AK Parti Genel Başkan Yardımcısı, MYK üyesi ve Sakarya birinci sıra milletvekili adayı Ayhan Sefer Üstün, partisinin Adapazarı İlçe Teşkilatı ile gazetemizi ziyaret etti.

Ziyarette merak edilen MYK üyeliğinden, genel başkan yardımcılığı ve milletvekili adaylığına kadar geçen sürecin yanında, seçim çalışmaları ve Sakarya için ortaya koyacakları projelerden de bahsetti. Tabi konuşmalarının bir kısmı dost meclisi içinde olduğu için burada vermekte doğru olmaz. O nedenle ben şehrimiz için önemli olan notlardan kesitler vereceğim burada…

Öncelikle MYK üyeliğinin ardından kimse onu milletvekili listesinde beklemiyordu açıkçası. Ama o listenin ilk sırasına geldi oturdu. Üstelik adaylık başvurusunu son dakika yaptı. Sözlerinden anladığım kadarıyla listenin ilk sıra sözünü aldığında başvurusunu yapmış Sayın Üstün…

Eeee MYK üyesi olacaksın, sonra genel başkan yardımcısı, tabiî ki aday olacaksan, listenin ilk sırasına konacaksın.

Peki Ayhan Sefer Üstün’e bu kadar özne yükleyen özelliği ne? Ne yaptı da Ayhan Sefer Üstün’e bu kadar önemli görevlerin yanında birde üstüne adaylık altın tepside sunuldu?

Birincisi teşkilattan gelen, teşkilatın her kademesinde çalışmış 3 dönem milletvekilliği yapmış tecrübeli bir siyasetçi olması, ikincisi İnsan Hakları Komisyonu Başkanlığı

Bana göre ikinci görevi Sayın Üstün’ü, diğerlerinden üstün tutan özelliği oldu. İnsan Hakları Komisyonu Başkanlığında çözüm sürecini çok iyi bir şekilde yönetti, Uludere’de davasının üzerinden tereyağından kıl çeker gibi geldi. Üstün, İnsan Hakları Komisyonu Başkanlığı görevinde yaptığı başarılı çalışmaları ile bu şekildi ödüllendirildi.

Sayın Üstün ile sohbet ederken sözü liste dışı bırakılan Ali İnci’ye getiriyorum. “Sizin MYK üyeliğine seçileniz gün herkesin dilinde Ali İnci’nin liste dışı kalacağı” olduğunu söylediğimde,  Üstün’ün cevabı şu oldu, “53 milletvekili liste dışı kaldı. Bunlar arasında Ali İnci de yer aldı.  O zaman 53 kişiyi de ben mi liste dışı bırakmış oluyorum” dedi ve devam etti…

“7 Haziran seçimleri en iyi okuyan Parti  AK Parti oldu. Büyük kongrede de bu enine boyuna ele alındı ve kan değişimine gidildi. 50 MYK üyesinden 31’i değişti. Milletvekili adaylarından 53’ü değişti. Bunların hepsi yapılan ince hesaplar sonucu ortaya kondu. Her şey 1 Kasım seçimlerinde partimizin oy oranını yükseltmek ve yeniden tek başına iktidar yapmak için yapılan bir çalışmadır”

Evet 7 Haziran seçimlerinin ardından AK Parti’de gerçekten köklü değişiklikler yapıldı. Çünkü AK Parti başarısızlığa tahammüllü olmayan bir parti. Başarı içinde kimsenin gözünün yaşına bakmayan bir parti…

Bu arada Sayın Üstün birde espri patlattı. “ Ben, Ali İnci’nin yerine gelmedim ki? Ben, Bakan hanımın yerine aday gösterildim. Şaban abinin (Şaban Dişli) adaylığı, Ali İnci’yi götürdü. Hem kendiside ben bayrağı Şaban Dişli’ye devrediyorum demiş. Demek ki yerini ben değil, Şaban abi almış” dedi.

