Sakarya’nın Salon Sporlarında nabzını tutan, spor adamlarının, yöneticilerin, sporcularının ve sorunlarının konuşulduğu Doğru Pota’nın bu haftaki konuğu Sakarya Büyükşehir Basketbol kulübü alt yapı Antrenörlerinden Çetin Bingöl’dü.

En iyi yatırımın altyapı olduğuna işaret eden Sayın Bingöl’le Sakarya kulüplerini, alt yapılarını, sorunlarını ve geleceğini konuştuk. Bu keyifli sohbeti siz değerli okuyucularımız için kaleme aldım. Okuyucularımız arasında bu sohbetten dersler alacak ve Sakarya basketbolunu ileri seviyelere çıkaracak kişilerin de olması ümidiyle..

Hocam öncelikle sizi tanımayan okuyucularımız için kendinizi tanıtabilir misiniz?

Adım Çetin Bingöl. Ben 1961 doğumluyum. Basketbola Sakarya’da başladım. Şekerspor’da ilk basketbol ile tanıştım. Daha sonrasında Uniroyal ve Sakarya Karadenizspor’da oynadım.1986 yılında Petkim’e transfer oldum. Hem işe girdim hem de basketbol oynamaya devam ettim. 2014 yılına kadar orada hem çalıştım hem de basketbol hayatıma devam ettim. Şuan bizim oynadığımız lige yani 1.lige takım çıkardım 2 tane alt yapı oyuncuları ile.  2001 Yılında gölcük belediyesine geçtim. Orada da depremden sonra hem çocukları eğitmek ve hayata alıştırmak amacıyla çalıştım. Orada da yine 2 defa 1.lige çıktım kendi oyuncularım ile kendi alt yapımız ile. Hep çıkıp düştük yabancı oyuncu almadan.  Bu şekilde bu günlere kadar geldik.

Hocam peki bulunduğunuz dönemde sizi basketbola sürükleyen neydi?

Basketbolu ben çok sevdim. Futbolu da iyi oynarım aslında o dönemlerde lig takımlarından teklif gelmesine rağmen ben basketbolu seçtim. Basketbol ayrı bir heyecan ayrı bir tutku. Bunun içine giren insan kolay kolay kendini kurtaramıyor. Zaten bu heyecanı yaşayan insan basketboldan bir daha vazgeçemez. Bu sporun zevki apayrıdır.

Sizce basketbolun kendine ait ayrı bir kültürü var mı?

Basketbolu birazda düşünerek oynamanız lazım yani yapacağınız hareketler anlık olacağı için yapacağınız hareketlere anlık karar vermeniz lazım. Bu aynı zamanda hızlı düşünmenizi de sağlıyor. Aynı zamanda iş hayatında da faydaları oluyor ben bunun faydalarını da çok gördüm. Aynı zamanda ortam sıcak olduğu için arkadaşlıklarda çok iyi oluyor. Yalnız son zamanlarda ben bunu gençlerimizde pek göremedim. Eskiden maçlar ve antrenmanlardan sonra takım arkadaşları bir araya gelir bir şeyler yaparlardı şimdi ise yeni nesilde ben bunu pek göremiyorum orada bir sıkıntı var.

Sizce basketbolun futbola göre daha geri planda kalan bir spor olması bu kültür ile ilintili midir?

Aslında şöyle düşününce basketbolun ana merkezi Amerika orada da herkes basketbol oynuyor. Bizim ülkemizde bu durumun böyle olmasının sebebi bence basketbolu herkesin yapamamasından kaynaklanıyor. Biraz o etken diye düşünüyorum. Basketbolda biraz daha özel olmalısınız ve onu yapabilmeniz lazım.

Hocam sizce aileler basketbola nazaran futbola daha fazla mı yönlendiriyorlar çocuklarını?

Bazı aileler daha fazla para kazanmasını istedikleri için evet o açıdan bakıyorlar olaya ama bazı ailelerde çocuklarının spor yapmaları için herhangi bir spor dalına yönlendiriyorlar çocuklarını. Baktığınız zaman sporun her dalında .. Çocuğunuzu niye okutuyorsunuz? İyi bir işi olsun iyi para kazansın. İş için yüz bin kişiye ihtiyaç varsa basketbol için bin kişiye ihtiyaç var. Yani demek istediğim Piramit’in tepesine çıkmak için şöyle bir hesap yaparsak 3. Ligde dahil 800 oyuncu var ligde bunların zaten 500’ü Amerikalı veya yabancı geriye kaldı 300 oyuncu. Yani o seviyelere çıkıp o parayı kazanmanız için oraya girmeniz gerekiyor. Birazda düşünmeniz gerekiyor. 70-80 milyon nüfuslu bir ülkede çok çalışmanız gerekiyor. Gerekli fiziki özellikleriniz olacak. Uzun oyuncular bu konuda biraz avantajlı ama biz tembeliz çalışmayı sevmeyen bir milletiz. Bizim en büyük sıkıntımız da bu zaten.

