Sakaryaspor üçüncü sürgün maçında Hacettepe önünde ölüp, ölüp dirilmesine karşın sonunda kazanan taraf oldu.

Bu maçın içinden ilk kez futbol kasamız içine giren üç puanlık sonucu yere göğe sığdırmak, ileriye futbol ve de hedef meşalesi yakmak çok zor. Oysa Osman Özdemir bu maçta kadro derinliği içinden iyileri bulmak adına daha iyi ama eksik hamleler yaptığı gözlendi. İstikrarlı kadro oluşturmak adına, futbol yeteneği ofansif zenginlikte hemen fark edilen Ramazan Çevik’e uzatılan forma, sezona kötü başlayan Ercağ’ın kadroda bile olmayışının buna örnek olarak göstermek gerek.

Ancak buna rağmen doksan dakikalık mücadelenin içini maalesef oyunun büyük bölümünde döküldük diyerek doldurmak mümkün. Direkler den dönen bir topun yanı sıra içinde birde penaltı kurtarışı olan kaleci Ercüment günü kurtaran adam oldu. Her maçın farklı bir futbol hikayesi vardır. Biz Cumartesi günü sergilenen futbol hikayesi içinde beklentilerin gerisinde kaldık.

Takım içinden iyi olarak kaleci Ercüment , Burak Bekaroğlu, zaman zamanda Ramazan Sal çıkıyorsa gerisini siz düşünün. Orta sahamız, defansımız ,özellikle kenar bekleri kelimenin tam anlamı ile döküldüler. Ne defansta nede ofansif anlamda oyuna katkıları sıfır kere sıfırdı.

Bunda önlerinde olan açıkların defansif yardımlaşmada olmadığı mazeret olarak futbol sofrasına konsada ben şahsen Tufan’ın dökülen futbol resmini görünce kulübedeki Fikret’e üzüldüm. Yasir’e bir parantez açmıyorum, Canberk’in sakatlanması ile yalnız kaldığını düşünüyorum. Osman hoca bu takımın orta sahasına da el koyması gerekir.

Ferhat ve Murat Akınla bu orta saha ileriye zor koşar. Ferhat’ın salladığı tekme sonrası çıkan kırmızı kart ,Murat Akın’ın futbol kalitesi içine sokmaya çalıştığı lüzumsuz topla oynama seansları , Sakaryaspor’a Hacettepe önünde çok sıkıntı verdi. Murat Akının futbol kalitesi bu takıma liderlik yapacaksa, Murat Akın bu işi fazla abartmadan yapacak. Ayağına aldığı her topla adam geçme enerjisinin bu kardeşte olmadığı gerceği, birileri tarafından ona anlatılmalı.

Bu takımda çok şey beklenen Beykan Şimşek diye bir oyuncu var. Dört pozisyonda karşımıza dikildi. İlk yarıda müthiş vurdu kaleci çıkardı. Onu bu pozisyonda görme fırsatımız oldu. İkinci golde Ramazan Çevik’in şut orta karşımı vuruşunda arka direk buluşmasında golü attı. Üçüncü pozisyonda penaltıya sebebiyet verdi. Dördüncü pozisyonda, golle tanışan, rakiple lüzumsuz ikili temasa giren Coşkunun asistinde, kaleciyle karşı karşıya topu kaleciye nişanlayarak bize son anlarda kabir azabı çektiren başrol oyuncusu oldu. İyi futbolcuymuş, bana göre fazla abartılıyor.

Ramazan Çevik’in futbol ayakları topa yatkın. Amma velakin ofansif anlamdaki futbol zenginliği defansif anlamda yok. Yani bir yanı iyi, bir yanı kötü. Sizin anlayacağınız Sakaryaspor’un ideale yakın oyuncu grubu henüz net olarak bulunmuş değil. Geniş kadronun içinden daha iyilerini bulup sahaya sürmek Hacettepe galibiyetinden sonrada devam edecek gibi gözüküyor.

Fatih Özcelik’e iki haftadır uzatılan bir forma var. Ankara’da olanı görmedim. İstanbul’da uzatılan forma içinde Fatih ayağındaki topları iyi kullanan adam değildi. Çokla top oynayıp telaş yapması, pas vereceği yerde kaleyi tercih etmesi onun adına Olimpiyat eksisi olarak kayıtlara geçti. Sonuç, futbolda kazanmaksa asıl olan, kazandık.

Alınan üç puan bazı olumsuzlukların üstünü örter mi? Devamı gelirse, bu galibiyet üç puan gerilimine son verirse, Futbolcuların kendine olan güveni sahada hem skor ,hem oyun olarak karşılığını bulursa neden olmasın.

Biliyorum uzun boylu bir köşe oldu . Ama inanın Olimpiyatta gördüklerimden futbol destanı çıkar. Ha unutmadan bu maçın içinde birde çirkinlik var. Hacettepe’nin provokatör Teknik sorumlusu Mustafa Kaplan ile yardımcılarının Osman Özdemir’e saldırıp onu çileden çıkarmasına tanık olsaydı rahmetli İlhan Cavcav, onları valla takım otobüsünden bizzat kendi atardı.

Olimpiyatta yaşananların geride kalanları anlatmak için birazını Salı Sofrasına bıraktım ve burada uzun uzun yoruma açık konuları kısa kesip masaya yatırdım.