Cennet gibi bir coğrafyada yaşıyoruz. Yüzyılların Tarihi’ni topraklarında barındıran Anadolu’da… Doğanın yaşam bereketleri ile bezeli topraklarında…
Türkiye Cumhuriyeti topraklarında 95 yıldır bir savaş yaşanmadıysa, bize bu günleri yaşatan her kişiye de minnet duymayı bileceğiz.
***
Padişah Abdülhamit’in Torunu, Hanedan Mensubu Ertuğrul Osmanoğlu’nun, yakın yıllarda ölmeden önce verdiği son röportajda, pırlanta gibi minnet sözleri benim için bile servet değerindedir.
Dilerim, bir Hanedan Mensubu kadar O acıları asla yaşamayanlar, O acıları ömür boyu yaşamış olan Hanedan Torunu’nun sözlerini doğru yere koyarlar:
“ Eğer Mustafa Kemal Paşa olmasaydı, hiç birimiz olamazdık!
Yaptığı Devrim, belki Hanedan için kötü oldu, ama Türkiye O’nun sayesinde var! Siz, ben, hepimiz varlığımızı O’na borçluyuz!..”
***
“ Benim için de O minnet sözleri servet değerindedir.” deyişimin nedeni? Hanedan Mensubu değilim. Osmanlı Saraybosnası’nda doğmuş Ana-Babanın, Türkiye Cumhuriyeti’nde doğan 6 çocuğundan biriyim.
Osmanlı, Birinci Dünya Savaşı’na girmemiş, ama Alman müttefiki olduğundan yenik sayılmış… Osmanlı Balkanları’nda kirli-kanlı bir Milliyetçilik hortlamış.
“ Sırplar, Hırvatlar, Karadağlılar, dahası; Osmanlı Boşnaklarının kapılarını kırmızı boyalı çarpı işaretleri ile bellemiş!
Boşnak evlerinde Karartma var; pencereler dışarısı hiç görülmeyecek kadar örtülü, geceleri asla ışık yakılamaz.
Boşnak erkekleri alıp götürülüyor. Geri gelen olmuyor. Gençler dağlarda vuruşuyor… Kurtoviç mezarları hala Bosna’da o tarihi anlatır. Ve;
Bosna’da 1922-1923 Yılları; köyde gece meşalelerle Sırp Kadınları geçiyor: “ Anadolu’da kahrolası bir Kemalist çıkmış; Grek’i denize dökmüş. Ya buraya da gelirse?” diye bağıra bağıra da ağlaşıyorlar.
Birkaç gün sonra da Sırp askerler Boşnakların kapılarını telaşla çalar: ” Hazır olun, Sizi Mustafa Kemal Anadolu’ya istedi. Yarın sabah erkenden yola çıkıyorsunuz. Tek arabalık eşya alınacak.” denmiş.
“ Kemal korkusu ile bize dokunulmadı. Selanik’e oradan da vapur ile İstanbul’a geldik. Mustafa Kemal’i gözümüzle görmek ve bu günlere ulaşmak nasip oldu.”
Bunlar Anamızın-Babamızın anlattıklarıdır, içimize kazınmıştır. “ Cumhuriyet bize zulüm yaşattı.” diyenlere, yaşadıklarımızı bir gün yazdığımda verecek tek cevapları olamaz. Ki; Cumhuriyete iliklerime kadar tutkun olduğumu yazarım.
“ KENT TARİHİ’NİN SAHİBİ CHP KADIN KOLLARI !”
CHP İl Kadın Kolları Başkanı Sayın Azize Çeroğlu nezdinde; “ ADA TRENİ Adapazarı Garı’na gelecek!” etkinliğinin 7. Sini düzenleyen CHP Sakarya Kadın Kolları’na Adapazarı Halkı çok şey borçludur.
Keşke, Sakaryalı tüm kadınlar bu her hafta yapılan etkinliğe katılsalar. Siyasi Ayrım da yapmadan Şehrin Tarihi’ne ancak Şehrin Kadınları sahip çıkarlar.
CHP İl Kadın Kollarını ve tüm katılımcıları içtenlikle alkışlıyorum.
“ Sakarya, Turizm Öncelikli bir Kent olacaktır.” diyen, AK Parti Sakarya mensuplarına da önemli bir gönderme yapmasam yazım eksik olur.
***
“ Sakarya Turizm Kenti !” denilir. Hadi, Yerli-Yabancı Turist geldi, nereye götüreceğiz? Bakın, Size var olduğu halde, yok edilen 130-140 yıllık bir Turizm Serveti Zinciri göstereyim:
“ SAKARYA TREN İSTASYONLARI !” Adapazarı Tren İstasyonu’nu yıktık; ama, tüm dış ve iç mekan projesi-eskizleri mutlaka vardır.
Mithatpaşa İstasyonu duruyor. Sapanca, Arifiye, Doğançay, Alifuatpaşa, Mekece Tren İstasyonları da, battal ama, duruyor. Son 5-6 yılda kazıyamadık.
O Tren İstasyonları ve bir eşini hiçbir kuşağın yapamadığı Muhteşem Çınarları hala yok olmaya direniyor. Çınarlı Sokaklar Tarihi bile bir turizm kitabımız olur.
Turizmi bilmiyoruz. Tam tersi yıkmayı beceriyoruz. Kocaeli şahane bir İzmit Tren İstasyonu restore etti. Galiba bir ben biliyorum, bir ben gidiyorum.
İzmit Tren İstasyonu bütün müştemilatı ile restore edildi. Özel Müze rayları da korundu. Görkemli bir Buharlı-Kanatlı Tren ile vagonları da konuldu; doyamam!
Biz bile Oraya Turist Kafilesi götürmeliyiz. Hatta ilkokulları-liseleri bile.
Bu yazıya vesile olan; CHP İl Kadın Kollarına tekrar teşekkür ediyorum.