdır sözünü ettiğim. Henüz geç değildir!..SATSO, şimdi, Yeni Seçilenlere de öncülük etme hazırlığını yapmal!..Ki, Onlar daha Ankara’ya alışmadan, SATSO önlerine hedeflerini koymalı;

           Sonra çok geç oluyor : -) Siyaset arka bahçesi zannetmeye çabuk başlar!

 

                              ÖZEL ŞAHİN OKULLARI’NDA YAZ OKULLARI : -)

          Gazetemiz Bizim Sakarya’da cumartesi günü, “ Özel Şahin Okulları’nda Yaz Eğitim ve Öğretim Dönemi başladı!” haberini okuyunca müthiş mutlu oldum!

           Çocuklarımızın geleceği belirsizlik içindeyse, tatillerdeki belirsizlik de üstüne binince, kaygılara sürükleniriz. Günlük işlerimiz bile dibe vurur…

           Özel Şahin Okulları işte böyle bir soruna çözüm bulmuş. Okullar tatilde iken, büyük bir sorumluluk yüklenmiş…Bir öğrenciye  verilebilecek en doğru insani duygu; severek, isteyerek okula gitmesidir! Özel Şahin’de izlenen doğru yöntem bence tam da böyle olmuş!

           Bir çocuk, bir genç; yaz tatilinde severek ne yapmak ister? Ucunda not yok; sözlü yok, yazılı yok; Napolyon Korkusu hiç yok! Özgürce oyun var; Yüzmek var; Tenis, Futbol oynamak var! Resim yapmak, Şarkı dinlemek-söylemek var!  

            Bir yaz tatilinde severek yapılacak etkinlikleri Özel Şahin Okulları sunmuş! Uzun süredir  yazmadığım için Özel Şahin Okulları’na gitmemişim; şimdi şart!

           Depremden sonra, Yüzyılın Felaketi’ni yaşamış Sakaryalı çocuklarımızı, O büyük yıkımın sendromlarından en erken uzaklaştıran katkı Özel Şahin Okulları ile gelmişti…

      Her zaman saygıyla andığım Okul Kurucusu  Öğretmenimiz Enis Alagöz’ü, ne yazık ki, yakın zamanda kaybettik. Şehir enkaz halindeyken, nefis bir kadro ile  Maltepe’de Özel Şahin Okulları’nı  eğitime açması unutulamaz…

       Onlar, şehirde çalışarak kazandıklarını ve daha da fazlasını, yine şehirlerinde dev yatırımlara harcayan Sakaryalılardır!..Yeri, geldikçe nice örneği de yazarım!      

            Hayatım, Devlet Okulları yanlısı, Özel Okullar karşıtı olarak geçti. Ama, bugün okula başlayacak-başlamış çocuğum olsa, bütçemizi borçlanmayacak kadar zorlar, özel okula yollarım…

           Çünkü, Ülkemizde Milli Eğitim politikası son 12-13 yıldır darma duman. Siyaset, sadece aileleri, çocuklarımızı değil; Eğitim Öğretimi yöneten tüm kadroları da allak bullak etti. Hem de ilkokuldan, üniversiteye kadar.

           Yapılan yanlışı görmeyen, görmek istemeyen, halk önünde konuşulmasını da düşünmeyen, siyaset kendi ipini de çekiyor… Milli Eğitim Birikimi, Milli Eğitim Vizyonu yüzde 100 olan kadrolarının uyarısını bile iplemeyen siyaset olur mu?

           Çocuklarımızın, gençlerin hiçbir sınavı şaibesiz sonuçlanmaz mı ?  Şu gün bile sınav sonuçları sorgulanıyor!..Ben nerede, nasıl çözüm aramalıyım ?

           Devlet Okullarının liyakatli öğretmenleri, ya kapı dışarı, ya da tenzili rütbe  pasifize edilmiş…Özel kurum-kuruluş liyakatli elemanını atmaz, pasifize etmez! En liyakatli, en verimli elemanlarla yoluna devam eder…

           Umarım, bugün neden, “ Özel Okul!” dediğim doğru anlaşılır, doğru yere konur!