Kandırılı’yorum!
Arkadaşı, deli doktoruna sorar…
“Akıl hastasına teşhis koymak için ne tip bir muayene yapıyorsunuz?”
Doktor, “Basit, su dolu bir küvet...
Hastanın eline bir kova, bir maşrapa, bir de kaşık veririz…
Suyu nasıl boşaltırsın?” diye sorarız.
“Sahi” der deli doktoru, arkadaşına; “Sen nasıl boşaltırdın?” diye sorar.
Adamın aklı başında, ama…
Düşününce karışır bir anda…
“Doğal olanı kova ama o olsaydı, sormazdı!” diye aklından geçirir..
Kaşık biraz fazla abartılı gelir ve kendince orta yolu bulur, doğru cevap “maşrapa” der.
Deli doktoru, “Şu anda muayene ettiğim bir hastam olsaydı, seni hemen hastaneye yatırırdım!” der.
Doğru cevap, “küvetin tıpasını çıkarıp, suyu boşaltırım” olmalıdır.
Sıkıntı şudur; Soru ve sorunların doğru cevaplarını aklımızı çalıştırıp, bilgi-beceri ve tecrübeyle yoğurup vermek yerine bize sunulan bakış açısının yönlendirmesiyle etki altında bırakılarak oluşturulan algı operasyonunun tutuklusu olup zindana atılıyoruz!.
Zarara girip, ziyan ediliyoruz..
Konumuz futbol ya, küvet kulüpler!
Tıpa yönetimler…
Başarısız kalınan her dönemin ertesinde bize yönetimlerin ağzından gazete manşetlerinden gösterilen bakış açısıyla küvetin nasıl boşaltılacağı sorusunun cevabı olarak ne gösteriliyor?
1 – Kova = Teknik adam…
2 – Kaşık = Oyuncular…
3 – Maşrapa = Transfer.
Deli doktoru bizi muayene ediyor olsaydı, cümlemizi hastaneye yatırırdı!
Kimsenin aklına gösterilenlerin dışında bırakılan “Tıpa’yı çekmek” gelmiyor.
Gelenleri de zaten siyaset dinlemiyor!