Ben, “ Kent Karakteri diye bir şey vardır!..Kimi sokak ve cadde isimleribile önemli Kent Karakteri’dir, zırt diye değiştirilemez! Tarih Dokulu kimi binalar da öyle!” diye yazdıkça denmedik laf kalmaz.

           Ama, TOKİ Başkanı da işte tam öyle erdemli bir söz ediverdi.

          TOKİ Başkanı, “ Diyarbakır SUR Bölgesi’nin, Büyükşehir Belediyesi ile yapılmış, TARİHİ DOKUSUNA UYGUN, koruma kurulunca onaylanmış planı var.

           Burası Toplu Konut Bölgesi olmayacak. SUR içinde, tarihi değeri nedeniyle tescilli birçok bina bulunuyor. Koruma altına alınmış Bölgenin imar dokusuyla uyumlu olması gerekiyor!” gibi özetlenecek sözler etmiş; kulağımıza küpe gibi.

           Çark’taki Sakarya Atatürk Stadı arazileri TOKİ’ye paketlendi gibi. Şimdi bize düşen SAKARYA DOKUSU’na sahip çıkmaktır: -)   Dörtyol Sanayileri’nde TOKİ Planı’na dur diyen Sakaryalı yine çok iyi düşünmeli.

           Kentin Tarihi Karakteri olmuş, parayla satın alınamayacak muhteşem arazilerimiz rant elinde birilerine çirkin bir Dönüşüm Serveti olmasın…

           Köy Karakterimizi bile tamah yok etti, edecek. Köylü olmaktan utanan utansın! Ama, köy ve köylü ebediyen var olmalı! Köy insanının hayat becerilerini yaşamayan bilmez; köyde doğmuş olsa bile: -)

          Ebegümecini, kaldıreki ot sanırsın; açlıktan ölürsün: -) Buğdaydan un ve ekmek yapamazsın: -) Tavuk kesip, tüyünü yolamazsın: -) Soba yakamazsın, heyyy soba: -)

           Hadi, ineği, koyunu, keçiyi sağ göreyim: -) O sütü yoğurt, tereyağı, kaymak yap: -) Ayran yapmayı bilmeyiz, ayran: -) Ihlamuru, kekiki bile tanıyamayız: -)

           Büyük Atatürk boşuna, “ Köylü bu milletin efendisidir!” dememiş. Şimdi,  “ Efendi!” desen, kıyı kenarda bile küfür gibi geliyor.

            Adapazarı’nı Adapazarı yapan O eski ahşap konaklar nerede? Atatürk Bulvarı’nda, Çark ve Çıracılar’da, İstasyon’da; hemen her caddede…

         Örnek; Sapanca’nın eski sokak fotoğrafları birer Kent Kültürü harikasıdır. Sapanca Dokusu ile sıfır uyumluı olan son TOKİ örneği de Rant Çağı Harikası: -(

               Sapanca’da TOKİ, kaşar peyniri gibi çok katlı binalar yaptı. Oysa, hemen arka sokakları şahane bahçeli villalarla doyumsuz bir Sapanca oldu, oluyor!

         Sapanca Merkezi’nin, Yanık, Kurtköy, Kırkpınar’ın nefis ve Özgün Mahalle-Köy Dokusu vardır. TOKİ’nin bile el sürmemesi gereken, yeni bahçeli villa bölgeleri vardır. “ Kent Dokusu “ sözünü eden TOKİ Başkanı Sapanca’yı görmeli. 

           Biz de, Uzunçarşı Dokusunu, Stat Arazilerini ve Kent Karakterini görelim!

                 

                               SERDİVAN MEDENİYET BULVARI: -)

         Medeniye Bulvarı’na, yapımı başlarken de gittim; açılışından sonra da! Geçen hafta epeyce uzun gezdim. Üniversite’ye kadar çıktım.

           SAÜ’den dönüşte,“ ÜNİVERSİTE ŞEHR!” olmanın ne denli sosyokültürel ve ekonomik zenginlik katacağını bir kez daha gördüm. Çünkü;

           Bugün, Adapazarı ve çevresinde köylere kadar uzanan konut yapma işi artık tamah aşamasına geldi. Radikal İmar Planları hayata geçirilmezse, yakın zamanda doğup büyüdüğümüz şehrin kimse için yaşanabilirliği kalmayacak!

            Serdivan da bu aşamaya doğru hızla gidiyor. En küçük boş arsa görülse hemen inşaat yapılır oldu. Yatırımcı İş Dünyası bunu talep eder, ama Serdivan’ı Yönetenler artık Geleceği Koruma  Aşaması’na gelmişler!

           Çarpıcı son örnek; Medeniyet Bulvarı girişi: -( Kafeler Caddesi’nde araba koymak için park bulunamaz. Ama, avuç içi kadar boş arsaya hala bina dikilir: -(

           Medeniyet Caddesi’nde en hoşuma giden yeni yapılanma ne oldu peki? SAÜ Öğrencileri için yapılan Apartların imara uygun yamaçları: -)

            Tamam, köylümüz O yamaçlarda da eker, biçer, hayvan beslerdi. Fakat, düz ova ve mera, köy bambaşka bir servettir. O imarlara pek söz edemedim!

           Tabii, Sakarya’da pek kimsenin aklına, “ Şöyle gidip, yaya olmasa bile, arabayla Serdivan Eski Köy İçi’ni bir gezeyim!” nostaljisi gelir mi bilmem? Ben de var bi tuhaflık; gider Serdivan Köy İçi’ni gezerim: -)

           Nasıl hüzünlenirim! Bunu, O Köyde doğup büyümüş Sakaryalılar bile tahmin edemez! Düne kadar, “ Üç yanı kuşatılmış, Köy İçi’ne hapsedilmiş!” gibi gelirdi. Şimdi Dört Yanı Kuşatılıyor! Serdivanı yaşamış herkes ne dediğimi anlar!

           Büyükşehir de, ilçe belediyesi de; çevrede yarattıkları göz alıcı ışıklara aldanmasın; KÖY İÇİ için özel bir proje hazırlanmalı: -) Eski Özgün Köy yok edilip, yoz yeni binalar yapılıyor. Onu kastetmiyorum;

            O Halkın büyük kısmı, evinin içini-dışını çağa yakışır, yaşanır, sağlıklı hale getirir servete sahip olmayabilir. Onların Köyü’nü, toprağını kuşatanlardan gelen servetlerle, HİÇ KARŞILIKSIZ sizler Köy İçi’ne gerekeni, yapın!

           Bakın; yeni cadde çalışmaları devam ediyor. O caddelere onca Oto Cepleri yapılmış. Yine de araba koyacak yer bulmak zor! Serdivan AVM karşısı dahil; her Boş Köşe artık beton bina olmasın! Serdivan; toprak, bitki, ağaç demekti: -)

           Serdivan’da doğmuş, Serdivan’ı benim gönül gözümle görmeyenler üzülmeliler! Üniversite’den inerken, Serdivan Köyü’nün artık Dört Yandan Kuşatılmaya başlandığını gördüm!

          Batı yamaçlardaki O yapılanma belki de en doğru imar!..Gönlümse, Köy İçi için Özgün ve Özel bir projede.

          Yaşanabilirliği, baba paralarla Serdivan’da bulanların ödediği servetler; Özgün Köy İçi Projesi’ni ihya edecek büyüklüktedir.