Geçtiğimiz yıl Geyve ve Hendek’de yaşanan sel felaketi, bu yıl yine kısmen Hendek ve Serdivan Aşağıdereköy’ü vurdu. Bilanço Aşağıdereköy’de ağır oldu. 38 yaşındaki 2 çocuk annesi engelli Gülderen Altunburak, 15 yaşındaki kızı Cansu ile birlikte sel sularına kapıldı.

 

Cansu sel sularının sürüklediği kamyon kasasına tutunarak hayatta kalırken, anne ‘Cansu’ çığlıkları arasında uzaklaştı. Annenin cansız bedeni saatler sonra evin 3 km uzağında bulundu. Sadece bir saat yağan sağanak yağış, Karadere’yi taşırdı ve bir canı alıp gitti. 2 çocuk öksüz kaldı.

 

Aşağıdereköy’de ki evlerin tamamı kullanılmaz hale geldi. Birçok hayvan telef oldu, ekili araziler sular altında kaldı. Bir anda gelen sel bir annenin yanında, birçok şeyi alıp götürdü.

Bu Karadere’nin ilk taşması değildi. Hatta Karadere’nin ilk can alışı da değil. Peki Karadere bugüne kadar neden ıslah edilmedi? Bugün 2 kız çocuğunu annesiz bırakan, genç kadının ölümüne neden olanlar kim? Bunu bir doğal afet, Allah’tan geldi diye kabullenmek ne kadar doğru? O dere zamanında ıslah edilmiş olsaydı, bugün bu felaket yaşanırmıydı?

 

Aşağıdereköy’de çekilen bir fotoğraf karesi bile felaketin bıraktığı derin acıyı yansıtmaya yetti. Önceki gün gazetemizin manşetinde yer alan gözyaşlarını adeta içine akıtan bir kadının fotoğrafıydı bu. Bu fotoğraf, çaresizliğin, kimsesizliğin fotoğrafıydı.

 

Dün bir başka kadın fotoğrafı çekildi aynı köyde. Aile ve Sosyal Politikalar Bakan Yardımcısı Çiğdem Erdoğan Atabek. Sanki 5 çayına misafirliğe gelmiş köye… Sel yaşanmış, yerlerde bir karış çamur, bizim Bakan Yardımcısı ayağında rugan ayakkabıları, yerlere kadar uzanan ifil ifil bir etek. Hadi sen hayatında hiç sel görmedin, felaket bölgesine nasıl gidilir bilmiyorsun, yanındakilerde mi seni uyarmadı.  Anlaşılan geçerken hadi gidip bir görüntü verelim, adımız felaket bölgesine geldi olsun denilmiş. Bu fotoğrafın başka bir açıklaması yok.

 

Hergün o senin, bu benim ilçe ilçe, mahalle mahalle dolaşıp, AK Parti’ye destek veren vatandaşlara teşekkür ziyaretleri yapan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanımız nerede peki? Ya milletvekilleri? Oylar alındı, koltuklar garantilendi. Evli evine, köylü köyüne. Ne ala memleket…

 

Hadi onları geçtim bu şehrin Valisi nerede? Basına servis edilen haberlere göre Sayın Vali Hüseyin Avni Coş bey o iftar senin, bu iftar benim yemekte…

 

Biliyorsunuz bizimle birlikte komşu Kocaeli’nde de Eşme, Kartepe, Acusu ve Uzunçiftlik bölgelerini de sel vurdu. Çok şükür orada bir can kaybı yok, ama hasar hayli ağır. Selle birlikte çizmeleri çekip bölgeyi tek tek dolaşan kim dersiniz? Tabiî ki şehrin ValisiKocaeli Valisi Hasan Basri Güzeloğlu anında ilgili daire müdürlerini toplayıp, sel bölgesinde sabahlamış. Selde mağdur olan vatandaşların yanında olmuş, afetin yaşandığı mahallelerde iftar sofraları kurdurmuş. Ve kendiside selzedelerle birlikte iftar yapmış. İşte fotoğraflar…

 

Sakarya Valisi Hüseyin Avni Coş nerede? Ben tek bir kare sel felaketinin yaşandığı bölgede fotoğrafını göremedim. Hatta Valiliğin internet sitesine girdim, ‘gitti de acaba biz mi atladık’ dedim. Tek kare fotoğrafı bırak, sitede selle ilgili bir satır yazı bulamadım. Ayıptır ya, siz ki bu şehrin Valisisiniz, siz ki bu şehirde devleti temsil ediyorsunuz, neredesiniz?

