Kupada seyrettiğim Sakaryaspor’dan ürktüm. İçerde olanlarla dışarıda olanları ne kadar harmanlarsan harmanla bu takım zor ayaklanır. Kalesinde Yavuz olmasa, Düzce bize tarihi fark yapar mazinin içinde geride kalmış ezeli rekabet hırsını toptan alırdı. Uzun Feyyaz’ı tutmak için rakip savunma ona yaka paça önlem almaya çalışırken, ona kim top atacak be. Bu oyun anlayışında hem Feyyaz’a hem de Sakaryaspor’a yazık olur. Vallahi billahi Sakaryaspor’un oynadığı futbol teknik adamının saha içi ve de saha dışı kurguları tercihlerini ben çok sorgularım çok. Ben bu takımın Fikret adında ki sağbekini kim buldu derim. Ben bu takıma Sadullah denen arkadaşı kim aldı diye sorgularım. Sadullah’a forma uzatıp Özgür ve Hamza’yı alt yapıya gönderenleri sorgularım. Ben bu takımdan Aykut’u gönderip Fikret’i alanları sorgularım. Hakan çalışkan bizim çocuk. Bizim çocuk herkesten fazla çalışacak ki Sakaryalılığı tartışılmasın. Eğer Hakan çalışkan 28 dakikada kendini saha dışında buluyorsa çok çalışmadığı için kötü oynadığı için haklı olarak dışarı alınmasını bir kenara çekilip, kendi kendine çok sorgulamalı. O gittikten sonra yerine giren Adnan ile beraber Düzce önünde kaleye gitmeyi hatırladık. Bunların birinde de Mert Sarının sürpriz golü geldi. Ligde oynattığı takımının savunma bloğu hariç orta sahası ve forveti daha önce az veya hiç süre almayan ( Burak Göksel) gibi isimler Kupada ilk on bir de forma buldular. Buldular da iyi değerlendirdiler mi? Burak Göksel ile Mert Sarı bölüm bölüm bu takımda görev verildiğinde oynayabilecekleri konusunda, kulübede ki teknik kurmayların kafalarını karıştırabileceklerini düşünüyorum. Tevfik belki kaliteli kumaş ama hazır değil. Feyyaz belki bu takıma katkı verecek ama ona ve de onun etkili olduğu topları bu uzun adama kim atacak. Bu takım iki pası bir arada yapamıyor. Bu takım rakip kalede çok pozisyon üretemiyor. Bu takımın kanatları iyi çalışmıyor. Bu takımın orta sahasından forvet’e iyi toplar servis edilemiyor. Bu takımın göbeğindeki ikili olan Nedim ve Sertaç birbirinin dilinden fazla anlamıyorlar. Velhasıl kelam bu takımın tek sağlam yeri kalesi de oda bir yerde çaresiz kalıyor. Hücum zenginliğini hiç düşünemeyen Volkan Çekiç’in arkasına atılan topta Düzce’de Bünyamin kesti oyuna yeni giren Burak ilk topla buluşmasında topu boş kaleye bıraktı. Ardından aynı oyuncu önünü açtı müthiş vurdu. Top Yavuz’un ulaşamayacağı yere gitti. Sonuçta oyuna müdahaleleri daha iyi yapan teknik adam önderliğinde kazanan Düzce oldu. Bizim Teknik adamın yaptığı yerinde değişiklik Hakan Çalışkanın çıkıp Adnan’ın oyuna girmesiydi. Tevfik’in çıkıp Feyyazın oyuna girmesiyle Mustafa’dan sol kanat oyuncusu yaratma aklı para etmedi. Kısa süre sonra Mustafa çıktı Volkan girdi. Tam anlamıyla saçma sapan oyuncu değişimleri hep ayakta durup maç seyretmekten başka meziyeti olmayan Önder Deniz Kolguya aitti. Bu takıma Feyyaz girerse Mustafa çıkar. Bu takımdan Tevfik çıkarsa Volkan da girer hiç şans bulmayan solda etkili olabilecek Can Berke de forma uzatılabilirdi. Para sever Selahattin Aydının kurduğu takım kazansaydı, kasamıza 150 bin tl girecekti. Kazanamadık ve statü gereği kaybettiğimize karşın, bize de 30 bin TL kaldı. Kupada daha birinci adımda kaybetmekten ziyade oynadığı futbol teknik adamın futbolcu tercihleri beni gelecek adına çok düşündürdü. Oyunu rakip kaleye yıkacak pas trafiğiniz olmazsa kanatlarınız iyi uçmazsa, pozisyon üretemezsiniz. Sakaryaspor’un kupa macerasında da gol yollarında çok silik ve yetersiz olduğunu gördük. Düzce’de ki kupa oyunundan futbol destanı çıkarda uzun yazmak beni sıkıyor. Bugün bile çok uzun yazdım. Aslında şu sözlerle kısaca günü özetleyebilirdik. Sakaryaspor kale hariç her hattıyla dökülüyor. Az daha unutuyordum. Dedim ya yazılacak çok şey var diye. Eski sabıkasından dolayı, ne vakit kırmızı göreceği tartışılan Doğan Seçkin Şavkın, kulübeden kırmızı görerek, bu tartışmalara çanak tutmakta gecikmedi. Sanırın küfür var sanırım bunun karşılığında iki hafta dinlenir. Umarım Düzce’de ki kötü kupa günlüğü içindeki kötü futbol Bodrum deplasmanında da karşımıza dikilmez.