Sakaryaspor’da heyecan taban yaptı!

Türk futbolunda derbi heyecanı tavan’daydı..

Fenerbahçe, Beşiktaş’ı 1’e 3 katlanan elektrik faturası gibi çarptı!

***

Beşiktaş’ın en büyük silahı bol paslı oyunla yüksek verimli pozisyon üretimi…

Buna izin veren rakiplere karşı tabi…

Fenerbahçe’nin o izni vermeyeceği sezon başından beri ancak oturtabildiği oyun anlayışında gizliydi.

“Önce oynatma, sonra oyna” taktiğinin temelinde yatan ince ayrıntı, yüksek tempoyla önde baskı…

Rakibin ümüğünü sıkarak rahat oynama imkânı tanımayıp pas trafiğine çomak sokması sistemin bir diğer ana bağlantı noktası…

Kadro kalitesi zaten kanıtlı…

İSO 2000 ne kelime, FİFA 2016 standartlı!

Dolayısıyla…

Kimin kazanacağı sorusunun cevabı kendi açımdan maç öncesinden belliydi.

Kesin olarak koyamadığım tanı, gol sayısı…

Bu konudaki belirleyici unsurlarsa bazı oyuncuların maç günü ortaya koyacakları bireysel performansları olacaktı.

Oldu!...

***

Günün anlam ve önemi sahanın ortasında yapılan Beşiktaş’ın yemin töreniyle başladı.

Ülke standartlarının üzerindeki isabetli pas ortalaması, bu defa standartların altında kaldı.

Mesela Atiba, bu maçta kendisine ait isabet oranına yaklaşamadı.

Nedeni basit, rakibin yoğun baskısı...

Adam ne pas, ne nefes aldı!

Ne de oynayacak heves kaldı.

Sihirbaz Oğuzhan, sinirbaz oldu!

Sosa bedavadan kavga çıkarma peşindeydi, Olcay’ın beleş çorba…

Hal böyle olunca hakemin çaldıkları ve çalmadıkları kaybetmenin mazeretinde konuşulacak son nokta

***

Fener’in derdiyse çok farklı…

Bir kendi formatına uygun futbol izanı…

Bir de rakibe karşı değişik oyun anlayışı…

Banko Nani kulübedeki banko’ya oturdu.

Haftaların yedeği onurlu direnişin simgesi Alper Potuk’tu, bir kanadı tıkadı.

Diğer kanatta Volkan Şen, kanatlandı.

Paylaşmayı öğrense Barcelona’ya uçardı!

Öğrenemedi, Kalamış Marina’ya demir attı.

Kanatları kırılan Kartal, havalanamadı!

İki bek’in verdiği ofansif katkı ayrı…

Girdikten sonra Ozan Tufan’ın açılan pergelleri fuleli adımları, 3 saniyede rakip kaleye uzadı.

Attırdığı gol maçı kopardı.

Bu çocuk dünyanın her takımında oynar da, burada yedek kaldı!

***

Volkan Demirel, Fenerbahçe’nin sıfır noktası!

Konuşulması gereken sadece görünen kurtarışları mı?

Ya topa hiç dokunmadan kurtardıkları?

Quaresma’nın plasesi, Cenk Tosun’la Marcelo’nun altıpas’tan kafaları kale yerine auta gittiyse “sebebi ne acaba?” diye düşünen var mı?

Sinek 2’li durumuna düşürülmesine rağmen kalesinde devleşip, rakiplerinin bilinç altına yerleştirdiği “Bu adamın neresinden vurup, gol atacağım?” korkusu topların dışarı atılma  sebebi olabilir mi?

Oldu da bitti!...

***

Mesela diğer kaleci Tolga’nın gollerde ‘hatası yoktu’ diyen olursa kapatın hemen ağzını!

Ya futbol konusunu kapatın…

Ya da dur deyin, duran top’tan bahsedin.

Oynat Uğur’cuğumla, ilk gole gelin…

Duran top organizasyonunda topa vurulmadan ceza sahasında bomboş durumda volta atan, sonra da golü atan Volkan Şen’i sorun…

Boş kalması kimin hatası?

Kaleci adam markajı konusunda herkesi uyarmalı…

Dolayısıyla…

Ne hakemi, Hacı emmi!