Son 5 maçından galibiyetle ayrılan Sakaryaspor sahaya mutlak kazanma arzusu ve azmiyle çıkmıştı ama sonuç arzu edildiği gibi olmadı.
Sakaryaspor maça tempolu ve baskılı oyunla başladı. Bu baskı ise çok kısa sürdü.
İlk 10 dakikalık bölümden sonra, oyunun kontrolü büyük oranda Turgutluspor’a geçti.
Her zaman söylüyoruz, şehrimize deplasmana gelen takımlar Sakaryaspor’un adından çekinerek geliyorlar.
Turgutluspor da ilk dakikalarda Sakaryaspor’u tanımak için kontrolü elden bırakmadı.
Ancak Turgutlusporlu oyuncular Yeşil-Siyahlı futbolcuların bilhassa 2 ve 3. bölgede baskı yapmadığını görünce önce oyuna ortak oldular ardın da oyunun kontrolünü ele geçirdiler.
Rakibine pozisyon veren, iyi mücadele edemeyen Sakaryasporlu futbolcular rakibin cesaretlenmesine katkı sağladılar.
Takımın yapısı itibarıyla ilerde hücum pres uygulayamadığından, sürekli yerleşmiş savunmaya karşı hücum etmek zorunda kalıyorlar.
Turgutlu iyi kapanıp Ali Özgün ile M.Reis’i etkisiz hale getirince baskılı futbol üretkenlik işe yaramadı.
Sakaryaspor orta sahasında oynayan Çağrı ve bilhassa Caner ileri çıkmayı, rakip ceza sahasına girmeyi sevmeyen oyuncular… Bu isimlere kanatlarda oynayan ve performanslarıyla sınıfta kalan Devrim ve Abdülaziz’i eklenince gol bulma şansımız artık mucizelere kalmıştı.
Peki nasıl alacaksın 3 puanı?
Üstelik 37. Dakikada gol yemişsin ve takımında ayağı top yapan tek adam ve gol atmayı bilen, aklıyla oynayan tek adam Muhammed Reis. Reis’in önünde ve yanında birbirinden vasat, takıma en ufak bir katkıları olmayan, aldıkları birçok topu ezen Devrim, Ali ve Abdülaziz var…
İlk yarı neredeyse tamamen Turgutlu Belediyesi’nin kontrolünde geçti.
Turgutluspor, Sakaryaspor karşısında fiziksel ve teknik olarak, artı taktik itibarıyla üstün göründü. Bu şartlar altında Yeşil-Siyahlı ekibin fazla bir varlık göstermesi yadsınamazdı.
CANER NE İŞ YAPAR?
İlk yarı boyunca hiçbir mevkide etkili olmayıp rakibi karşısında tamamen etkisiz kalan Yeşil-Siyahlılar, rakibine daha maçın ilk 10 dakikasında pozisyon vererek ilk yarıda 2 de gol yemiştir. Arkaya atılan toplarda sıkıntı yaşadık.
Karabük maçında sarı kart cezalısı durumuna düşen ve Turgutlu maçında forma giyemeyen Azad’ı gözlerimiz sürekli aradı. Hele ki sahada varlığıyla yokluğu belli olmayan ve geldiği günden beri takıma en ufak bir katkısı olmayan Caner’i etkisiz ve silik oyununu gördükten sonra Azad’ın eksikliği kendini her dakika gösteriyordu. Burada Caner’e özel bir parantez açmak istiyorum. Caner ayarında futbolculara Sakarya futbol dünyasında da rastlamak mümkün. Sakaryaspor iddiasında bir takımda oynaması biraz zor bir oyuncu.
Dönelim maça… Bir takım düşünün kanatları ne çalışıyor, ne işliyor ne de 45 dakikada bir tane kaliteli orta yapabiliyor. Sadece orta saha mı? Savunma ve orta sahası evlere şenlik bir takımın maç kazanma şansı ne kadar yüksek olabilir ki?
