2011 yılında hatırlarsınız Karasu kıyı sahilinde büyük bir erozyon meydana gelmiş, dalgalar sahilde ne var ne yok silip süpürmüştü. Deniz suyu Plaj Caddesi’nde yola kadar dayanmış, sahilde yer alan Öz-Su Tesisleri’nin yanında birçok yazlık evi yıkıp, kullanılmaz hale getirmişti.
Karasu sahil erozyonuna neden olan etken ise o dönem hatalı yapıldığı ileri sürülen Karasu Limanı mendirekleri oldu…
Bu olay üzerine Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) ve İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Sakarya Şubesi'nce Karasu’da 'Kıyı Mühendisliği Çalıştayı' yapıldı. Değişik üniversitelerden 18 akademisyenin katılımıyla gerçekleştirilen çalıştay kapsamında akademisyenler, liman için yapılan mendireğin neden olduğu sahil erozyonunu yerinde inceledi.
Çalıştaya katılan Yıldız Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Yalçın Yüksel, yapılan inceleme sonucu şu notu düştü;
"Sakarya Nehri'nin yaklaşık 2 kilometre doğusunda bir liman inşaatı yapılmış. Liman inşaatı dalgayla taşınan kumu engelliyor. İyi bir bilimsel çalışma yapılmadığında limanın doğu tarafında hızla erozyon başlamıştır. Erozyondan dolayı o plaj alanında bulunan evlerin bir kısmı yıkıldı. Bir kısmı da yıkılma tehlikesi altında. Plajı korumak için mahmuzlar inşaa edilmiş. Bunlar doğru yapılmadığı için erozyonu durdurmadan çok hızlandırmış. Doğru değil. Bilimsel araştırmanın çok ciddi yapılması gerekir. Böyle giderse bu plajı tamamen kaybetmiş olacağız."
Çalıştay sonrası hatalı yapılan mendirekler yıkıldı, yeniden planlandı… Ohhh be sahil kurtuldu derken,
Büyükşehir Belediye Başkanı Zeki Toçoğlu, Karasu Sahil Parkı ve Rekreasyon projesinin müjdesini verdi. Sahilde kapsamlı bir dönüşüm çalışması başlattı. Projenin temeli 27 Nisan’da atıldı ve bugünlerde açılış için gün sayıyor…
25 bin m2 lik sahil şeridini kapsayan ve 5 milyon TL ye mal olan Karasu’nun yeni yaşam alanı görüntü olarak muhteşem…
Proje kapsamında sahilde; kafeterya, yürüyüş ve dinlenme alanları, plaj voleybol ve futbol sahaları, oyun grupları, amfi tiyatrodan seyir terasına kadar birçok sosyal alan düşünülmüş. Sahil bu proje ile daha modern bir görünüme kavuştu. Bu bir gerçek. Ancak, Türkiye’nin en uzun ve en güzel kumsalına sahip olan Karasu sahili, bu proje ile kumsal olma özelliğini neredeyse kaybetmiş durumda.
Nasıl mı? Fotoğrafa baktığınızda ne demek istediğimi gayet iyi anlayacaksınız… O eşsiz kumsal üzeri bu proje ile betonlaştı…
Kumsalın neredeyse yüzde 60’şının üzerine kurulan muhteşem Karasu Sahil Parkı ve Rekreasyon Projesi , muhteşem kusmalıda beraberinde yok etti.
Yönetmelikte; “Sahil şeridinde yapılacak yapılar, kıyı kenar çizgisine en fazla 50 metre yaklaşabilecek. Yapı yaklaşma mesafesi içinde kalan alanlar, uygulama imar planıyla gezinti alanları, dinlenme ve rekreaktif alanlarla yaya yolları olarak düzenlenebilecek” der.
