Dün Erenlerde saat 16.00’da oynanacak olan Çaybaşı Fuadiyespor-Akyazı Çınarlık mücadelesi için her zamanki gibi sahada ki yerimi aldım. Sahada benim dışımda başka hiçbir muhabir yoktu. Fotoğraf çekmek için yerimden kalkarken, mücadele esnasında top taç çizgisine doğru hızlı bir şekilde geliyordu. Ne oldu anlamadım. Bir anlık dalgınlıkla topa küçük bir dokunuş yaparak topu çizgi içinde kalmasını taca çıkmamasını sağladım. O topa bir futbolcunun yetişmesi imkansızdı. Ben bu eylemi yaptıktan sonra sahada bir kargaşa başladı. Futbolcular hep bir ağızdan, ‘Hocam ne oluyor ! Sen ne yaptığını sanıyorsun’ şeklinde argo ifadeler ve hakaretler yağdırmaya başladı. Futbolculardan ve tribünden gelen tepkiler doğrultusunda orta hakem bana, ‘Çık dışarı’ diye bağırıp durdu. O bunları bana söylerken ben hala olayın şokunu atlatamadım. “Bu ne lakayitliktir” sözleri eşliğinde kendimi savunamadan sahayı terk ettim. Hakem odasının önünde ilk yarının bitmesini bekledim. Nihayet ilk yarı bitti. Hakemle odada karşılaştık. Beni odaya kabul etmedi ve ayaküstü bir konuşma yaptık. Yaptığı hareketin yanlış bir karar olduğunu ve neden bana bunu yaptığımı sormadığını merak ettiğimi sordum. Oda bana, “Senin saha içindeki psikolojin beni alakadar etmez” diyerek umursamaz bir tavırla odasının yolunu tuttu. Şimdi aklımda şu sorular var. Acaba bu hakemimiz yapılan her faul için kırmızı kart çıkartıp oyuncuları sahadan çıkartıyor mu? ya da benim orda yaptığım bir anlık dalgınlıktan ötürü gerçekleştirdiğim hatanın hiç mi telafisi yok. İnsan hata yapamaz mı ? Bir de bana şunları söyledi; Sen de diğer gazeteciler gibi normal davran kimse sana bir şey yapmaz. Vay be! Meğersem ben ne kadar anormalmişim. O gün hakemimiz sayesinde gözlerim açıldı. Artık normal bir gazeteci oldum. Hakemimize bu sportmence davranışı için çok teşekkür ediyorum. Sen emret yeter ben Erenlerin sınırına bile girmem. Çok yaşa! Hünkârım.