Yeni bir hafta başından selamlar. Bu hafta G-7 ve NATO zirvesini takip edeceğiz. 14 Haziran da Biden – Erdoğan görüşmesi ve sonuçları, bizi ve ekonomimizi fazlası ile ilgilendiriyor. Brüksel’de ki bu görüşme sonucunda ya yeni bir hikâye yazacağız ya da çok zorlu bir sürece gireceğiz. Köşe yazımı yazarken, Sayın Erdoğan’ın Brüksel seyahati öncesi basın toplantısını izledim. Taşlar bende yine yerine oturmaya başladı. Şaşırdım mı? Tabi ki şaşırmadım.
Bu hafta sizlere Uygur Müslüman Türk’leri ile bir şeyler yazacak ve Müslüman iktidarımız için sitem edecektim. Suudi Kralı vefat edince milli yas ilan eden iktidarımızın, Yıllardır zulüm altında ezilen Uygur Türklerine neden bu kadar duyarsısız. 2008 yılından beri Türkiye’ye girişi yasak olan Dünya Uygur Türkleri Kurultay Başkanı İsa DOLKUN’un “Türkiye, ikinci vatanım” derken 8 Haziran da davalısı Göç İdaresi Genel Müdürlüğü olan bir mahkemesi vardı. Sonucuna hiç bir şekilde ulaşamadım. Hem Türk, Hem Müslüman olan Uygur Türk’lerine biz sırtımızı neden dönüyoruz? Dünya bir olmuş Çin yönetimini, Uygur Türklerine yapılan soykırım ile ilgili yargılamak üzere İngiltere’de oluşturulan bağımsız mahkeme, ilk duruşmasına başladı ve tanıkları 4 gün süre ile dinleyecek.
Şimdi sizlere olayı bir de farklı yönden göstereyim. Ekonomik sıkıntılardan oluşan ve yabancı yatırımcının ülkemizden çıkmasından sebep, CDS primimizin yüksekliğinden ötürü borç bulmak konusunda büyük sorunlar yaşıyoruz. Daha doğrusu borç bulamıyoruz. Geçen hafta Erdoğan’ın, ABD’nin en büyük 20 yatırımcısı ile görüşmesi sonucu CİTİ Grup da Türkiye’den ayrılma kararı aldı. Vebalı gibi herkes bizden kaçıyor. Bu esnada 3 milyar, 5 milyar DOLar swap anlaşması yapan tek ülke Çin. Ya Reis, sen değil miydin 2001 yılında IMF’den 3 Milyar DOLar anlaşma yaptığı için Rahmetli Ecevit’i yerden yere, duvardan duvara vurup, sonrasında defalarca kez gömen. Şimdi soruyorum; ekonomisi ilk ona girmek üzere olan Türkiye’miz neden Müslüman soydaşlarına sırtını dönüyor. Ulan Napolyon, sen nasıl bir adamsın. Para, para, para dedin, dünyayı kapitalist, insanları din ve soydaş düşmanı yaptın. Sorarsan Dünya bizi kıskanıyor. Neyse Reis Brüksel seyahati öncesi müjdeyi verdi, Çin ile 3.4 Milyar DOLar anlaşma yapılmış. Eee ne oldu şimdi diyeceksiniz. Evet, haklısınız ama suçlu Napolyon hemşerim, adamın dini imanı para olmuş. Bunu tüm dünya biliyor. Bu kadar mı? Evet, bu kadar, lafın tamamı deliye söylenirmiş.
Algı ve sorgusuz inanç sonucu oluşan bilgilendirmelerin nasıl yanlış olduğunu sizlere bir örmek ile anlatmak istiyorum. İki hafta önce kamu bankalarının nasıl deli zararlar yazdığından bahsetmiştim. Bir arkadaşım sosyal medya hesabıma yorum yaptı. “Kamu bankaları ilk defa Ak parti döneminde kara geçmişlerdir” dedi. Bunu nereden duydu! İktidar söylemlerinden duydu ve kayıtsız şartsız inandı. Araştırdı mı, maalesef hayır. Peki, gerçek ne, Ziraat bankasına son 15,5 yılda ödenen kamu zararı 22,5 Milyar, Halk bankasına ödenen ise 12,6 Milyar TL olmuştur. Toplam 35 Milyarın üzerinde ki görev zararı, vatandaşın vergileriyle karşılanıyor. Hani bir ablanın caps’ı vardı. “sen milyon, sen milyar, sen bu kadar parayı ne yaptın” diye kocasına soruyordu. Sorun, sorgulayın bu paralar nereye gidiyor diye. Reis’in faiz indirme inadına karşılık, dünya da faiz artışı gündemden düşmüyor. Gelecek aylarda dövizde ki hareketliliğe dikkat etmek lazım. Aşıyı bulan Almanlar hala sokağa çıkma yasağı uygularken, bizdeki serbestliği de anlamış değilim. Bunlar bizi harbiden kıskanıyorlardır şimdi. Bu haftanın özlü sözünü bir ata sözümüzden seçtim. “Parayı domuzun boynuna takmışlar, domuzu ağa diye çağırmışlar” diyelim ve haftalık yorumlarımıza gecelim.
BİST100: Geçen hafta sizlere verdiğim 1.444 üzeri alımların hızlanacağını söylemiştim. Nitekim haftanın ilk günü 1.444 üzerine atarak kapanışını 1.447’den yaptı. Her gün üstüne koyarak haftayı da 1.460’dan yaptı. Bu hafta yukarıdaki rakamımız 1.482 olacak. Aşağıda ise 1.439 takip edilecek. Pazartesi Biden – Erdoğan görüşmesi, Salı Fed toplantısı, Çarşamba TCMB toplantısı gibi önemle takip edeceğimiz toplantıların yanı sıra bol veri akışı olacak. Endeksin yönü bu hafta sonunda netleşmiş olacak.
DOLar: Haftayı 8,39 dan kapatan DOLar için kritik hafta da 8,33 altında ki fiyatlamalar 8 ve altına doğru geri çekilmeyi getirecektir. Ama olası ters söylemler ve hareketler ters yöne yolculuğu hızlandırır.
ONS ALTIN: Geçen hafta 1.900 $’ı her gün zorlasa da üstünde kapanış gelmedi. Ve hafta sonu gelen satışlar ile de haftayı 1.877 $’dan kapattı. Geçen hafta söylediğim gibi 1.842 $ beklentisi hala devam ediyor. Ama olası 1,900 $ üzeri hareketlerde alımlar sertleşebilir.
Hepimize bol bereketli, sağlıklı, mutlu ve iyi haftalar diliyorum.