Son 7-8 yıldır kentimizin eğitim seviyesi tartışma konusu olur. Direk söyleyeyim Sakarya eğitim sıralamasında maalesef başarısız. Bunun çeşitli etkenleri, nedenleri vardır. 81 vilayet arasında Sakarya sıralama da bir dönem 54’te kaldı. Artık ta kentin başarı sıralaması açıklanmıyor.

Bizim artık tek konuştuğumuz, okul binaları, okulların yaptığı etkinlik ve geziler. Milli Eğitim Müdürü Mevlüt Kuntoğlu’nun kentin eğitimde başarı sıralamasını yukarı çekmek, arttırmak adına da bir şey yaptığını görmedim.

Bizim okumaktan, bilgiden, ilimden başka bir şansımız var mı?

Geleceğimiz gençlerimizi en iyi şekilde okutmamız gerekmiyor mu?

Zenginin çocuğu özel okullarda en iyi eğitimi alırken, aynı yaştaki çocuk devlet okulu diye geri mi kalmalı?

Bunlar yıllardır konuştuğumuz, dile getirdiğimiz konular. 3-5 satırla bitecek konular olmadığı gibi, günlerce konuşulması gereken bir konu eğitim. Eğitim bizim can damarımız.

Eğitim siyasetin omurgasına teslim edilemeyeceği gibi, bu ülkenin kurtuluşunun ‘Fikri hür vicdanı hür’ nesillerde olduğunu son dönemde çok iyi anladık.

Eğitimle ilgili bu zamana kadar eleştiriden ziyade hep yapıcı olmaya çalışmışızdır.

Okul bizim, öğretmen bizim, çocuklar bizim.

Eğitimde oluşabilecek bir yaranın acısını hepimiz çekeriz.

Son 10-15 gündür bir kaynak kitap krizi hortladı. Olayın ilk günlerinde anlamaya çalıştık. Veliler gazeteyi aradı, geldiler. İsyan eden de oldu, karışmayın diyen de oldu.

Bir işi yaparken, beğenen kadar beğenmeyen de olur. Önemli olan doğrusunu yapmaktır.

Kaynak kitap krizi nedeniyle 4 önemli okulun müdürü açığa alındı.

Milli Eğitim Bakanlığının vardır bir bildiği diyoruz; bu konuyla ilgilenmiyoruz.

Konumuz kitap olduğuna göre; okulların açılmasının üzerinden haftalar geçti.

Devletin dağıttığı kitapların birçoğu öğrencilere ulaşmadı.

Ve en önemlisi bir ay sonra TEOG var.

Özel okulların öğrencileri her türlü imkan dahilinde bu sınavlara hazırlanırken, devlet okullarında binlerce öğrenci bu sınava sadece bakarak hazırlanıyor.

Kitap yok, sınavlar var, dönem geçiyor, Milli Eğitim Bakanlığı yönetmeliğinde olan, ‘Yardımcı kitap’ önergesi var. Sistemde nasıl bir arıza var biz onu bilmiyoruz.

Bazı eğitimcilerle-kırtasiyeler arasında nasıl ilişkiler var, kaynak kitap krizinin çıkış nedenleri neler? Mutlaka bir şey vardır. Bunları biz bilmeyiz..

Müfettişlerin okullarda 6-7 yaşlarındaki çocuğa kaçakçı muamelesi yapması kabul edilemez.

Devletin kaynak kitap sorununa çözüm bulması gerekiyor. Yasakla bu işler olmaz.

Öğrencilerin ilim, irfan yolunda en iyi imkanlarla donatılması gerekiyor.

Bunu istismar eden, eğitimci-kırtasiyeci var ise Savcılığa bildirilmeli ve hakkında gereği yapılmalıdır.

Bizim çocuklarımızın iyi eğitim alabilmesi adına; devletin koyduğu tüm kuralların, bilimsel gerçeklerin uygulanması bizleri mutlu edecektir.

Sakarya’nın artık eğitim başarı sıralamasında sondan bilmem kaçıncı olmasını istemiyoruz biz.

Biz bu konuyu ilk duyduğumuz, kırtasiyelerin önünde oluşan uzun kuyruklara, velilerin duruma tepkisini dile getirmiştik.

Biz doğru olanın yapılması isteriz.

Memleketimizin iyi olmasını, gençlerimizin en iyi eğitimi almasını isteriz.

Şuan tek isteğimiz TEOG sınavlarına gençlerimizin iyi hazırlanması.

Bunun için devletimizin gereken tüm şartları sağlamalıdır.

Bu şartları sağlarken, bunu menfaate dönüştüren, kullanan, fırsat peşinde koşanlara da prim verilmemelidir.

Vali Hüseyin Avni Coş’un konuyla yakından ilgilendiğini biliyoruz.

O bizim, Sakarya’nın yani devletinin-milletinin menfaatlerine aykırı hiçbir işe imza atmaz, izin vermez. Biz bunu çok iyi biliyoruz, kendisine de sonuna kadar güveniyoruz.