Devletlerin, Atanmış ve Seçilmiş Yönetenlere olan mutlak ihtiyacını hemen her fırsatta vurgularım.

Ama, “ Gel Yönet!” denilen ülkenin ve şehirlerin, hiçbir Seçilmiş veya Atanmış Yönetenin kişisel irade ve keyfine göre yönetilmeyeceğini de yazarım.

Ülkeler de, şehirler de; Yönetenleri kesin hükümlerle bağlayan Yasalarla yönetilir. Yasalarla Denetlenen Yönetenler halka hesapta verirler.

                                                             **

Çarşamba günü Karaman-Camili-Korucuk’tan dönüyorum. Valilik kavşağından, Dönerli Dev Kavşağa kadar taksi, otobüs, kamyon, tır, iş makinaları konvoyu ile geldim. Yani, bira ara Hayalet Şehir denilen, Yenikent Yolu bile artık öyle.

Yeni, Dönerli, Dev Yazlık Kavşağı’na gelince ise ağzım açık kaldı. Damperli koca iş kamyonları, tırlar; oto oto oto…İş kamyonları sanki resmen bela : -)

                                                              **

 Burada, Sakaryalıların kendi yaşamlarına kattıkları yanlışları düşünmeden geçemedim. Ülke halkı sanki bir şımarıklık ve teşhir salgınına yakalandı?                            

Her evde ve herkesten farklı son model 2 araba…Kadın-erkek, herkes genç, güzel, karizmatik ve zengin görüntü teşhir eder gibi…Gençleri anlarım da !..

Orta yaşlıları ve yaşlıları asla anlayamam!.. Ben artık kime, kendimi nasıl gösterebilir, satabilirim ki?

                                                                 **

Bu aklımız, kendi çıkar ve kazanma hırsımızla; şehirde ihtiyacın çok çok üzerinde villa villa, site site; AVM ve CADDE yaparak, “ Ekonomi harika, çok çalışıyor, yaşanabilir güzel bir şehir yapıyoruz.” Sanıyorsak hata yaparız.

 Yazlık Kavşağı benim için bile umuttu. Halk şımarıklığı gerçekçiliğe-Realizme dönmedikçe; Yönetenlerin İmar, Yol, Taş, Beton, Asfalt yanlışını yol açarız.

                                  KORUCUK TIP FAKÜLTESİ’NDEYDİM : -)

Çarşamba günü yine Karaman-Camili-Korucuk yollarındaydım.  

SAÜ-Adapazarı- Merkez Araştırma Hastanesi’nde burnumun dışındaki küçük bir yarayı aldırmıştım. Küçük sandığım şeyi Hocalarımız önemsedi ve 2 gün sonra müdahale edildi.

Pansumanlarla, 15 günde sonra süreç, “ Her şey yolunda. Ancak, Korucuk’ta hocalarımız da görsün, içiniz rahat olsun.” sözleriyle tamamlandı.

Öyle de yaptım, içim rahat.                                                                  

                                                                  ** 

 SAÜ Tıp Fak. Genel Sekreteri Sn. Kerim İSEN ile biliyordum, ama tanışmamıştım. Randevu aldım, tanışmak için okula da uğradım.

Kendisi yoktu. Odasına alındım, çay ikramı da yapıldı. Odada, bilgisayarına odaklanmış süratle yazmaya devam eden, gelen telefonlara çok kısa, çok net talimatlar veren Genç bir Hocamız vardı.

Sn. İSEN geldi; selamlaştık, tanıştık. Ama, bomboş sandığım Okul Binasının arı kovanı gibi çalıştığını o kısacık sürede şaşırarak izlemiştim.

 Sn. İsen’e, hastaneye geliş ve ziyaret nedenimi anlatmaya yeni girmiştim ki; Odadaki Genç Hoca, Sn. İsen’e: “ İşiniz çok, Siz gidin. Bu zaten benim işim! Biz anlatırız” deyiverdi.

Çok da mutlu ayrıldım. Arı Kovanı’nda en kıymetli değer, zaman’dı : -)

Genç değerli Hocamız, SAÜ Tıp Onkoloji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Sayın Haldun Şükrü Erkal’mış. Az lafla, çok verimli çalışma örneğine ve Çağdaş Eğitimci Anlayışı’na tanık oldum.

15 Günlük öğrenci gözlemlerim için, “ Biz hepsini, ama hepsini sonunda çok iyi hekimler yaparız” vurgulaması zirveydi . Hastaneye de bir başka gün girerim.  

                          SAĞLIK İL MÜDÜRÜ AZİZ ÖĞÜTLÜ’YÜ ZİYARET ETTİM !

Korucuk dönüşü Sağlık İl Müdürümüz Sayın Aziz Öğütlü’yü de ziyaret ettim.

Makam ve iş yerleri yoğun görev yerleri. Nezaket ziyaretleri yaparak iş ve zaman kaybına yol açmamak isterim.

Ama; günlerce sağlık ve hastane gözlemleri biriktirmiştim. Gördüğüm olumlu çalışmaları ve özel de bir saygımı paylaşmak istiyordum.

                                                               **

Sn. Aziz Öğütlü’nün, Babası toprağa verilmişti ve yerel gazetelerden ertesi gün öğrenmiştim. Benim için çok özel bir anlam da taşımıştı.

Sakarya İl Sağlık Müdürü Aziz Öğütlü’nün babası, yaşadığı semtin camisinden, Ailece ve yaşadığı insanlar tarafından son yolculuğa emanet edilmişti.

Şehir Halkı ve Protokolü büyük bir saygıyla kusursuz katılım göstermiş, benim de Öğütlü Ailesi’ne saygım çok farklı olmuştu. Çünkü; Ailem Yenicamili; kayıplarımızı Yenicami’den mahallelimizle yolcu ederiz.                                                               

                                                    **

Sn. Öğütlü’den, ertesi gün yerel basında yer alan, 1000 Yataklı Hastane konusundaki sevindirici gelişmeleri sohbette öğrendim .

İlimize yapılacak sağlık hizmetleri personeli tayinleri ile ilgili gelişmeleri ise alkışlarla karşılarım. Bunların ne kadar değerli hizmet olduğunu anlatamam.

Hastane Acillerine; Adapazarı’nda, Sapanca’da, hatta Korucuk’ta; gece yarıları saat 01.00’de, 02.00’lerde, yaşananları görmek için yıllardır giderim.

Sayın Aziz Öğütlü’yü ziyarete de iyi ki gitmişim; mutlu da ayrıldım. Sağlık ve Huzur için yapılan her şey, her bireye, her eve uzatılan bir yaşam sevincidir.

Kamu Birikimi ve Katkısı son derece büyük bir servet; bir kez daha gördüm.