Arada bir savunma yapıp topu kazanan orta saha oyuncuları Yeşil-Siyahlı futbolcular rakibi bozup topu kapıyor ama sonrasında ne yapacaklarını bilmiyor.
ALİ YALNIZ KALDI
Sakaryaspor, beklediğim tempoda ve beklediğim oyun disiplinde değildi.
Sahanın kötü isimlerinden soldan akan Abdülaziz ile sağdan akan Devrim rakip on sekizde pas verecek tek adam olarak Ali Öksüz’ü bulabiliyor. 4’lü savunma yapan bir rakip karşısında Ali’nin gol atması bir anlamda mucizelere kalmıştı.
İkinci yarı başlarken herkes “Acaba teknik patron Murat Balaban takımı hangi forvetle destekleyecek” diye merak ederken o verimsiz Devrim’i çıkarıp, Mehmet Boztepe’yi sahaya aldı. Boztepe’nin girişi sağ kanadın işlevini arttırdı ancak maçı çevirmeye yetmeyeceği çok belliydi.
Bu değişikliğin maçı kazandırmayacağını gören teknik patron Murat Balaban, 57. Dakikada sahanın en kötüsü Caner-Nuri değişikliğine gitti. Bu değişiklik sonrası maçın seyri bir anlamda tamamen değişti. Oyunu rakip sahaya yıkan Sakaryaspor, değişikliğin üzerinden iki dakika geçmeden M.Reis’in akıl dolu pasıyla arka direkte buluşan A.Aziz’in şık kafa golü farkı bire indirdi.
KONTROLÜ ELE GEÇİRDİ
Golden sonra Yeşil-siyahlı ekip baskıyı ve tempoyu iyice arttırdı. Teknik patron Balaban, 75’te Çağrı-Berk değişikliğine gitti. Berk’in istekli görüntüsü ve aldığı topları olumlu kullanması gözden kaçmadı.
Yeşil-siyahlılar kanatlardan Boztepe ve Abdülaziz ile hızlı hücumlar geliştirdi. Sonra Sakarya ufak ufak oyunun hakimiyetini tamamen ele geçirdi ve karşı kalede pozisyonlar üretmeye başladı. Özellikle Mehmet Boztepe ve Alpay’ın taşıdığı toplar rakibi zorladı. Ancak pas ve orta kalitesinin yetersiz oluşu net pozisyonlar bulamamızın önündeki en büyük engeldi.
3 TEMEL SORUN VAR
Yeşil-siyahlı futbolcuların son dakikalardaki çabası sonuç vermeyince hem 5 maçlık galibiyet serisi hem de yakalanan olumlu hava sona ermiş oluyordu.
Sakaryaspor kötü oynarken bile ikinci ayrılarda her zaman vites yükselten bir takım.
Ama Sakaryaspor’un zaten çok temel üç sorunu var. Hepimizin görmezden geldiği büyük sorunlar… Rakibe baskı yapmakta, yakın oynamakta ve gol pozisyonuna girmekte zorlanıyor.
Sakaryaspor’un bu sezonki genel sıkıntısı orta sahadaki oyuncuların yetersizlikleri, oyuna katkı vermeyişleri ve hücum yetersizliğidir.
Bu sıkıntı sezon başından beri kendini gösteriyor ve böyle de gidecek gözüküyor.
İlk yarı Turgutlu, son çeyrekte ise Sakaryaspor futboluyla ön plana çıktı.
Bu maç artık geride kaldı ve bu saatten sonra Çarşamba günü oynanacak Etimesgut maçına odaklanılmalı. Bir mağlubiyetle her şey bitmiyor. Daha önümüzde uzun bir süreç var.
Devre arasına kadar oynanacak 3 maçı da kayıpsız atlatıp lider Eyüpspor’la aradaki puan farkını korumak Yeşil-Siyahlı futbolcuların tek hedefi olmalı.