Ali İnci’nin liste dışı kalması tabiî ki ne Ayhan Sefer Üstün’ün, nede Şaban Dişli’nin aday gösterilmesinde…

Ali İnci’yi yakan bana göre ailevi meseleleri oldu. Ali İnci, belki de bu nedenle liste dışı bırakıldığında kendisinden beklenen küçük kıyameti koparmadı, koparama dı… Hatta ben Aile ve Sosyal Politikalar eski Bakanı Sakarya Milletvekilimiz Ayşenur İslam’ın da yeniden aday olmamasının bile bu konuyla ilişikli olduğunu düşünüyorum.

Ayhan Sefer Üstün, 7 Haziran seçimlerinin ardından yeniden sahaya inerek özellikle merkez 5 ilçede mahalle mahalle, sokak sokak, hatta hangi siteden partisine kaç oy çıkmış tek tek döküm yaptıklarını ve o mahallelerde oy kayıplarının nedenlerini araştırdıklarını söyledi. Bu seçimlere eksikliklerini bilerek çıktıklarının altını çizen Üstün, bir oy kaybetmeye bile tahammüllerinin olmadığını üzerine basa basa söyledi. “Havaya atış değil, hedefe atış yapacağız” dedi.

Görünen o ki AK Parti bu seçimlere bu kez oldukça sıkı çalışıyor. Bunu Bayram süresincede gösterdiler zaten. Her mahalle, sokak, ilçe bayram boyunca karış karış gezdiler. 4 gün boyunca sanırım sıkmadık el bırakmadılar. Eeee bu çalışmanın semeresi de, sandıktan oy olarak çıkacak tabiî ki.

CHP ile MHP ‘Biz nerde yanlış yaptık’ şarkısını söylemeyi bırakın. Sizin yanlışınız işte bu? Çalışmamak, oturduğunuz yerden oy beklemek.

Gelelim Sakarya ile ilgili Sayın Üstün’ün verdiği müjdeye…

Üstün’ün dediğine göre hayata geçirilecek bu proje Sakarya’ya yapılan en büyük hizmet olacak. Bu proje bitme noktasına getirilen tarımın Sakarya’da yeniden can bulması anlamını taşıyor. Hatta 7 Haziran seçimlerinde ortaya koalisyon tablosu çıkmamış olsaymış, bu proje 2016 yılında hayata geçirilecekmiş…

1 Kasım seçimlerinde AK Parti yine tek başına iktidar olursa da projenin ihalesi hemen yapılacak, şayet sandıktan yine koalisyon çıkarsa proje yaş…

Gelelim projeye; Söğütlü’den başlayıp, Karasu’nun Kumköy’e kadar uzanan Aşağı Sakarya Sulama Projesi. Yaklaşık 60 dönümlük arazi bu proje ile can bulacak ve tarım yapılacak. Ayhan Sefer Üstün bu projeden bahsederken oldukça heyecanlıydı. Bu projeyi önemsediği ve emek sarf ettiği ortada.  “Tarım bizim olmazsa olmasızım” diye devam eden Üstün, son yıllarda hızla büyüyen sanayiye de dikkat çekerek, “Çevreye saygılı ve kontrollü sanayi istiyoruz. Tarım arazilerimizin bir dönümünü bile sanayiye heba ettirmeyiz” diye de noktayı koydu.

Üstün’ün bu sözlerini açıkçası takdir ettim. Bende tarım arazilerinin sanayiye heba edilmesine karşıyım. Tarım her zaman önceliğimiz olmalı.

Üstün’ün bir başka önemsediği konu ise şehircilik.  Üstün, Sakarya için doğaya saygılı, alçak katlı konutların yer aldığı bir şehircilik tablosu çizdi. Çarpık yapılaşmanın önüne geçmek için Çevre, Şehircilik ve Kültür’den Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığı kurulduğunu da hatırlatan Üstün, seçimlerin ardından bu konuda Sakarya’da ciddi çalışma yapacaklarının da altını çizdi. Çizerken de Sapanca’yı ilk sıraya koymayı unutmayarak, “Kimseye doğa katliamı yaptırmayız” dedi.

Dilerim bu kararlılık seçimden sonrada devam eder. Hadi bakalım hayırlısı…