Valla on dakikalık bir saman alevi gibi futbolun içinden çıkan şans talih kader kısmet bir golle üç puan aldık. Rotasyon yapılmış, kim yapmış nasıl yapmış. Mustafa Cevahir’in, Aykut Közün kulübeye, Doğan Seçkin’in tribüne gönderilişi sonrası sahaya sürülen kadro değişik ama, yeni gelenlerle, eskilerin birleşiminden doğan kadronun ne farkı var? Yok birbirlerinden aslında farkları. Fark kadroda görmediğimiz Efşan ve yeni transfer Ömer Yıldız. Bu kardeş kendi aldı kendi vurdu penaltı geldi golü attı. Tribünlere salvo yaptı ama onda bizi ilerleyen günlerde uçuracak golcü tipi hiç ama hiç yok. Bu kardeş hal ve hareketleriyle özel ilgiye muhtaç çocuk gibi. Yatıyor kalkıyor yatıyor kalkıyor o kadar. Kısacası onun oynadığını ve oyun içerisindeki sergilediği tavırları hiç ama hiç sevmedim. Volkan’ın oyundan çıkarken hocasına değil de, soyunma odasına gidişini takımdaşlık adına sorgularım. Çıkarken etrafa hava basan, önce ne oynadığına bakacak. İsterseniz yine oyuna dönelim. Oynamadan kazanırken rotasyonlu kadro eskisinden çok daha fazla pozisyon verdi. Manisa ekibi önünde bizi önce futbol şansı sonra direkler ve sonrada rakibin beceriksizlikleri kurtardı. Eğer benim bir takıma özel puan verme lüksüm olsaydı bu hakkımı Manisa’dan yana kullanırdım. Sakaryaspor dün oynadığının üstüne yükleme yapamazsa şans gemisi hep onunla beraber yolculuk yapamaz. İkinci yarıda rakibin en azından beraberlik için yaptığı bindirmelere bizim evin kulübesi beşli savunmaya dönerek galibiyeti tutmak adına çabaladı. Sonunda da o gün için istediğini aldılar. Yarınlarda mı ne olur? Bunun karşılığında koskoca soru işaret var. Özetle Manisa takım futbolun gereklerini yapmaya ve de oynamaya daha yakın bir takım izlenimini bıraktı bende. Bizde var olan bir şeyi de buraya not düşeyimde bu maçın defterini düreyim. İstek, hareketlilik, mücadele  ve de arzu. Bu özelliklerin içinde  mücadele doksan dakika içinde daha fazla yükümüzü çekti. Kaleci Yavuz’un yere yatışlarını, rakibin sevecen el hareketine verdiği tepki kabak tadı verdi. Artık bunun zaman çalıcı hamleleri bizi bile bıktırdı. Bununla beraber Volkanında çıkarken yaptıklarının içini Salı sofrasında dolduracağım. Dağaşanla dağlar zor aşılır. Sadece deli danalar gibi koşmakla olmuyor. Kritik pozisyonlarda hedefe pas yüzdesi sıfıra sıfır elde var sıfır misali. Sadece 62’de bir atak biraz göz okşadı o kadar. Bırakında o kadar olsun canım. Efşan iyi de, ne kadar iyi test edemedik. Neyse kazanılan bir maçın ardından çok fazla konuşmadan futbolcuların kafasına fazla yükleme yapmayalım.  Salı sofrasında buluşmak umuduyla şimdilik bu kadar yeter.