Ülke servetlerini yaratanlar; çalışanlar, sudan, havadan, topraktan İş ve servet ÜRETENLERDİR. Üretileni, ülke içinde ve yabancı ülkelerde SERVETE çevirenler.
Çalışmıyor, üretmiyorsan aç kalır, sürünür, muhtaç yaşarsın. Baba mirasını yer, sıfırı tüketirsen de, sokakta elle gösterilen mirasyedi olursun.
Şimdi sokakta 60-70 yaşını aşmış, dik yürüyen herhangi bir şehirliyi çevirin. Çocuk yaşta sokakta nasıl simit, su satarak kazanmaya başladığını anlatır.
Kimin yanında çırak olarak işe başlamış; Ustalığa nasıl geçmiş; askerlik sonrası çarşıda işini nasıl kurmuş; nasıl mal mülk edinmiş, gururla anlatır.
***
Turgut Özal’ın ANAP’lı yıllarında, Liberalleşme, Serbest Piyasa, Hür Teşebbüs sokakları döşendi. Emeksiz, aldım sattım İŞ’lerle kısa yoldan köşeler dönüldü.
Siyaset, akıl almaz bir toplum dinamiği yarattı. Turizm ve sanayi teşvikleri, imarlar hızla, Yeni, Uyanık, Arsız sektörler icat etti.
Banker Kastelli’ler, Bako’lar, İhlas Banklar, Siirtli Jetpa’lar, Denetimsiz Yap-Satçı Müteahhit, Devre Mülkçü, Beleş gibi fiyatla Oto, Televizyon kampanyaları..
Hatırlayın; Adapazarı’na birileri geldi, birkaç günde sekreterli, dayalı döşeli muhteşem şirket ofisi kurdu. Dudak uçuklatacak kadar para ve mal topladılar.
Bir sabah uyandık ki; O muhteşem ofis de, sekreterler de, bir Allah Kulu yok; servetler uçtu! Bunu defalarca yaşadık.
***
Sakarya-Sakaryalı artık şunu öğrenmeli;..İster Oku-iyi eğitim al; istersen git günün çok aranan, para kazandıran bir işin, İstisna ÜRETENİ-Yapan Ustası ol!
Öğrenmeden, alın teri dökmeden, yıllar veya zamanlar harcamadan; kimse hayatını muhtaç olmadan, dik durarak, onurla yaşayamaz!
Tarlada da, dağda da, suda da, havada da; köyde de, şehirde de bu böyle! Kamuda da, özelde de!
Güçlü, onurlu yaşayacaksan; Aklına, Yeteneğine, Bilgine, İş Ahlakına biat et! Siyaset ve Allah Kulu’nun kapısına da uşaklık etme! Çalış, Üret, Onurlu Yaşa!
***
“Yüzüstü çok süründün ayağa kalk Sakarya!” gazlarını iyi oku! Düşün; kendi Emeğin, Ürettiğinle yaşamıyorsan; zaten ayağa kalkamaz, Sürünürsün.
Çocuğuna kimse hiç karşılık istemeden; Okul, Yurt, iş, aş, mekan, gelecek sunmaz. Siyasetin Büyük Adamı iken, İŞİN bitince, kapının önüne koyuluverirsin.
Siyasete işte şimdi geldim: özellikle de Seçilmiş İktidarlara…Bizim-Hepimizin vergileriyle oluşan Devlet Hazinesinin başına geçenleri şöyle bir hatırla?
Devletin hazinelerini halk yapar. Halkın Yaşamı için planlı ve yasalara uygun harcanır. Her kuruşun da hesabı tutulur, sorulur! Sana soran var mı? Nereye harcandı diye sorabilir misin?
***
Halkın kafasında, “ Devlet Hazinesindeki servetler boşa harcandı?” gibi bir soru oluşursa, bunu seçimlerde halk çözecektir. Sakarya için de bu artık şart.
1954 Yılında Vilayet olan Sakarya… Orman ürünleri, Donatım, Vagon, Şeker, Askeri Ağır Bakım ve küçük sanayi çarşılarıyla;
Büyükbaş-Küçükbaş hayvancılığıyla; Et, Süt, Yoğurt, Peynir, Deri sektörleriyle; İstanbul’u besleyen tarla ve meyveleriyle;
Eğitim harikaydı. Tıp, Mühendislik, İşletme ve Hukuk, Güzel Sanatlar, Müzik, Spor, her alanda ünlü bireyler yetişirdi. Sakarya ülkenin saygın, öncü şehriydi.
***
Liyakat kazanmadan, üretmeden, özgür ve onurlu yaşamadan ayakta kalınmaz. Sana Kolay Açılan Yol’lar seni hayat boyu biata mahkum edebilir!
Sakarya Siyaseti’nde; Niye bir Ekrem Alican, Nuri Bayar, Hayrettin Uysal, Hasan Fehmi Güneş ve benzeri, Devlet-Hükümet Politikalarına yön veren Lider Siyasetçiler çıkmıyor?
Çıkmaz; Siyaset bile,” LİDERLERE BİAT Sektörü” gibi oluşmuştur da, ondan!