Kırkpınarspor Mudanyaspor’un ipini ikinci yarıda çekti.

    İlk yarıdaki üretkenlikten uzak futbolun içinden, ikinci yarı fark çıktı. Bu nasıl oldu? Murat’la oldu.

   Murat kaleyi karşısında bulduğu an, çerçeveyi kendine yakın hissettiği an vurdu ve gol geldi. Biraz şans talih kader kısmet olsa da gol goldür. Sonuçta içinde futbolcunun kaleye vurmadaki özgüveni var.  Ondan sonra ne oldu? Kazanılan serbest vuruşu rakibin kendine toparlamasına fırsat vermeden, hızlı kullanılan serbest vuruşta, yine Murat Yıldız devreye girdi ve maç bitti. Sonramı ne oldu?  Soner’le üç oldu. Kazanan Kırkpınar’a bir bakalım . Nasıl kazandı ,nasıl oynadı?

    Üç gollü zafer bedavadan gelmedi. Kırkpınarspor elindeki kadroyu Yalova yenilgisine göre bayağı onarmış. Savunma birbirinle uyumlu, rakibine pozisyon vermedi.

   Yusup Hakimov savunma derinliğine güven getirmiş. Kamil-Yusuf ikilisi bayağı uyumlu resim verdiler. Orta saha şimdi daha iyi. Ayağa pas zenginliği, forvete top taşıma işindeki trafik bayağı etkin hale gelmiş. Eeeeeeeee böyle olunca da, Sarı Lacivertli ekibin oyunu kontrol altına alıp, oynadığını rakibe kabul ettirmede bayağı mesafe kat etti ve kazandı.

   Kısacası Kırkpınarspor Bala alışma döneminde üç haftalık süre içinde eksiklerini onarmada bayağı yol kat etmiş.

   Bunlar kazanılan günün içinden geleceğe taşınabilecek iyi görüntüler.

    Bu işin birde çirkin yüzü var. Sonere yapılan sert harekette hakem kırmızıyı göstermiş,3-0 öndesin, bu aşamada saha içi isyan, ve de tribündeki tel örgülere saldırma, oyun alanına küfür şamatası niye.

   Kırkpınarlı oyuncular işlerine bakacaklar. Tribündekiler bedavadan tel örgüye tırmanma şovunu devreye sokmayacaklar. Bunlar iyi şeyler değil.

    Ya Şener’e ne demeli. Oyun bitmiş, rakibe topu kaptırdıktan sonra sallanan tekme neyin nesi? Yaşını başını almış tecrübeli bir oyuncunun, iyi günde bedavadan çıkan bu tekmesi, günün sorumsuzluğu olarak  maçın içinde yer aldı.Şener’in bu sorumsuz  tekmesi, Soner’e yaptığı mükemmel asisten gelen golün güzelliğinin de  içini boşalttı.   

    İstanbullu Hakem Alican Özışık oyun alanı içinde Hakemlik adına parlayan bir ışık gibiydi.

   Fiziği ,kendine olan güveni verdiği kararlar mükemmeldi. Her iki takımada çıkardığı kırmızı kartları hiç rötar yapmadan direk gösterişi, triosu ile uyumu benden çok iyi not aldı.