Esnafımızın durumu iyi değil. Hangi pasaja, hangi pazara, hangi sokağa gitseniz, sorsanız aldığınız cevap, ‘..Piyasa çok durgun. İşler iyi değil…’ oluyor. Esnafın durumu hakikatten iyi değil. Esnafın durumu iş yaparak, mal satarak, alışverişin yükselmesiyle düzelir.

                                                                 **

Ama bir yanlış var ki, sürekli olarak bu yanlışın peşinden gidiliyor. Rahmetli Erbakan’ın söylediği gibi, ‘..Pansuman tedbirlerle bu iş olmaz..’ Esnafımızın durumunun düzelmesi için ne yapılıyor? Sürekli olarak, düşük faizli kredi imkanları yaratılmaya çalışılıyor.

                                                                 **

Esnafın durumu kötü. Harç-borç içinde. Bunun nedeni, satış yapamaması, mal satamaması, alışverişin düşük olması. Siz bu esnafa verdiğiniz krediyle esnaf dükkanını malla doldursa ne olacak? Zaten birçoğu aldığı krediyi ki, alabilirse, borçlarına yatırıyor.

                                                               **

Diyelim ki borcu yok ve bu krediyle dükkanını malla doldurdu. Ama satış yok, alışveriş yok. Veya çok çok düşük. Yani çözüm esnafa kredi vermek değil. Bu çözüm, kısa vadede esnafı rahatlatmak için bir çözüm. Tam pansuman tedbir…

                                                              **

Bu sorun sadece Sakarya esnafına has bir sorun değil. Ülkenin hemen hemen her yanında işler durgun, esnaf neredeyse kan ağlar durumda. Biz kendi şehrimize bakacak olursak… Bu şehrin yetişkin nüfusunun üçte biri çiftçi, üç te biri esnaf. Kalan üçte birin yarısı emekli, diğer yarısı da iççi ve memur…

                                                              **

Bu tabloya baktığımızda bugün esnaftan kim alışveriş yapacak? Şöyle sıralayabiliriz; Çiftçiler, esnaflar, emekliler, işçiler ve memurlar. Biraz daha derine inelim. Esnafın durumu malum. Çiftçi desen ona keza. Mısıra son on yılda 10 kuruş zam gelmiş o kadar. Köy kahvelerinde veresiye defterleri açılmış…

                                                              **

Emeklinin durumu zaten ortada. İşçi ve memur da onlardan farksız. Bugün esnaftan alışveriş yapanlar bu kesimler. İşte bu kesimlerin yaptığı tüm alışverişle de esnaf ancak bu kadar oluyor. Yani olmuyor. Yani yetmiyor…

                                                              **

Esnafı iyi duruma getirmek için önce ve de acilen çiftçinin durumunu düzeltmek lazım. Çiftçi ürettiğinin karşılığını alması lazım. Çiftçinin ürettiği ile sattığı arasında kar etmesi lazım. Ürettiği her şeyden zarar eden bir çiftçi, esnaftan ne kadar alışveriş eder?

                                                                **

Ürettiği her şeyden kazanç elde eden çiftçi esnaftan ne kadar alışveriş eder? Bu iki sorunun cevabıdır, esnafı kurtaracak olan. Yani, çiftçiye alın terinin verilmesi. Onun da kazandığıyla gidip esnaftan alışveriş etmesi..

                                                                **

İkincisi, emekliye ve işçiye geçinebilir ücret ödemekten geçer esnafı kurtarmak. Budur. Para kazanan insan, esnafa koşacak. Para kazanamayan insan, ancak ve ancak, hayatta kalabileceği kadar alışveriş yapar. Yani, tüketmekte ve kullanmakta zorunlu olduklarını alır. Daha fazlasını alamaz çünkü..

                                                               **

Sonuç olarak, esnafa ne kadar kredi verirseniz verin. Esnafı kurtaramazsınız. Esnafı kurtarmanın yolu çiftçiden geçer. Emekliden geçer. İşçiden geçer..