Size göre Sakarya’da basketbol kültürü ve Sakaryalıların basketbola bakışı nasıl?

Sakarya’da basketbol kültürü son 4 senede aşama kaydetmeye başladı ama 1980’lere dönersek Sakarya’da basketbol kültürü Türkiye’nin üzerindeydi. Çok iyi bir atmosfer vardı burada en az 7-8takım üst seviye oynardı. Alt yapılarda öyleydi ben az atladım ama şimdi söyleyeyim. Ben meslek lisesinde okudum okulu burada. Okulum ile bizim bir Türkiye 6.lığı birde Türkiye 8.liğimiz var üst üste iki sene. Yani o zaman ki Türkiye Şampiyonası da epey zordu. Şimdikiler gibi hazır oyuncular alıp şampiyon olunmuyordu. Mesela 5-6 okul bile iddialı pozisyonda oynardı birbiriyle rekabet içerisindeydi.

Sakarya’dan devam etmek gerekirse hocam Sakarya’da basketbol alt yapısı sizce ne durumda?

Şuan baktığımız zaman iyi olduğunu söyleyemem. Çünkü önce şunu bilerek hareket etmek lazım. Çocuklar iyi basketbolcu olup ligi kazanmak istiyorlar mı? Bizim hedefimiz o Büyükşehir olarak fakat diğer kulüplerin de öyle mi bundan pek emin değilim. Kulüplerin amacının ne olduğunu bilmek lazım. Para kazanmakta tabi ki önemli ama oyucu yetişsin yetişmesin hususu da var. Örnek vermek gerekirse yaz döneminde en az 10 idman yapmanız lazım haftada ki biz bunu 13lere falan çıkardık yıldız ve genç seviyesinde. Bir alt grupta küçüklerde 8 e çıkarttık. Çalışmak çok önemli tabi bunun içinde tesis gerekiyor takımlara.

Hocam Sakarya’da sizce basketbol tesisi az mı ve bu durum antrenörleri nasıl etkiliyor?

Sakarya’da tesis az. Tesisi olan kulüpler daha iyi hazırlanıyor. Ben Kocaeli’nde Petkim’de iken takımları üst liglere çıkardım evet ama bunu takımın tesisleri olduğu için başardım. Çünkü tesis çok önemli tesis olduktan sonra her şeyinizi planlı programlı yapıp ona göre devam ediyorsunuz. Burada da çalışıyoruz ama istediğim verimlilikte olmuyor. Bir maç oluyor idmanlar iptal oluyor takımlar programlarını değiştiriyor antrenman yapamıyor. Boş geçmiyoruz fitness yaptırıyoruz çocuklara ama parkeye çıkamıyoruz. Tesis olsa bu böyle olmaz.

Sizce bir antrenör olarak sporcular için önemli olan nedir basketbolda?

Şimdi benim bir lafım var. Bunu çocuklar ile her zaman paylaşırım. Sizi buraya getirecek yeteneğiniz ama burada tutacak olan ise karakterleriniz. Yani seçildikten sonra karakteri çok önemli sporcular için. Karakteri düzgün oyuncular bulduğunuz zaman başarıda peşinden geliyor zaten.

Sakarya’da alt yaş gruplarında liglerde takım sayıları ve sporcuları çok az bunun sebebi nedir?

Şimdi baktığınız zaman Büyükşehir basketbol takımı var arkasında belirli bir kurum var. Diğer takımlarımızın arkasında maalesef bu kurumlar yok. Diğer takımlar kişi bazında yapılmış kendileri fedakarlık yaparak belirli bir tesis olmadan bir şeyler yapmaya çalışıyorlar. Bu kulüpleri bir şekilde çevirmeye çalışıyorlar. Bu kulüpler maddi olarak destek bulamıyorlar. Yani çok zor bu şekilde yürütmek. Eskiden Şeker Fabrikası Şekerspor, Uniroyal Royal Fabrikası, Donatımspor Donatım Fabrikası. Hep destekçiler, müesseseler vardı takımların arkasında şimdi öyle bir şey yok.

Okul takımlarımız il dışında Türkiye şampiyonalarında neden başarılar elde edemiyor?

Şimdi okulların bu işe el atması lazım. Ana temel orası okuldan gelmeli. Okul turnuvaları oynandı çocukların yaptığı maçlar 5 değil 6 değil. 10-15 maçta turnuva bitti. Bizim yerel liglerimizde aynı. 4 maçta 6maçta lig bitiyor. Ligi oluşturmak için 4 takım gerekiyor onu bile bulamayınca A ve B diye takım çıkarıyorsunuz ligi kurabilmek için. Bu çok büyük bir sıkıntı. Sakarya’ya baktığımız zaman 1 milyon nüfus ile futbol, basketbol gibi sporlarda geçmiş başarıları olan bir il. Bu durumun böyle olması gerçekten içler acısı.

