Tarım arazilerinin konut sektörüne açılarak heba olmaması adına ben çok katlı binadan yanayım. Bunu her açıkladığımda birileriyle kapışıp duruyoruz. Tabi gidip çürük zeminli alanlara çok katlı bina yapılsın demiyoruz. Çok katlılar elbette zemini sağlam alanlara yapılmalı..

**

Bizim zemini sağlam bölgelerimiz yok mu? Elbette var. Maltepe, Hızırtepe, Erenler Tepesi, Serdivan Tepeleri, Karaman, Camili, Korucuk ilk etapta şehir merkezine yakın bölgeler olarak aklıma gelen sağlam zeminli bölgeler. Ama bakıyoruz bu bölgelerde de yapılacak konutlara iki kat (Yeni üç kat oldu) izni veriliyor.

**

Vatandaş yapacaksa iki-üç kat, TOKİ veya yapı kooperatifleri aracılığıyla yapılacaksa dört-beş kat. Bu da ayrı bir tartışma konusu..

**

Gelelim asıl konumuza… Ne zaman İstanbul yönüne gitsem, İzmit’e girince gördüğüm çok katlı binaları hayranlıkla izlerim. İzmit’in girişinde ki o sağlam zeminli tepelere, on- on iki-on beş, hatta yirmi-yirmi iki katlı binalar dikilmiş..

**

İzmit’in tepeleri çelikten olmadığı gibi, bizim tepelerimiz de alüvyon değil. İzmit sağlam zeminli tepelere yirmi kata kadar konutlar inşa ederken, biz aynı tür sağlam zeminli tepeler için böyle bir cesareti gösteremiyoruz. İki-üç kattan öteye geçemiyoruz..

**

-Neden bizim tepelerimizde sülün gibi modern binalar yükselmiyor?

-Neden bizim tepelerimizde gökdelenvari binalarımız yok?

-Bizim mimarlarımız mı yetersiz?

-Bizim mühendislerimiz mi yetersiz?

-Sorun nerede?

-Eksiğimiz ne bizim?

**

‘Bu şehirde doksan dokuz depremini yaşayanlar, o tür yüksek binalarda barınamaz’ diye bir şehir efsanesi gezip durur ortalıkta. Ben buna da inanmıyorum. ‘Ben çok katlı binalarda oturamam’ diyenler yok demiyorum. Mutlaka vardır ama çok azınlıktadır ve saygı da gösteririm.

**

Ancak anlattığım türde çok katlı binalar, en son teknolojiyle yapılıp, insanlara da doğru şekilde anlatılırsa bence ortada hiçbir sorun kalmaz. İzmit’in gökdelen gibi çok katlı binalarda oturanlar aydan gelmedi ki? Onların da büyük çoğunluğu doksan dokuz depremini o şehirde yaşadılar.

**

İnsanlar, çok katlı da olsa o binaların sağlamlığı ve depremlere karşı güvenliği konusunda mutlaka ikna edilir. Çünkü zaten yapılacak çok katlılar bu unsurları içeren bir tasarım da olacaktır.

**

Bilim insanları, ‘Deprem öldürmez, bina öldürür’ derken vurgu yapılan da aslında budur. Tek katlı bina eğer çürükse, en küçük deprem için bile güvensizdir. Sağlam zeminde ve depreme karşı son teknolojiyle inşa edilmiş yirmi katlı bina ise güvenlidir ve bilim insanları da bunu işaret ediyor.

**

Biliyorum; buna asla cesaretimiz olmayacak. Ve yine biliyorum ki bu şehir, bugünkü anlayışla giderse, onlarca yıl bile o tür çok katlı binaları görmeyecek. Ne olacağını söyleyeyim; bugün tarım arazileri dışında konut için ayrılan araziler üç-beş yılda tükenecek, sonra da ver elini tarım arazileri!..

**

Çünkü bu şehirde her yıl yirmi bin civarında evlenme olayı yaşanıyor. İşte her yıl da tam o kadar konut ihtiyacı doğuyor. İnsanlara, ‘Evlenmeyin’ diyemeyeceğinize göre, daha az araziden daha çok konut almanın yolu, zemini sağlam tepelere verilecek kat sayısını çok daha yukarılara çekmekten geçer..