Sevgili okurlar,
Bütün dünyada yaşamı altüst eden “iklim değişiklikleri”, bazı ülkelerde felaketlere neden olurken, bazı ülkelerde az hasarlı olarak atlatılması sevindiricidir.
Geçtiğimiz yıl içinde, ülkemezide yaşanılan felaketlerden Sakarya’da nasibine düşeni aldı!..
Elbette, sel felaketinden söz ediyorum..
Sakarya gündeminde hep; “sel, deprem, sıcaklık, kuraklık, orman yangınları, kaza, şiddetli kar yağışı, yağmur, hortum” ve diğer afetlerin yaşandığını hepimiz biliyoruz..
Bunlara karşı alınan yerel ve ülkesel tedbirleri hepimiz yakından biliyorduk..
Ancak, ülkemizde yeni bir siyasi iktidar, yeni bir siyasi anlayışın işbaşına gelmesiyle, “kurumların koordinasyonu bozulmuş”, görev, yetki ve sorumluluklar, farklı yeni ihdas edilen kurumlara verilmiştir..
İşte İstanbul örneğinde yaşadığımız, bizzat şahit olduğumuz manzara da, bize bunu özetliyor..

TEBRİKLER SAKARYA!
Bu durum Sakarya’da da farklı değil..
Çok şükür, Sakarya’da alınan yoğun tedbirler, büyük sıkıntıların yaşanmasının önüne geçti..
Başta Sakarya Valiliği, Kaymakamlıklar, Büyükşehir Belediyesi ile ilçe belediyelerini kutlamak gerek..
Şimdilik, bu yoğun kar yağışı hafif bir şekilde geçirilimştir..
Ama gözler önünde İstanbul olunca, orada yaşanılan “keşmekeşliği” hepimiz gördük, şaşkınlığımızda bir kat daha arttı..
Böyle büyük mega bir kentte, sorumluluk alanlarının üçe bölünmüş olmasını, tüm vatandaşlar gibi bende hayret ile karşıladım..
-Büyükşehir Belediyesi mücavir alanı..
-Karayolları Genel Müdürlüğü sorumluluk alanı..
-Özel şirketlerin kontrol ettiği alanlar..

Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun günlük bilgilendirme ve değerlendirme açıklamalarını, bizzat takip ettim..
İSTANBUL’DA GERÇEKLERİ SAPTIRMA GİRİŞİMİ!
Kısacası İstanbul, büyük bir afet yaşamıştır!..
Bu afette, “siyasi iktidarın ayak oyunları, arkadan çelme atmaları, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu arkadan vurma girişimleri”, halkımız nezdinde ayıplandı.
Siyasi koroya, bir kesim medya mensubunun, etki ajanlarının da katılması, işin rengini ortaya koydu!
Balıkçıda yemekteydi, öyle mi?
Yemekteydi, ne olacak?
Bir yasak mı söz konusu?
Tam bu tartışmanını ortasında,“Millet can derdinde, kasap et derdinde” atasözünü anımsamadan edemedim?
Her vesile ile Büyükşehir Belediyesi ve Başkan Ekrem İmamoğlu’nu, hedefe koyan bir beceriksiz siyasi irade ile karşı karşıyayız?
Üzülerek ifade edelim, durumun özeti bu!
İnsanlar yollarda kalmış, soğuk, buzlanma, aç ve susuz kurtarılmayı bekliyor!..
Havalanlarında büyük bir yığılma var, uçakların seferleri iptal edilmiş..
Kimi kara saplanmış kurtarılmayı bekliyor..
İki Bakan İstanbul’a inemiyor..
İnsanlar çaresiz,hizmet bekliyor..
Bir otel, sıcak bir çorba, ekmek, uçak sesleri yükseliyor!..
Vay sizi gidiler?
Alın size çevik kuvvet?
Allah aşkına ne oluyoruz?
Bu insanlar, ne terörist, ne hain, ne de iktidarınızı devirecek bir başka güç!
Korkmayınız!?
Sizi dışarıdan bir güç, kesinlikle deviremez?
Emin olunuz!
Sizi ancak, içinizdekilerin açıklamaları, tutum ve davranışları, anlayışlarıbiz bilirizleri, halkı küçümsemeleri,hiçe saymaları devirir!
Sakin olunuz!

