*Allah-ü Teâlâ, ibadının (yarattıklarının) hukukunu korumaya önem vermiş ve kul hakkı ile ilgili Kur’ân da pekçok ikazlarda bulunmuştur (1,2,3,4).

        *Allah, hakkı gözetip,hakka riayet etmeyi önemle belirtmiştir.Hakka riayet etmeyi mü’min olmanın da önemli bir vasfı olarak tanımlamıştır.Allah, hakka tecavüz etmeyi ve hakka riayet etmemeyi de,münâfıklık ve zalimlik olarak vasıflandırmıştır(5).

        *Allah’ın, kullarına ihsân ettiği bir hakkı çiğnemek (kul hakkına tecavüz etmek), büyük günahlardandır. Allah-ü Teâlâ’nın huzuruna kul hakkı ile çıkmanın, çok ağır bir vebâli vardır. Hak sahibi, hakkını almadıkça veya bu hakkından vazgeçmedikçe, Allah kul hakkı yiyenin  günahını affetmemektedir.  Allah-ü Teâlâ, kendisine karşı işlenen kusurları ve günahları affettiği hâlde, kul hakkını bunun dışında tutmuştur. Allah,kul hakkını affetmeyi, zulme uğrayan, hakkına tecavüz edilen kulunun irâdesine bırakmıştır. Bu sebepten, kul hakkına tecavüz eden bir kimse sadece Allah’a tevbe etmekle kul hakkına girme cezasından kurtulamaz.O kimse, tevbe etmekle belki Allah’ın emrine muhalefet etmesi sebebiyle işlemiş olduğu günahtan,Allah’ın affına uğrayabilir. Ama hakkını ihlâl ettiği kişiye hakkını iade edip, ondan helâllik almadığı müddetçe, kul hakkına tecavüz cezasından kurtulamaz. Kul hakkına girenin öyle ‘hakkını helal et’ demesiyle kurtulması mümkün değildir. Kul hakkına tecavüz eden, önce ihlâl ettiği hakkı, hak sahibine ödeyecek, sonra da ondan helâllik dileyecektir.Hakkın ödenmesi de, tecavüz edilen hakka göre değişir.        

        *Her meslekte, işde, vazifede,vs kul hakkı ihlâlleri olabilir.Hile yapan, kandıran esnaf, tüccar,vs haklarına tecavüz ettiklerinden, doktor-hasta, iş adamı-işçi, amir-memur, üretici-tüketici, karı-koca, ebeveyn-çocukler, hoca-talebe, vs-vs, hak ihlâlleri yapıyorlarsa, Allah hesaba çekmeden, hesaplarını kapatmaları daha iyi olur.

        *Allah, ölçüye, tartıya dikkat edilmesini, hile yapılmamasını, işin doğru ve usulüne uygun (ilme-sanata) yapılmasını, yalan yere yemin edilerek, insanları kandırarak ticaret yapılmamasını, sanat icra edilmemesini önemle belirtmiştir . (1):’’Aranızda birbirinizin mallarını haksız sebeplerle yemeyin.İnsanların mallarından bir kısmını haram olarak (haksız olarak) yemek için o malları hakimlere (rüşvet olarak) vermeyiniz’’(Bakara-188).

        * Yetimlere mallarını (baliğ oldukları zaman) verin.Temizi pisle (helali haramla) değişmeyin.Yetimlerin mallarını kendi mallarınıza katıp yemeyin.Çünkü bu, büyük bir günahtır’’Nisa-2). "Öyleyse yetimi sakın ezme."(Duha-9)

        * Yetimlerin mallarını zulüm ederek (baskı kurarak) yiyenler, karınlarına ancak ateş doldururlar.Ve yakında çılgın bir ateşe (Cehenneme) atılacaklardır’’(Nisa-10).

        *: Ey iman edenler !Mallarınızı aranızda bâtıl (haksız-kandırarak) sebeplerle yemeyin! Ancak aranızda anlaşarak ticaret yapmanız başkadır.Hem birbirinizi (haksız yere) öldürmeyin! Şüphesiz Allah çok merhametlidir’’(Nisa-29).

        * Aralarında hüküm vermesi için, Allah’a ve Resûlü’ne çağırıldıkları vakit (münâfıklar) bir de bakarsın onlardan bir fırka yüz çevirmiştir’’.

        * (Münâfıklar)Eğer hak kendi lehlerinde olursa koşarak Peygamber’e gelirler’’.

        * Bunların kalplerinde bir hastalık mı var (münâfıklık)? Yoksa Allah ile Peygamber’inin kendilerine haksızlık edeceğinden mi endişelenip, korkuyorlar? Hayır! Onlar zalimlerin tâ kendileridir’’

        * Aralarında hüküm vermesi için Allah’a ve Peygamberlerine çağrıldıklaraı vakit,Mü’minlerin sözü ancak, ‘Dinledik ve itâat ettik’ demek olmalıdır.Ve işte bunlar felâh bulacakların (kurtuluşa ereceklerin ) tâ kendileridir’’(Nur-48-51).

        *  Ölçüyü, tartıyı tam ve denk tutun (hile yapmayın, aldatmayın).Biz, hiçbir kimseye gücünden fazla (yapamayacağı) bir şey teklif etmeyiz.Konuştuğunuz zaman da hep adaleti gözetin (yalan söylemeyin, taraf tutmayın).Velev ki, karşınızdaki hasmınız olsa dahi…(En’am-152).

        * Yazıklar olsun ölçü ve tartıya hile karıştıranlara! Onlar insanlardan bir şey ölçerek aldıklarında tastamam alırlar. Satarken ise eksik ölçüp tartarlar.Onlar büyük bir günde (Kıyamette hesap vermek için) diriltileceklerini hiç düşünmüyorlar mı? Öyle bir gün ki, insanlar o günde Alemlerin Rabbi’nin huzurunda ( hesap vermek için) toplanacaklardır’’(Mutaffifin, 1-6).

        * Hakla bâtılı karıştırıp da (hile ve aldatma ile) bile bile hakkı gizlemeyin’’(Bakara-42).

                 Bütün bunlara rağmen hala kul haklarını yemeye cesareti  olan varsa buyursun devam etsin. Ama unutmasınlar ki herkes bir gün ölecek ve yaptıklarının karşılığını müsbet veya menfi olarak mutlaka ama mutlaka vereceklerdir. unutmayalım ki hayat çok kısa. Saygılarımla…