Kıyı Kanunu Yönetmeliği’ne bakıldığında projede sıkıntı yok. Beni burada yönetmeliğin ne dediği ilgilendirmiyor, beni ilgilendiren Türkiye’nin hiçbir yerinde olmayan kuma ve kumsala sahip olan sahilin betonlaştırılması …
Bir diğer yönden baktığımızda ise deniz her zaman kendinden alınanı mutlak geri alır. Tıpkı 2011 yılında yaşanan kıyı erozyonunda sahil üzerinde yer alan tesis ve yazlıkları hırçın dalgalarıyla döverek yıktığı gibi, üzerinde kendine ait olmayan bir yapıyı barındırmaz. Özellikle son yıllarda yaşanan iklim değişiklikleri de göz önünde bulundurulursa, sahil üzerinde, denize bu kadar yakın mesafede böyle bir yatırım akıl karı değil…
Burası Karadeniz… Köpürdü mü önünde hiçbir şey durmaz. Acıması yoktur… Yazık olmasın 5 milyon Liralık yatırıma…
SERDİVAN ve ULAŞIM SORUNU!
Son yıllarda, daha doğrusu deprem sonrası Sakarya’nın gözbebeği haline gelen Serdivan, her geçen gün gelişmeye devam ediyor. Bu gelişme ne yerel yönetimlerin, neden devlet yatırımları ile olan bir gelişme değil, bu gelişme tamamen bu bölgeye olan ilgiyle yaşanan bir gelişme…
Bu gelişmede Sakarya Üniversitesi’nin de katkısı büyük tabi. 90 bine ulaşan öğrenci sayısı ile bölgeye büyük canlılık veren Sakarya Üniversitesi, Serdivan’ın adeta kimliğini değiştirdi. Bu gelişmeler yaşanırken, Serdivan Belediye Başkanı Yusuf Alemdar ‘da her fırsatta Serdivan’ın Sakarya’nın Paris’i olduğu vurgulayan açıklamaları hafızalarımızda yer etmiştir.
İşte Sakarya’nın Paris’i Serdivan’ın en Büyük Mahallesi olan İstiklal Mahallesi’nde 357 nci Sokak’ ta oturmaktayım..
Oturduğum bölgeye sadece saat başı bir belediye otobüsü işlemekte. Belediye otobüsü dışında bir ulaşım aracı yok. Ve son otobüs akşam 21.00…Saat 21.00 den sonra ulaşım bitiyor. Özel aracın yoksa, 21.00 den sonra ne evine çıkabiliyorsun, ne evinden bir yere gidebiliyorsun. Sokağa çıkan yolun biri Serdivan mezarlığının içinden geçmekte. Diğeri Tekel Evleri güzergahından…
Hava karardıktan sonra mezarlık önünden işleyen minibüslere binsen, tek başına mezarlık içerisinden geçmek yürek ister…
Tekel Evleri tarafından gelmeye kalksan Özpaşın önünden inip, yaklaşın 20 dakikalık bir yolu dik bir yokuşu kat ederek çıkmak zorundasın. Bu yokuşu çıkarken, kalbin yerinden çıkacak gibi oluyor. En az 3-4 kez yol ortasında durup, mola verip kalbini dinlendirmen şart. Bunları yapamıyorsan son çare taksi tutup evine ulaşmak.
Ben malum gazetede çalışıyorum. Bizde mesai kavramı yoktur. Gazete ne zaman biterse o zaman eve gidersin. Bu birçok akşam saat 21.00’i geçmekte ve ben son otobüsü kaçırmaktayım. Neredeyse haftanın 3-4 günü ben evime akşamları taksiye binip çıkmak zorunda kalıyorum. Neden? Yerel yönetimlerin hizmet eksikliği yüzünden…
Yoğun bir nüfusu sahip olan bu bölgenin ulaşım sorunu acaba ne zaman çözülecek? Merakla beklemekteyim… Benim gibi bölge sakinleri merakla beklemekte. Çünkü bu sıkıntıyı sadece ben değil, burada yaşayan birlerce vatandaş da yaşıyor. Hem Büyükşehir’e, hem Minibüsçüler Odası’na defalarca dilekçe verilmesine, başvuru yapılmasına rağmen bu sorun bir türlü çözümlenmiyor… Saygıdeğer yetkililer, bu bölgede yaşayan herkesin altında özel arabası yok.