“ Mehmetçik !” deyince ağzımızdan çıkan sesin ürkütücülüğü dünyayı sarmıştır. O, “ Mehmetçik “ ‘in zehirlendiği gıdalardan bile gocunan yok.
Askerlerimiz kaç kez yemekten zehirlenmiş. Ama, ihale sözleşmesine göre 4 kez zehirlenme olunca ancak ihale iptali ve hukuk söz konusu olurmuş.
Hastane yemeklerinden zehirlenmek ne demek? Hadi, anlatabilen gelsin bu halka bunu bi anlatsın şimdi? Hele işin arkasından bi de Siyasi Dayı çıkarsa?
Maneviyat zirvede de; peki denetlemek ve utanmak nerede?
Köyde, kasabada, şehirde, pazarda, çarşıda: hemen her tezgahta, reyonda üstünde “ Organik ” yazan gıdalar satılır. Ama, Organik nedir teki de bilmez!
Et, süt, yumurta, meyve, sebze; her şey çığırından çıkmış, yaptırımı nedir ki?
**
Köylü pazarında bile, üzerinde “ organik “ yazan fabrika yumurtası doludur. Köylü pazarında her yer Köy Yumurtası; oysa köylerde o kadar tavuk bile yok.
köyde de tavuklar artık yemle besleniyor. Mısırın kendisi artık mısır değil.
**
Siyasi İktidar, Kamu Denetimi’ne radikal destek vermedikçe konu çözümsüz.
Ufukta seçim göründü; Siyaset şu gün barış, kardeşlik, hak hukuk, özgürlük söylemleri uçurur. Bilin ki; Oy zamanları, Gıda Denetimi sıfırdır.
Gıda Denetimi, “ Esnafın kendi kendini denetleme ahlakı “ ‘na kalıyor. Halka 3 kopya verelim, Onlar sayıyı çoğaltırlar:
İyi çay Esnaf Çay Ocaklarında içilir. 2) İyi yemek çarşı esnafının yediği yerde yenir. 3) Yolda en doğru yemek, kamyoncuların yediği yol kenarı lokantalarında yenir. Onları tercih edenler hatayı unutmaz, zor affeder.
Yağmurlarla, Heyelan felaketleri tepemizde
Sapanca Kurtköy tepeleri gür ormanlarla kaplıydı. Heyelanlarla ana caddelere kayan topraklar, kesilen ormanlara yapılan sayısız villaların temelinden gelir.
Şu gün bakıyorum, yeşil zirveler yine yok edilmiş, kırmızı toprak ve taş duvarlar yükseliyor. Denetleyen, soran yok; her şey “ Allah’a emanet “ ya.
Son 5-6 yıldır Sapanca tepeleri bunu zaten yaşıyordu. Sürekli uyarıyorum:
“ Sapanca tepeleri; taaa Hacımercan’dan başlayarak, Kocaeli’nin ötelere; hatta Karadeniz’e kadar yaşlı dağlardır. Topraklar kilometrelerce kayıyor.”
**
Yağmurlar başlayınca; büyük bir tehlike yaşanmasın diye hepsi için duacıyım.
Sapanca için yazdıklarım zaten iplenmiyor. Siyaset “ Seni okumuyoruz.” der gibi. Yani, ben de adam yerine koymadıklarını görünce, yazmayacağım ya.
Yedek Subay okulunda “ Çarıklı Erkan nedir bilir misiniz?” denip, anlatılan hayatımın en büyük dersiydi. Çarıklı Erkan’ı bilmeyen gazeteci olamaz : -)
Ben öğrendim ve “ Gazeteci ahlakın varsa, gördüğün yanlış düzelene kadar uyarma görevini yapacaksın!” diyenlerdenim.
Sapanca’da O toprak dağlar, orman kıyımı devam eder, taş istinat duvarlar ve villarlarla dolarsa- ne zaman olur bilmem ama- bir gün İzmit Caddesi’ni de alıp Göl’e inecektir.
Sapanca’dan umudu kesince;
Büyükşehir Başkanımız’a 2 ileti !
Büyükşehir Başkanı’na Kırkpınar’daki küçücük (?) 2 Sanat ve Spor yıkımını ileteyim; lütfen, bizzat duruma el koyarsa Devlet Millet adına sevinirim.
Sakarya’da, tek ve tüm sistemleri ile kullanıma hazır Anfi Tiyatro Kırkpınar’da. Orada yıllarca harika konserler, tiyatrolar, halk oyunları izlendi.
Birileri sanki talimat almış gibi, harika mekanları çürümeye terk etmiş. Resim- sanat atölyeleri, aerobik, dans salonları; bir dolu etkinlik yapılabilir alanlar .
**
AKP Hükümeti kurulduğu günlerde,“ Biz bu mekanlarda tek boş sandalye bırakmayız. Kırkpınar’ı her sanat olayında uçururuz !” diyenler olmuştu.
O gün, “ Adapazarı sizi yanıltmasın. Gerçekçi proje yapın. Burada kendiniz ne yapabilecekseniz, program ve bütçeyi gerçekçi belirleyin. Adapazarı’nda, toplu bilet verilecek siyaseten hazır alıcılar var.” deyince, ispiyon edilmiştim.
İspiyon inandırıcı oldu; O ortamda kalmadım ! Ama, hala buradayım; ortalıkta hiç birisi yok. Kırkpınar için aynı sevgiyle kavga veririm; başka Kırkpınar yok.
**
Sakarya’nın ilk Yarı Olimpik Yüzme Havuzu da Kırkpınar’da. Adapazarı Atatürk Yüzme Havuzu mükemmel işliyor, 5 dakika boş kulvar yok.
Kırkpınar’da Yarı Olimpik Yüzme Havuz ölmeye yatırılmış! Büyükşehir işletmeyi ya kendi üstlenmeli; ya da Gençlik Spor İl Müdürlüğü’ne devretmeli.
Resmi Futbol Stadı’nın çevresiyle, Dron Kamera’yla çekimlerini yapın. O Kırkpınar görüntüleri akılları baştan alacaktır. Ama, çürütülüyor.