Adam şehrin merkezine bir fatura ödeme noktası açtı. Beş yıldan fazla bir süredir, su, elektrik, doğalgaz gibi her tür faturaya tahsil etti. Bu süre zarfında güvende sağladı. İlk açıldığında iki-üç vezne vardı. Sonra, dört… Beş… Altı… Yedi derken, sekiz, dokuza hatta on-on bire kadar yükseldi…
**
Sonra bir gün bir baktık ki, işyeri bomboş. Ne vezne kalmış, ne bilgisayar… Ne masa kalmış, ne sandalye… Bu kadar olsa iyi… Binlerce insan da mağdur tabi... İnsanlar gitmiş gaz, elektrik, su, telefon faturalarını ödemiş, adam kaçıp gidince, faturalarını ödeyen insanlar ‘ödememiş gibi’ suçlu oldular…
**
Başladı, ‘faturamı ödedim’ rahatlığı içindeki insanların gazları, suları, elektrikleri kesilmeye. Bu yüzden sadece elektriği kesilen insan sayısının binlerin üzerinde olduğu konuşuluyor. Bir tanesi de benim. Nisan ayında ödediğimiz fatura, ‘ödenmedi’ göründüğü için dün gelip evin elektriğini kesmişler…
**
22 yıllık elektrik abonesiyim, ilk kez elektriğim kesiliyor. Yapacak bir şey yok. Kuzu kuzu gittik faturayı bir kez daha ödeyip, elektriğin açılmasını sağladık. Sağladık ta, peki bu iş bu kadar kolay mı?
**
Git, bir ödeme noktası aç. Milletin milyarlarını tokatla, sonra da kaç git. Bu kadar kolay mı Allah aşkına? Böyle bir fatura ödeme merkezi açılırken, devlet açan kişilerden belli bir depozit veya ne bileyim garanti bir şeyler istemez mi? İsteyen, dileyen, istediği yere fatura ödeme merkezi açabilir mi?
**
Patagonya’da bile bu işler olmaz diyeceğim amma… Şili ve Arjantin’in güneyindeki bu bölgede yaşayan insanlara hakaret etmiş olurum. Çünkü bu başıbozukluk orada bile gerçekten olmaz. Bırakın Patagonya’yı, kabile devletlerinde, muz cumhuriyetlerinde bile böyle bir saçmalık, böyle bir üç kağıtçılık yaşanmaz…
**
Galiba bu sadece bizim ülkemize has bir durum. Şimdi, binlerce insan mağdur oldu ya, her biri, sağına soluna bakıp, devleti arıyor. Kendine sahip çıkacak devleti. Bir yetkilinin çıkıp, birkaç kelime söylemesini bekliyor. Vergisini ödeyen bir vatandaş olarak buna hakları var. Ancak etraflarında ne devlet var, ne de durumlarını anlayan bir yetkili…
**
Madem bu işler bu kadar kolay. Madem, kimse ne ruhsat soruyor, ne de depozito istiyor. Şeytan diyor, sende git tut bir yer başla fatura tahsilatına. Topla paraları kaç git. Şaka bir yana, pislik yemek mide işi olduğu için bu işleri, mideleri pislik yemeğe müsait olanlar yapıyor. Ancak benim anlamadığım, ortalığın bu kadar başı boş olması. Tam da, ‘Nerede bu devlet?’ diye bağırılacak zaman…
**
Şehir de bir sürü ödeme noktası var. Bu yazıyı yazarken bir taraftan da o ödeme noktaları şerit gibi gözümün önünden geçiyor. Bir yandan da, ‘En güvenilir olanı patladığına göre, bunlar ne zaman patlar?’ diye kendi kendime de sorular soruyorum. Sahi, bu ödeme noktaları hiç denetleniyor mu?. Ben hiç duymadım da…
10 Haziran 2016