Milletvekilleri de, Sakarya’dan son 15 yılda her seçimde % 50’nin çok üzerinde oy alan Siyasi İktidar da, kimi meslek odaları da bunu söyleyemez !
Sakarya tarımını bu vilayette en iyi bilen uzmanlardan birisi- bence ilki – eski Tarım İl Müdürü Sn. Abdurrahman Çakar’ı, son mecliste Sakarya Tarımı için yaptığı konuşma nedeniyle tüm yüreğimle- saygıyla selamlıyorum.
Sayın Çakar’ın, İl Tarımına eşsiz katkıları olmuştur. Mecliste vurguladığı Arazi Toplulaştırması konusu ise benim zirve diyebileceğim çalışmasıdır.
“ Kimse Tarım Arazilerini Koruyorum diyemez !”sözümü daha da açayım:
Başta Sn. Çakar ve tarım arazilerini en iyi bilen uzmanlarından, bir Tarım Bilirkişi Heyeti oluşturulsun. Sakarya’dan geçen, geçmesi planlanan kara yollarının kaç milyon hektar tarım arazisini yok edip geçeceği hesaplatılsın !
Kimi milletvekillerinin gazete manşetlerine tırmanan, ucuz siyasi müjdeleri vardır. Sakarya’yı perişan edip geçen Yüksek Hızlı Tren sanki bizi ihya etmiştir!
Oysa bugün, Sakarya’da 127 yıldır var olan en az 8-10 istasyonda hiçbir tren durmuyor. Bugün O istasyonların çevresinde var olan ekonomi çökmüştür.
Tarıma vurulan darbeyi görmeyen- görmezden gelen kuzey Milletvekili, “ İkinci Yüksek Hızlı Tren Hattı Sakarya’nın kuzeyden geçecek ! İstanbul-Ankara arasını 2,5 saate indirecek ! “ sözüyle kuzeyli seçmenine selam çakıyor .
O YHT, kaç bin dönüm tarım arazimizi düz hat çizerek yok edip geçecek ? Umurları da değil sanki ! Umurları ise hesaplatıp Sakarya’ya açıklasınlar !
Bitmiyor; İstanbul Boğazının 3. Köprüsü için yapılan TEM Yolu, eşsiz tarım arazilerimizi, yüzlerce km ve en az 70-80 mt. genişlikte yok ederek geçecek !
Dahası; Karasu Demiryolu var. Asıl Filyos Limanı için yapılan O demiryolu var ! Ve, devam eden Karadeniz Sahil Yolu var !
Sakarya Tarımı karanlığa sokulurken; Sakarya plansız ve suskun !
ÜLKE 80 MİLYON İNSANIMIZIN;
SAKARYA DA 1 MİLYON SAKARYALININ !
SATSO, Meclis ve tüm yönetimlerini oluşturmak için seçime gidiyor. Süreci, sorumluluk duyarak iyi izlemek görevimiz.
Çünkü; İli Yönetmede, siyasetten de fazla, Sakarya ekonomisinde var olan Ticaret ve Sanayi Erbabı’nın maddi-manevi büyük hak sahibi olduğunu bilirim.
Tüm meslek odaları-birlikleri-oluşumları için böyle düşünürüm. Ama, İlin, geri kaldığı her konuda Mesleklere-Odalarına-düşen sorumluluklar da vardır.
Sadece kendi mesleklerimize yarayacak işleri yaptırmak; kendi çıkarımızı koparmak doğru çözüm değildir. İl Planlama ve Yatırımlarda Seçilmiş-Atanmış Yönetenlerin yanlışlarına, siyasete susulursa, aynı enkaz altında herkes kalır.
Halk şunu bilmeli; ülkede yaşayan 80 milyon ve Sakarya’da yaşayan 1 milyona yakın insan; her şartta siyasetin de üzerinde hak ve karar sahibidir.
Siyaset dediğin kim ? Oylarımızla seçtiğimiz bu ilin insanları; senin benim gibiler değil mi ?
“ Tek başıma ben ne yapabilirim ?” çaresizliğe de, “ Ben işime bakarım !” çıkarcılığına da kimseyi kurtaramaz.
Ki; “ Siyasi Aguşa girme !” zehirli bir kemirmedir. Kemirenler çoğaldıkça aguşu yer bitirirler. Tarihte Yöneten tüm siyasi yapıları kemirenler yok etmiştir.
Deli bütçeleri olan meslek odaları var. Peki, meslekler, kent, kent halkı için gerçekçi gelecek planları var mı ? Odasına baba aidat ödeyenler sormalılar ! Bütçe ve planlamalar yönetenler için değil; Kent ve meslekler için yapılacak !
Tarım arazileri sanayiye açılırken, Yönetenler maddi-manevi kendilerini önceleyebilir mi ? Saydam, hesap verilebilir olmak ilk şarttır; “ Gizlilik kararı aldık !” sözü belki de bir tek meslek odalarında olmamalı !
Bugüne kadar, “ Sakarya’da 8-10 OSB yeri planladık !” diyen bir kapı, şimdi, “ Başka OSB kurulmasını istemiyoruz !” gibi, açıklama yaparsa inandırıcı olur mu ?
Sakarya’nın bugününden de, geleceğinden de hepimiz sorumluyuz !
BAYRAM DA BİTTİ, PARALAR DA;
EV BÜTÇELERİNE DİKKAT !
Bayram da geçti. Halkımıza daha huzurlu, daha güzel nice bayramlar dileriz.
Şimdi, “ Önümüze bakacağız !” lafı moda ya; kuşkusuz öyle yapacağız. Ama, işimiz çok. Akıllı olmazsak, hayat fazla lay lay lom kaldırmıyor !
Herkes ailesi ve işi gücü konusunda, akla gelen her alanda, sıkı önlemler almayı öncelemeli.
Çünkü; dış siyasetimiz çıkmaza gidiyor. Her gün, yakın uzak tüm ülkelerle aramıza görülmedik gerginlikler sokuluyor. Ekonomi dünyası nefes alamazsa;
Bu ülkede hava, kara, kent trafiklerini günlerce kilitleyen hovardalığı kimse yaşayamaz. Ki, görgüsüzlük sınırına aşan görüntüler keşke hiç olmasa !
Bayram bitti, çevrenizi akıl gözüyle izleyin. Taksitle de olsa, herkes iyi borçlandı. Maaşlılar bile, “ Harika ya, maaşları Bayram öncesi aldık !” diye sevindi ya; şimdi O maaşlarla yola devam ederken ağlamaları duyarsınız.
Çocukların okulları açılıyor; herkes en doğru cömert harcamaları çocuğunun okuluna yapmak zorunda. Yüklen kredi kartına…
Bizden başka otoyolları, duble yolları, şehir-kasaba-köyleri arabalarla kilitlenen kaç ülke var ? Üstelik bu ülkede Otomobil ve akaryakıt fiyatlarından % 60-70 vergi de alınır !