Yorgun argın çıkmıştım okuldan. Olabildiğince çabuk eve gitmek bir an önce yatağıma yatmak istiyordum. Bu uğurda arkadaşlarımın ‘’Dışarı çıkalım, bir şeyler yapalım.’’ tekliflerini hızlıca geri çevirmiştim. Hızlıca okuldan çıkarken, ne sağıma ne de soluma bakıyordum. Çünkü kimseyle göz göze gelmek istemiyordum. Hemen okuldan çıkıp evime gitmeli,yatağa yatmalı ve günün geri kalanını uyuyarak geçirmeliydim.
Sonunda okuldan kapısından dışarı atabilmiştim kendimi. Hafif bir kar yağışı vardı ve hava çok soğuktu. Okuldan aceleyle çıktığım için montumu tam giyememiş, atkımı da elimde dolamıştım. Otobüs durağına geldiğimde ise önce atkımı doladım boynuma, sonra da montumu tam bir şekilde giyip sıkıca fermuarını çektim.
Otobüs durağı boştu. Zaten beklediğim yer ufak, gidiş geliş olan ve çok sık araç geçmeyen bir yola bakıyordu. Durakta beklerken bir sağ bir de sola doğru yürüdüm. Sonra kafamı hafifçe yukarı kaldırdım ve yolun karşısındaki durakta seni gördüm. Kitaplarda okur, filmlerde izlerdim hep, bi anda göz göze gelirler birirlerine bakarlar ve bir çekim hissederlerdi. Buna hayatta inanmazdım. Ta ki seni görene kadar...
Göz göze geldiğimizde tutulup kalmıştık. Bu durumda ne yapacağımı bilemiyordu, bilakis durakta artık bir sağ bir de sola yürümeyi de bırakmıştım. Biraz daha sana bakıp belki senin ilk adımı atmanı ve bana gelmeni bekledim. O kadar masum duruyordun ki bir an da sana doğru hareketlenip bu ıssız, soğuk yolda seni ürkütmek istemedim.
En sonunda tutamadım kendimi ve sana doğru ufak bir adım attım. Beni izliyordun. Ama tedirgin olmadığını hissediyordum. Hani demiştim ya o ilk göz göze geldiğimiz andaki çekim yakalamıştı bizi. Karşıdan karşıya geçmeden önce bir sağa bir de sola baktım ve sonunda uysal adımlarla yanıma geldin. Bu sefer bakışların daha da netti bana. Hatta bir tebessüm oldu yüzünde. Bir anda sarıldık birbirimize daha doğrusu sen kendini attın benim üstüme ben de sımsıkı tuttum.
Seni yuvasız, evsiz bırakmışlardı. Bu ıssızlıkta, bu soğukta yaşamaya mahkûm etmişlerdi. Sarılırken iki elimle biraz uzaklaştırdım seni ve sadece izledim. O tatlı yüzüne ve mutluluktan beş karış dışarı çıkmış diline hayran kaldım. O sırada da otobüs geliyordu, hemen yolun karşısına geçtim ve kucağımda seninle birlikte otobüse bindim, eve gittik.
O günden bugüne tam üç yıl geçti. Bugün, Sevgililer Günü’nde bu satırları sana yazmak istedim. İyi ki karşılaştık seninle, iyi ki yanıma aldım, sahiplendim seni. Yıllar, günler seninle daha mutlu ve güzel geçti. Umarım sen de benimle çok mutlusundur. Sevgililer Günü’n kutlu olsun. Sen benim ufak, şımarık, tüylü sevgilimsin, hiç vazgeçmeyeceğim…
Sevgi yalnızca insana karşı duyulmaz. Sevgi genel bir kavramdır. İnsan bir şeyi sevdi mi gözü başka şeyi görmez. Bu Sevgililer Günü’nde yalnızca sevgilinizi değil, bütün sevdiklerinizi arayın, sevdiğiniz hayvanlara yardımcı olun, sevdiğiniz takımı destekleyin, sevdiğiniz eşyaya bakın, sevdiğiniz yerlere gidin, sevdiğiniz şeyleri yapın. Bugün ve her gününüz sevgi dolu olsun, her zaman sevgi kazansın ve Sevgililer Günü’nüz kutlu olsun.