Böyle bir soruyu soran çok iyi bilir ki, daha yazı başlığı ile bu şehirde en az 100 Babayiğit’ten akıl almaz tepkiler alacaktır: -)

          Taraklı, Kocaali, Kaynarca, Karapürçek dahil; yıllardır bu vilayetin en uzak köşelerine kadar giderim. Peki, derdim ne, salak mıyım ben?

           Derdim; güven ve huzur içinde yaşadığım Sakarya’da bizden sonraki kuşakların da AYRIMSIZ, BİATSIZ, özgürce, huzur ve güven içinde yaşamalarıdır.

          Kent Yönetenleri, konumları gereği, “ İlimizde karanlık ve tehlikeli İŞ’ler yok!” demek durumunda. Dilerim, bu duruş kimseye enayice cesaret vermez.

            Çarşamba günü, Adapazarı’nda çocukluğumu, gençliğimi geçirdiğim ara sokaklardaydım. “ Yok; O kadar de değil!. Bu şehirde İŞ’ler her konuda o denli de yolunda gitmiyor!” dedim. En göz önündeki, Yaya ve Araç trafiğinde bile: -(

           1 Ay kadar önce, gece Adapazarı’nın ana caddelerini gezmiş, izlenimlerimi yazmıştım. Sapanca, Hendek, Akyazı, Karasu, Geyve; her yer için durum aynı!..

           Hiç birisi için, “ Şehirleşmesi tamam!” demem. Ama, “ Oralarda yaşayan halkımızla harika bir anlayış oluşturursak, en azından Yaya ve Araç Trafiğimizi iyi yaşanır hale sokabiliriz!” diye bağıra bağıra yazarım!

            Adapazarı en bariz örnektir…Bulvarları, ana caddeleri PARA DOĞRAYAN OTOPARKLAR haline getirilmiş. Para hırsı onunla da yetinmemiş, en ücra ara sokaklar bile tampon tampona yapışmış arabalarla otopark yapılmış: -(

           Atatürk Bulvarı’ndan, tretuvara yapışık duran paralı otoparktaki arabalar yanına ikinci sıra park etmiş arabalardan zor sıyırdım. Büyükşehir’e doğru döndüm; Ankara caddesi’ne ve Karaağaç Bulvarı’na geçtim; daha da beterdi: -(

            Gece bu arterleri gezmiştim; sanki yayladaydım!.. Yazmıştım; bu ana ulaşım yerlerinin ve 500 metre ötelerinin bile, var olan paralı otoparklarının hemen yarısı kalkmalı. Geçin karşısına o gün, şehirdeki ulaşım keyfini görün!..

           Buna hiç kimse kendi başına karar veremez; Şehir Bütünlüğü verir kararı. Hendek, Sapanca, Geyve, Karasu; tüm ilçeler kendine trafik işkencesi yapıyor…

          Çünkü; şu yazdığım, şehirde yaşayan hemen herkesin şikayetçi olduğu bu tabloyu yaratanlar ŞEHİR-İLÇE HALKIDIR, BİZLERİZ!..

          Önerdiğim çılgınlığı birisi uygulamaya kalsın, bu şehir demediğini komaz: -( Çarşı esnafları, bankalar, kankalar, daha neler!!!

           Şehre, kısa zorunluluk dışında, arabamla girmediğim bilinir. En az 1000-1500 metre yürüyüş zevki yaşarım… Ya da, fiş kesmeyen açık otoparklar değil;  Kent Meydanı altındaki Kapalı Otopark tercihimdir.

           “ Şehri Yönetecek Babayiğitler!..” için, o kadar çok konu var ki, bakarız: -)

 

                                   SÖĞÜTLÜ 3.OSB’DE RANT MI YOK : -)

         AKP ve AKP’li Belediyeler ne yapıyorsa, iyi yapıyor! Devam da edebilirler: -)

           Eğer, şehrin mutlak sahibi 800-850 bin insan, yaşadığı vilayette yapılan hiçbir şeye ilgi duymuyor, yanlışlara veya gereksizliklere susuyor, bir seyirci gibi izliyorsa; eee, “ Yola Devam!” diyen de, der!..

           Çok gariptir; her seçimde pıtrak gibi çıkıveren Muhalif Siyasiler, bir gün sonra ortalıkta hiç yoktur…Ta ki, bir daha ki seçim arifesine dek: -)

          Bu sözümün baş köşesine, Seçilmiş Muhalefet Milletvekillerini koyarım!..

           İktidarın, Bakanlık’tan daha önemli konumundaki, Milletvekili; bereketli tarım arazilerine kurulacak Çimento Fabrikası için, çok suya yazılan mazeretler söyler, muhalefet milletvekilleri hiç oralı bile değildir…Nedeni yoktur: -)

           Sakarya 3.OSB Söğütlü’de kuruldu. 1999 Depremi öncesinden beri giderim. “ Fabrika parselleri tamamen satıldı!..Hiç yer yok!..” denir ya; gidin bir görün, kaç fabrika var?

           Geçen hafta, “ Söğütlü 3.OSB Yolu çamur ve berbat!” diye gazeteler yazdı. Yatırımcı oraya neden gidip fabrika yapsın? Orada cazibeyi ben mi yaratacağım?

           Ama, İŞ, ballı cazibeli yerlere geldi mi üç beş ayda O Alanlar uçabiliyor?             

            Senin benim yeni açılacak TEM’lerden, bulvarlardan, uluslar arası mekanlardan haberimiz olur mu?..

           Amcamlara nasılsa güvercinler haberler götürür. Bazen İmarsız Araziler toplanır; İmara açıldığında yedi sülalene yetecek servetler oluşur: -).                             

           Bazen de, bakarsın belediyeler yol ihtiyacı belirler, sen bilemezsin! Haa,  Meşhur 18. Madde ile harikalar yaratılır…Birileri Onları da toplar. Altını bilebilsek, of of!..

           Her yer yol, her yer Bulvar; şans kimin kapısını çalar bilinmez? İstimlak bedelleri bile imarsız diye ucuza satılan arazileri alana servet kazandırır: -(

           Oysa, Sorumlu ve Düzeyli bir Siyasi Muhalefet çok yanlışlara fren yaptırır!  Güçlü, düzeyli, somut örneklerle, bunlar kamuoyu önünde yüz yüze konuşulursa Fren mutlak. Olmadı; İŞ, Hukuk önüne, Adliye’ye taşınır. O Muhalefet nerdeee?

           “ Sakarya’da 8-10 OSB kurduk!” diye bas bas bağıran bunca SEÇİLMİŞ-ATANMIŞ YÖNETEN var… Bir tek, “ Yok öyle bir şey!..Bir tek 1.OSB var; Hendek 2.OSB yarım bile değil; Söğütlü 3.OSB çeyrek bile değil! Nerde bu OSB’ler, göstersinler?” diyen bir Siyasi Muhalefet yok! Çünkü, konuyu bilmezler: -)

            Çünkü, sistemli sürekliliği olan OFİS’leri, doğru bir yol haritaları yok!

           O zaman; Tek Başına İktidar Yapılan da Doğru Bildiği Yol’da yürüyor!