Şak Şak ŞAKKKK bu alkışlar Serdivan Belediye Başkanı Yusuf Alemdar için.. Şehrin yöneticisi böyle olmalı. Yusuf Alemdar, daha yağmur dinmeden çizmeleri çekmiş sahaya inmişti bile…Alemdar iki gün boyunca Aşağıdereköy’de kamp kurdu adeta. Vatandaşları yalnız bırakmadı. Mahalle muhtarları ile birlikte sel yaralarının sarılması için tüm imkanlarını seferber etti.

 

Büyükşehir Belediye Başkanı Zeki Toçoğlu’da bir ara sel bölgesine gitti. Bir iki kare fotoğrafını gördüm sosyal medya üzerinden.

 

 

Böyle durumlarda bölgede ilk olması gereken kurum, kişi kimdir diye düşününce ‘yaaa’ diyorsun bu şehrin bir İl Afet ve Acil Durum kurumu ve bu kurumun başında bir müdür var. Peki bu müdür nerede?  Müdür beyimiz o akşam Karasu’da dost iftarında… İftar sonrası birde sahile karşı çay keyfi, ohhh sefam olsun. Memleketi sel götürmüş kimin umurunda.

 

Ferizli’nin eski Belediye Başkanı olan Hüseyin Kaşkaş, Belediye başkanlığı bitekten sonra, tıpkı diğer açıkta kalan belediye başkanları gibi bir kurumun başına getirildi.

Geçen gün ki yazım da ele almıştım. Demiştim ki ‘işe göre adam değil, adama göre iş yaratıyorlar’ Alın size en çarpıcı örnek. Adama göre iş. Ondan sonrada nerede bu şehrin Afet Acil Durum Müdürü diye aranıp durursun.

Afet Acil Durum Müdürlüğü’nün görevine bir bakalım ne diyor?

“Toplumun tamamının veya belli kesimlerinin normal hayat ve faaliyetlerini durduran veya kesintiye uğratan ve acil müdahaleyi gerektiren olayları ve bu olayların oluşturduğu kriz halini yönetir.” Peki bizim müdür neyi ne kadar yönetti. Sel sonrası bölgeye giden Hüseyin Kaşkaş, selde kaybolan Gülderen Altunburak’un arama kurtarma çalışmalarını izlemiş. Altunburak’ın cesedinin bulunması ile görevini bitti addedip, soluğu Karasu’da almış. Heyelan olmuş, D/100 Karayolu kapanmış, bir mahalle sular altında kalmış, bir can gitmiş, herkes perişan, krizi yönetecek kişi bir saat görüntü verip ortadan toz duman.  

Ya muhalefet…

Yahu alın size mis gibi konu. Çekerim çizmeleri, inerim sahaya alırım mağdur vatandaşı arkama, alayına vururum. Ama nerede öyle muhalefet. AK Partililer  boş yere demiyor, ‘böyle muhalefete can kurban’ diye.

 

Ne milletvekilleri, ne il başkanları. Sanki sopa yutmuşlarcasına gıkları çıkmıyor. CHP Milletvekili Engin Özkoç, yazılı bir açıklama yapmakla yetiniyor. Malum kendileri Mecliste yemin töreninde. Kaç gün sürüyorsa bu yemin töreni…

 

Özkoç, yazılı açıklamasında Karadere’nin neden bugüne kadar ıslah edilmediğini soruyor. Ardından da ‘Derhal bu dereyi ıslah edin” diyor. Alkışlıyorum…Çok sert bir muhalefet(!)

Peki MHP’nin çiçeği burnunda milletvekili Zihni Açba nerede? Belikli o da meclis koridorlarının sarhoşluğunda…

 

İşte o fotoğraflar