Önceki gün bölücü terör örgütü PKK, Ağrı’nın Doğubayazıt ilçesine bağlı Karabulak Jandarma karakoluna 2 ton patlayıcı taşıyan traktörle intihar saldırısı düzenledi. Saldırıda karakolda görevli 2 asker şehit olurken, 32 askerimiz ise yaralandı…
Suruç’ta yaşanan terör olayının ardından ülke adeta kırmızı alarmda… Tüm askerin, polisin, güvenlik timlerinin izinleri iptal edildi, görev başına çağırıldı. Ülkenin dört bir tarafı didik didik aranıyor. Güvenliğin had safhaya çıktığı, neredeyse uçan kuşa kimlik sorulduğu, üst araması yapıldığı bu günlerde, terörün odak noktalarından biri olan Ağrı’da 2 ton patlayıcı yüklü bir traktör, jandarma karakolunun dibine kadar geliyor. Bu nasıl bir iş benim aklım, hafızam almıyor…
2 ton patlayıcı bomba jandarma karakoluna kadar gelebiliyorsa bunun tek bir açıklaması var, ya burada devletin güvenlik zafiyeti var, yada devlet eliyle işlenen bir terör söz konusu…
Ülke resmen bir ateş çemberinin içine sokulmaya çalışılıyor. Ülkede yaşanan yönetim boşluğu da bu ateşi adeta körüklüyor. Peki seçimin üzerinden neredeyse 2 ay geçti. Henüz hükümet kurulamadı, kurulması içinde zaten somut bir adım atanda yok. Amaç ta bu değil mi zaten?Hükümet kurulmasın, ülke yeniden bir seçime gitsin, AK Parti kaybettiği oyları geri alsın ve tek başına yeniden iktidar olsun…
HDP’nin barajı aşması AK Parti’nin tek başına iktidar olmasının önüne geçti. Hedef yeni bir seçimle HDP’yi yine baraj altında bırakmak. Bunun içinde yıllardır mücadelesini verdiği çözüm sürecinden bile vazgeçen AK Parti, PKK’ya savaş açtı. Dolayısı ile HDP’ye…
Bu savaşın fitilide Suruç’ta tutuşturuldu…
Amaçları, IŞİD saldırıları altında yerle bir olan Kobani'ye geçmek, halkıyla dayanışma için oyuncak dağıtmak, çocuk parkı ve kütüphane kurmak, hatıra ormanı için fidan dikmek olan gurubun ortasına kadar giren canlı bomba; 30 vatandaşımızın ölümüne, 100 vatandaşımızın yaralanmasına neden oldu. İlk devletin güvenlik zafiyeti burada yaşandı. Güvenlik zafiyeti diyorum, en ufak bir gösteri anında bile üst araması yapan polis, günlerce gündemde olan bu yürüyüşte neredeydi? Bu katliamın adresi IŞİD gösterildi? Ancak IŞİD bu katliamı üstlenmedi…
Bir teoriye göre, sivilleri hedef alan terör eylemlerindeki artış eğilimi, Türkiye'nin iç siyasetiyle ilgili. Bu teoriye meyledenler, pek çok öngörüsü doğru çıkan, “Twitter fenomeni Fuat Avni”nin bir ay kadar önce ortaya attığı iddiaları hatırlatıyor: “Bay Y 17/25 Aralık dosyalarının açılmaması için erken seçimi şart görüyor. Erken seçim kaosla, kaos da terör eylemleriyle gelecek... PKK – Hizbullah, PKK – IŞİD gerginliği tırmandırılacak ve MİT içindeki karanlık adamlar eylemlere zemin hazırlayacak... Krizin faturası muhalifler arasında pay edilecek...”
Tamda olaylar böyle gelişmedi mi?
Bu ülkede birilerinin saltanatı sona ermesin diye mi yapılıyor bütün bunlar? Yaşanan bu olaylar insanın aklına açıkçası başka bir şey getirmiyor. Birilerinin hayatını kurtaralım diye mi her gün şehit veriyoruz biz… Birilerinin hayatı kurtulsun diye mi bu topraklarda kan döküyoruz. Birilerinin hayatı kurtulsun diye Vatanımızdan olmayalım. Buna artık bi dur diyelim…
FEDA EDİLEN KİMİN ÇOCUKLARI
Bu arada Ağrı’da Jandarma Karakolu’na yapılan saldırının ardından Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun oldukça çarpıcı bir açıklaması oldu. Davutoğlu, “Bu vatan için, bu millet için, evlatlarımızı da, kendimizi de feda etmeye hazırız” dedi…
Başbakan Davutoğlu’nun bu açıklamalarını dinlerken insanın acı gülümsemesi geliyor açıkçası. Bende gülümsedim. Dedim ki kendi kendime, “Hangisinin çocuğu askerlik yaptı acaba?”
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın büyük oğlu askerlik yapmadı, küçük oğlu 21 gün bedelli yaptı, damadı 21 gün bedelli yaptı. Eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün oğlu 32 yaşında, askerlik yapmadı.
Başbakan Davutoğlu’nun oğlu yok. Olsaydı da askerlik yapar mıydı? Oda eminim diğerleri gibi ya yapmaz, yada kıyak bir yerde bedelli yapardı. Yada yapıyor gösterilirdi eminim… Şöyle bir bakın hangi AK Partili milletvekilinin yada üst bürokratın çocuğu normal askerlik yapmış, bir tane yakınları da dahil şehit vereni var mı?
Peki, “Evlatlarımızı feda etmeye hazırız” derken, kimin evlatlarından bahsediyordu acaba?
KARASU 4 YIL DAHA BU ÇİLEYİ ÇEKECEK!
Cumartesi günü bu sütunlarda Karasu’da yaşanan su sıkıntısını dile getirmiştim. Her geçen yıl çoğalan konut sayısı, yazın yazlıkçılar ve Karasu’yu tercih eden tatilcilerle nüfusu ikiye katlanan ilçede yaşanan susuzluk, vatandaşları çileden çıkartıyor. Yüksek katlara ve kesimlere neredeyse su hiç çıkmazken, aşağılarda ise iplik gibi musluktan akan su ile hiçbir şey yapamayan halkın feryadını yazmıştım.
Büyükşehir Yasası ile Sakarya’nın tüm ilçeleri olduğu gibi Karasu’nun da altyapı ve suyu Büyükşehir bünyesinde kurulu bulunan SASKİ’ye geçti. Bu yazı üzerine SASKİ’den bir açıklama geldi. SASKİ ilçede yaşanan su sıkıntısını gidermek için ilk etapta Şerbetpınar Mahallesi’nde bir arıtma tesisi projesini gündemine almış. Tabi ki bu yaraya bir nebze pansuman.
Asıl tedavi proje aşamasında olan Çamdağ Barajı ile olacakmış. Çamdağ Barajı henüz proje aşamasında. İhalesinin ne zaman yapılacağı belli değil. 3 ay mı? 5 ay sonra mı Allah bilir… İhaleye çıktı, yapımı en az 3 yıl diyelim. Görünen o ki Karasu halkı ve bunun yanında tatili Karasu’da geçirmek isteyen, yada imkanları doğrultusunda buna mecbur kalan vatandaşlar nerden baksanız bir 4 yıl kadar daha bu çileyi çekecekler…
Ne diyeyim Allah sabır versin…