İktidar, karşısında doğru ve güçlü muhalefet yoksa, ne yanlışlar biter, ne de başka uyaran olur. Kaybedilen hiçbir şey de yerine konulamaz!

Sakarya’da, CHP’nin ve diğer muhalefet partilerinin, bir görünüp, 29 gün kaybolmaları da işte böyle garip bir hatadır. Bunun çok örnekleri yaşanıyor.

***

AKP’nin son 16 yıllık iktidarında Köyler, Meralar imara açıldı. Bunlar bir daha yerine koyulamayacak kayıplar. İlk gün etkili tepki verilse, asla bu kadar çok tarım arazimiz ve mera’mız imara açılamazdı.

Sanayileşme olmalı, oluyor da. Ama, doğru yerde, doğru arazide, doğru sektörlerle!.. Biraz maliyetli, meşakkatli, ama doğrusu budur.

Her sektör büyüyecek, gelişecek. Ama, hiçbir sektör diğerini yok etmeden.

***

Sırtını günün İktidarlarına dayamış, düşünemeyeceği yerlere gelmiş bireyler çoktur. Yalan, yapay, çıkarcı riyalarla İktidarların sonunu hazırlarlar.

hayatın her alanında vardır. Onlar; Seçilmiş-Atanmış Yönetenlerin yanlış, Siyasi Ayrımcı işleyişlerine, projelerine zamanında karşı çıkmazlar.

Türkiye, 1984-85’li yıllardan sonra; hızlı ve hazırlıksız büyük bir sosyal- ekonomik gelişme yaşadı. “ Değişim-Gelişim!” paldır küldür, plansız oluştu.

Bugün hiçbir siyasetçi, şehir bilimci- sosyolog-antropolog; “ Türkiye’nin 81 milyon nüfusu şehirlere akılcı, bilimsel, doğru dağılmıştır!” diyebilir mi?

Milyonlarca üniversite öğrencisi açıkta; ötede hiç öğrencisi olmayan üniversite açılmış. Binlerce öğretmen işsiz; Öğretmensiz okul dolu!

Ülkemizin ne nüfusu, ne sanayisi, ne tarımı, ne eğitimi, ne de şehirleşmesi çağdaş, doğru, bilimsel planlanmamış, dağıtılmamış, gelişmemiştir.

***

Ülkedeki görüntü çok net! 81 Milyon nüfus-zenginlikleri ile de-İlk 10 şehre yığılmıştır. Yaşanmaz haldeki ilk 10 şehirde 40 milyon insan yaşıyor.

Ve; geriye kalan 71 vilayette de 40 milyon insan yaşıyor!

En kalabalık ilk 10 vilayette kişi başına düşen alan, yığılmış nüfus yanlışını anlatmaya yeter. Çağdaş şehir oluşumuna alan yok!

“ Yeni şehircilik anlayışımız, az katlı binalarla, Yatay Mimari!” tamam, doğru da…Yatay Mimari, köyleri, tarım arazilerini ve meraları yok ederse, buna Siyasi Muhalefetin söyleyeceği çok şey olmalı!

***

Tarihini bilen, sürekliliği olan bir Siyasi Muhalefet şu örneği verirdi. Çünkü, kolaycı aklı evveller Arifiye Tohum Araştırma Arazilerini kazıya kazıya bitirdi.

İl Tarih kitabında, 1926 yılında yapılan Tohum Araştırmayı ibretle okudum. İbretle, tüylerim ürperdi; çünkü, biz 92 yıl sonra buğday ithal eden ülke olduk.

“ Arifiye Tarımsal Araştırma Enstitüsü 1926 yılında kurulmuştur. 1927-28 yıllarında da çalışmaya başlamıştır.

Farklı dallarda 4 yüksek eğitimli, 4 meslek eğitimli genç çalışmaktadır. Patates, mısır, buğday, soya, susam ve çeşitli bitkiler ekilip, geliştirilmektedir.

Son 3 yıldır ekilen, bölgemiz toprağına uygun,“ bindane buğdayı” ortalama bire 40 verim vermekte. İyi bakılan tarlalarda bire 60 verdiği de görülür!”

MUHTEŞEM GEYVEYİ KİM GÖREBİLDİ?

YA, BİSİKLET VE DOĞA SEVDALILARINI ?

Geçen cumartesi günü, Geyve Festivalinin tadını doyasıya yaşadık. Yöresel Ürünler Üretim Merkezi’nin mekanlarını saatlerce dolaştık; tertemiz doğada.

Dilerim ufak tefek eksikleri de tamamlanır. Eski Çöplüğün, dere kenarı kötü kokuyor. O hale gelmesi için müthiş emek ve mesai harcanmış. Yılların çöplüğü yok artık. Daha iyi olacak. Orası bir park gibi, çiçeklerle bezenir.

***

“ Geyve Festivali’nde gördüğüm güzellikleri hiç kimse görmedi, göremedi!” gibi, kışkırtıcı LAF edeceğim. Herkes bilir de, O gün sanki bir tek ben gördüm:

Üretim Merkezi’nden az uzaklaştım. Az yüksekçe bir yere çıktım… Geyve Ovası, şahane dağlarla çevrilmiş muhteşem bir Çanak; Doğa Çanağı!..

“ Geyve Ovası, Türkiye’nin sera iklimine sahip bereketli tarım topraklarıdır.” sözünü, Sakarya’nın liyakatli Tarım İl Müdürü’nden duymuştum; Öğreti gibi…

Geyve’ye, Yöresel Üretim Merkezi’ne ve Taraklı’ya gidin…Sıkça giderim.

***

Geyve Festivali’nde, Yöresel Ürünler Üretim Merkezi’nin içinde gezinirken, Adapazarılı kardeşim Erhan Koçdemir’le karşılaşmak hiç sürpriz olmadı.

Çünkü; Erhan ve Sakaryalı Veteran Bisiklet Ustaları her gün, her yerdeler. Rengarenk, uluslar arası Bisikletçi kıyafetli, kasklı Erhan’a sevgiyle sarıldım.

Sakaryalı Veteran Bisiklet Ekibimize, şehir dışı yollarda, şehir sokaklarında, Ulusal televizyonlarda rastlayınca kilitlenirim. Yaşadıkları rüya gibi bir şeydir.

Sakarya Bisiklet ve Doğa Sporları Başkanı Şefik Akar’la tanışmak sohbeti çok daha güzellendirdi. Donatımlı kardeşim Veteran Bisikletçi Mehmet İmamoğlu ile Geyve’de de kucaklaşmak da ayrıca güzel sürpriz oldu.

Adapazarı’nda Sakarya Bisiklet ve Doğa Sporları Derneğine uğrayacağım. Çünkü; Sakaryabisiklet.com’a girdim; Onların yaşında hiç kimse bisikletin ve doğanın güzelliklerini hayatlarına bu denli güzel sokamıyor…Gençlik bile…