Sakarya son 30 yıldır çok haksız ve de vizyonsuz kahramanlar yaratıp; O kahramanların inanılmaz masalları ile uyutuldu…

          Şimdi de birileri “ Yerli Otomobilin Sakarya’da yapılmasını istiyoruz!” gibi bir masalın peşine takıyor bizi…

          Oysa, otomobil artık Çağdaş Ülkelerin hayatından hızla çıkarılıyor. Türkiye ise tepesine kadar otomobil fabrikası ile doldu.

           İzmit-Adapazarı arası 40-45 kilometre; TOYOTA, FORD, HUNDAİ oto fabrikaları O 40 km içinde : -) Bursa ise zaten bir Otomobil Şehri…

          Amerika, İngiltere, Fransa, Almanya salak; Onlar kendi ülkelerinde oto fabrikalarını kapatıyor, başka topraklarda yapıyor… Tek akıllı biziz… Yapanlar artık Pazar bulamıyor; Sen Yerli yapıp yok satacaksın!..

           Neden Sana TÜVASAŞ’ın % 80-90 Yerli Raylı Tren ve Yüksek Hızlı Tren yapma teşvikleri yok? Neden Güney Kore veya İspanyol’a YOL verilir? 

           Önümde son 30-40 yılın kitapları…Bakanlıkların, Valiliğin, Üniversite’nin, ATSO-SATSO’nun, Belediyelerin vesaire…Yüzde 10’u yapılsa, Sakarya uçardı!..           

Valiliğin trilyonları harcanarak yapılan projeler bile ne hallerde? Ya ellere yar olmuş, ya da sözünün edilmesi bile suç gibi : -)

          Karasu Demiryolu, Karasu Limanı tek başına ibretliktir de;

          Sakaryalıları yıllarca ” Karasu Serbest Bölgesi! 100 000 kişiye iş!“ diye bir masalın peşine taktılar…Ne günlerdi Onlar; ama ne cafcaflı manşetler!..

           Şimdi, bugün bile Karasu Serbest Bölge civarında arazi alanlara bir ulaşın. Aldıkları O araziler yakın zamanda pırlanta değeri kazanacak, hepsi köşe olacaklardı… Karasu’lu bile ne hayallere sürüklendi…

           CHERRY n’oldu?..Hani, büyük baba heyetler geliyor, ama ne karşılamalar, ne manşetler atılıyordu : -) Nerde CHERRY…

            Her Siyasi İktidar, en DOĞRU LAFLAR’la başladı İŞ’e; “ Sakarya’nın Öncelikli Hedefleri’ni belirleyeceğiz…Kısa, Orta ve Uzun Vadeli Hedefler olacak…

            Ama, bütün projeler aynı anda başlayamaz…Beş proje bitecek, sıradaki beş projeye geçilecek!” deniliyordu…30 Yıldır hemen hiç biri yok ortada…

           SATSO 2010-2013 Stratejik Planı önümde… DPT MARKA’nın nefis çalışmaları da…Ama, ortada hayata geçen bir şey yok, suya yazılmış masallar..

            Belediyelerin Yerel Seçim kitapları ve sonraki kitapları sözümün dışında değil… Biz, ya bilgisayarlarda cillop gibi sanal projeler yapıyoruz, ortaya başka bir Siyasi-Ticari Bir İŞ çıkıyor…Ya da, proje muhteşem ama ortada 1 metresi yok!

          Gerçek, şehre vizyon katacak Kısa-Orta-Uzun Vadeli Planlamalar şart artık!

 

                         SAİT FAİK RİYASI VE O PARK KİMİN CEBİNE GİRECEK?

           Arabamı Adapazarı’nda, Sapanca’da ve hemen hiçbir yerde ana caddelere bırakmam…Sapanca’da en çok 300-500 metre yürür, merkeze gelirim… Adapazarı’nda bu 2-5 km arasında değişir…Kent Meydanı Otoparkı var…

             Adapazarı’nda, İzmit Caddesi doğup büyüdüğüm yer…Ve, orada bile arabamı ana caddede bırakmam… Geçen gece Adı Bahçe’nin arkasına bıraktım..

            Gece 22.30 arabamı almak için Sait Faik Parkı’na geçtim. Zifiri karanlık!.. Şehrin ortasında, gözler önünde, ürkütücü koca bir Karanlık İşler mekanı!

        Sait Faik Heykeli tarafından el feneri ile bir grup geliyor. Gece gezmesinden dönen çoluk çocuk bir Aile. İliklerime kadar ürperdim…Bu tehlikeyi Yerel Medya yıllarca utanılacak uyarılarla yazdı… Devletten, Şehirden, Belediyelerden tık yok.

            Farları yaktım Sait Faik Heykeli’ne kadar gittim…Şehir adına utanmak da az artık!..Zaten Sait Faik Haftası, Sait Faik Günü, Sait Faik Ödülü gibi riyalardan yıllardır utanan bir Sakaryalıyım…

             Bir zamanlar; geceleri ışıklar içinde yıkanan; Ailelerin çoluk çocuk gelip oturduğu çay bahçeleri, oyun bahçeleri olan O Park yok artık..

            İzmit Caddesi’nden görkemli giriş; O Peyzaj; rengarenk çiçekler, ağaçlar, çimler, oturma alanları, tenis kortları ile bezeli O Muhteşem Park bugün şehrin en berbat çöplüğü…

            Tabii, dünyanın bütün ansiklopedilerine şehrinin ve kendisinin adını          “ Adapazarılı Yazar Sait Faik” diye yazdıran, Türk Hikayeciliği’nin En Büyük Yazarı’nın Heykeli de, Eserlerinin Kitabeleri de perişan !!!

          Ben Utandım Sakarya! Ve, sordum; O PARK, KİME PAZARLANIYOR ACABA?

         Yaşadıkça-Yazdıkça bunu unutmam, unutturmam!.. Sait Faik adına Sakarya’da düzenlenecek resmi-özel, hemen her etkinliği “ Riya!” olarak nitelerim…

            O Park ışıl ışıl olmaz, Sait Faik Heykeli eski haline getirilmezse, bu şehir RİYA’dan kurtulamaz!..

            Kimsenin umuru olmaz!..Benim umurum; yazımdan üzerlerine aldıkları her riya, çok eminim ki Onlar Yönetmekte olmadıkları gün aynen kendilerine de yapılır… İşte benim de umurum zaten bu!.. İnsan ve Şehirde vefa olmalı!..