Son zamanlarda ki sıçrayışı da göz önüne alırsak basketbolun istenen seviyelere gelmesi için neler yapabiliriz?

Basketbolda aslında Türkiye’de yetenekli oyuncular çok var. Ben bunu birazda şuna bağlıyorum. Seçici insanların doğru insanlar seçememesine. Belki biraz ağır olacak ama bulunduğu mevkileri hak etmeyen insanların o mevkilerde olduklarına inanıyorum. Hak eden insanlar belirli yerlere gelemiyor. Bu işlerin başında olan insanların doğru insanlar olmadıklarını düşünüyorum. Bu seviyede olmamızda biraz ondan kaynaklanıyor. Baktığınız zaman Türkiye cıvıl cıvıl genç çocuk kaynıyor. Ama bizi hala dışarıdan oyuncu getirip oynatıyoruz. İçler acısı durumdayız. Yabancı da gelsin tamam ama hocalarında gençlere şans vermesi lazım korkmaması lazım. Cesaret edip genç oyuncuları denememiz laızm. Bu sene sadece Giresun bunu yapmaya çalıştı biraz o da sıkıştığı zamanlarda yine yabancılara dönüyor. Bu biraz cesaret ister. İyi oyuncularımız çok var. He şunu da söyleyelim ama çalışmayı sevmeyen çok Türk oyuncu var. Antrenman düzeyleri ve tempoları yeterli değil daha fazla çalışmaları lazım.

İyi bir antrenör olarak genç sporculara neler söyleyebilirsiniz?

Öncelikle işini severek yapmalılar. Sahada basketbol antrenmanı yaparken hareketin doğrusunu yapmalılar. Bütün hareketleri maç temposunda yapmalılar ve kendilerine çok dikkat etmeliler. Yaptıkları idmanda onlara yetmez ekstra çalışmaları gerekir her fırsatta.

Sakarya basketbolu için neler yapılabilir ve bu sorunlar nasıl düzeltilebilir?

Tabi ki Büyükşehir Belediye’nin 1.ligde olması büyük renk kattı Sakarya’ya. Artık maçları 4-5bin kişilere oynuyoruz. Bu bir hava getirdi şehrimize. Bu durum burada kalmamalı ama Sakaryalı çocukların oraya çıkıp o seviyelerde oynayabilecek düzeye gelmeleri lazım. Bunun içinde tekrar aynı konuya dönüyoruz alt yapıya. Bütün herkesin bir araya gelip bu konuyu konuşması gerekiyor. İdeal olarak her ligde en az 10 tane takım olmalı. Ne kadar maç yaparsak, ne kadar kora kor maç yaparsak o kadar kendimizi geliştiririz. Bakın işte Nba’de yaklaşık 90-100maç oynuyorlar. Bunlar sezon ortasında hiç idman yapmıyor. Hep maç yapıyorlar 2-3 günde bir. Yaptıkları maçların temposu çok yüksek. Böyle böyle gelişiyorsunuz zaten. İdmanda hücum edersiniz karşınızdaki arkadaşınız sizi tutmuyorsa hiçbir verim alamazsınız. Antrenmanda sayıyı atarsınız ama maçta sizi birisi sağlam tuttuğunda kalırsın. İşte Amerika’da durum böyle değil. Kendi sınırlarınızı ne kadar zorlarsanız o kadar ileriye gidersiniz. O tempo sizi üst seviyelere getiriyor. Bu sene Euroleague’de öyle yaptı mesela. Lig usulü bol tempolu ve sık maçlar. Takımlarımız zorlanıyor bu tempoya ayak uydurmaya. Şimdi zor geliyor evet ama alıştıklarında bu seviyede artacak. Keşke Sakarya’da bütün okulların salonu olsa bu salonlarda maçları deplasmanda seyirci ile oynasak. Bunu güzel bir programla 1 yıla yaysanız. 10 günde biten bir lig olmasa keşke. Açık ve net Türkiye’de herkes kendini kandırıyor basketbol adına. Biz çalışıyoruz ediyoruz ama maç yapamıyoruz ki. İlerisi için kendi adıma umutluyum, en azından Büyükşehir adına. Gayretler bunu gösteriyor ama devamlı üstüne koymamız lazım koyamazsak boşa kürek çekmiş oluruz. Bu işler tek başına olmaz ekip işi takım işi yani. Ailesinden yöneticisine takımından sporcusuna herkes içinde olmalı işin ve anlık düşünmemek lazım hep ileriye bakmamız lazım. Bizlere imkan verildiği sürece bizler daha iyilerini yaparız inşallah.

Bu güzel sohbet ve engin bilgileri için Sakarya Büyükşehir Basketbol alt yapı antrenörlerinden Çetin Bingöl hocama teşekkür eder, siz değerli okuyucularıma bol sporlu haftalar dilerim. Haftaya başka bir konuk ile görüşmek üzere esen kalın.