DERS ALMIYORUZ!?
Bakınız ünlü merhum yazarımız Yaşar Kemal’in bu manadaki bir sözü de aklıma geldi:
Kemal, “İnsan anadan yiğit doğmaz. İnsanı hem yürekli, hem de korkak yapan görgüsü ve aklıdır”der!
Yaşadıklarımız, gördüklerimiz bunlardan başka nedir ki?
“Al birini, vur birine, koyduk yiğidi hiç yerine,
İnandık hep, körü, körüne”
der bir türküsünde Aşık Mahsuni Şerif!
İstanbul’a kar yağdı, böyle oldu!
Kim, kimdir, ne, nedir, daha iyi anladık!
Bütün bu gelişmeler yaşanırken, Diyarbakır’da görev başında şehit edilen Sakaryalı yiğit evladımız Gaffar Okan’ın tam da ölüm yıldönümünde Karasu’dan bir çatlak ses yükseldi..
İnanılır gibi değil?
Bu Sakarya’dan çıkan daha önceki çatlak sesleri, FETÖ iltisaklı, işbirlikçileri, tarikatçı, tacizci zübükleri bilirdik..

NE İSTİYORSUN USTA?
Ama bu, başka bir çatlak ses?
MHP’li Oğuz Erhan Kopuk, 24 Ocak 2001 tarihinde görev yaptığı Diyarbakır’da hain bir suikast sonucu öldürülen Gaffar Okan’ın ölüm yıldönümünde Facebook’taki hesabından “Gaffar Okkan yerin ateş olsun, cehennem mekanın olsun” paylaşımında bulunduğunu, basın yayın organları paylaştı..
Ne oldu, ne istiyor bu zatı muhterem?
Ne alıp veremediği var, merhum Şehit Gaffar Okkan ile?
Bu topraklarda yetişmiş, binbir emek ile devlette görev almış, vazifesini en iyi şekilde taçlandırdığı bir dönemde, hastalıklı bir güruhun hedefine alınarak katledilmiş Şehit Gaffar Okan’dan ne istendi ki, bu galiz paylaşımı yapıldı?
Peki bu zatı muhteremlere, bu sözleri iade etseler ne der, kabul eder mi acaba?
Derhal istifa etmeli!..

BİR DEĞİL, GRUP OLUP DAVA AÇTILAR?
Hakkında gereken yasal işlem başlatılmalıdır..
Sakarya’nın bir başka yiğit evladı CHP Meclis Grup Başkanvekili ve Sakarya milletvekili Engin Özkoç’a topluca suç duyurusunda bulananların, bu açıklama karşısında nasıl bir pozisyon alacaklarını, merakla takip ediyoruz?
Sakarya tarihinde bunu da gördük!
Doğruları dillendiren, Sakarya ve ülke gerçeklerini korkusuzca kamu ile paylaşan Engin Özkoç ve bu manada vatandaşın sesi, gözü, kulağı olanlar yalnız değillerdir..
İhaneti görmek ne kadar üzücü!
Bu siyasi, kutuplaştırıcı dilin, bizi nerelere götürdüğü açık ve seçik görülüyor..
Bu hasmane girişimlerden vazgeçilmeli, bu çirkin anlayışı yerele taşımanın, ileride açacağı onulmaz yaraları hesaba katmalıyız!
Zira Türkiye, bunu yaşadı, büyük acılar çekildi.
Herkes söylediği söze, attığı adıma, temsil ettiği kesime ve yarın neler olup biteceğine bakmalı ve gelecek hesabında bulunmalıdır!..
Kardeş olduğumuz da bir kenara itilirse, vay halimize!
Lütfen, yan gözle değil, kalp gözü ile bakalım!
Sevelim, sevilelim!
Sorunlar, sıkıntılar bir şekilde aşılır, yollar geçit verir!
Yeter ki, iyi niyetimizi muhafaza edelim!
Yusuf CİNAL yazıyor, 27 Ocak 2022 Brüksel

TAZİYE!

Aslen Akyazı Alaağaç Köyü halkından olup, Adapazarı Hasırçılar Mahallesi’nde yaşayan hemşerim, emekli Metin Üzbe’nin(62), elim bir kaza sonucu, hayatını kaybettiğini öğrenmiş bulunuyorum..
Allah, gani, gani rahmet eylesin! Mekanı cennet olsun!
Ailesi ve sevenlerinin başı sağolsun!