Değerli okuyucularımız, Bu köşe yazımı bilhassa gençlerimiz okurken çok dikkatli okuyunuz, sonra da düşününüz. Her şeyin bizi yaratan Allah’tan geldiğini asla unutmayınız ve akıllı olunuz.

15.10.1942 yılında, Arifiye İl Ormanı dibinde bulunan, eski adı Yeniköy denilen yerde dünyaya gelmişim. Zamanımızda Kur’an’a saygı, dinimize saygı, ailelerimize saygı ve sevgi vardı. Siyasilere saygı vardı. Hayat ucuzdu. Peki, şimdi ne oldu da dünyanın her tarafından afetler, depremler, volkanlar ve alevler hızla yayılıyor? Ve kimse çareler bulamıyor. Bence bunların hepsi, Allah’a olan inancımızın zayıfladığından dolayı, bizlere Allah tarafından verilen cezaların yanında, kıyametin geldiğine işarettir. Bunu unutmayınız.

83 yıllık yaşamımda böyle bir ortam görmedim. Bu köşe yazımı kısa ama öz olarak yazdım. Şimdi sizler düşünün ve karar verin. Ve bundan tahminen 60 yıl evveline dönün. Atatürk’ten sonra gelmiş geçmiş siyasetçilerimizin yaşamlarını ve yaptıkları hizmetlerini düşünün. Bir de son 22 yıldaki siyasi ortamı düşünün.

Toplumun Allah’a olan inançlarının zayıflaması nedeniyle, Allah tarafından dünyadaki yaşayan toplumun acılar çekmesi, Allah tarafından verilen uyarı cezaları değil mi? Çünkü kainatı ve insanı yaratan Allah değil mi? Şu anda siyasileri suçlamak bence çare değil. Kabahat insanoğlunda. Önce toplum olarak Allah’a olan inancımızı kalbimizde taşımamız gerekiyor. Bence kıyametin geleceğini Allah tarafından ertelemiş oluruz. Aksi takdirde kıyametin ayak sesleri hızla yaklaşmaktadır. Ben yazdım, sizler düşünün.