Bir çok haftadır Arifiye’ye gidip gelmek zorunda olduğum için Adaray’ı kullanma fırsatını yakaladım.

Ve inanın, Sakarya’da bir yerden bir yere bu kadar rahat gittiğimi hiç hatırlamıyorum.

Tek kelimeyle konforlu, rahat, trafik stresinden uzak mükemmel..Ben geç tanıştım.  

Abartılacak bir iş mi tabi ki de değil.

Adapazarı-Arifiye arasından tren seferi ne var ki bunda..

İşte tam bu nokta da başlıyor; bu özlemin vermiş olduğu memnuniyet..

Eskişehir, İstanbul ve Ankara’da defalarca bir uçtan bir uca kullandığımız bu ulaşım aracını mini bir kopyasını yani denemesini Sakarya’da bulunca hoşumuza gidiyor elbette.

Ne ulaşım mühendisiyim ne de şehir plancısı.

Sadece iyi hizmet isteyen biriyim.

Maalesef raylı sistemle bir türlü tanışmadık, hiç umutta yok.

Keşke olsa, minibüs, dolmuş, otobüs ve raylı arasında tercihi vatandaş yapsa diyor insan.

Bu alanda 20 yıl geriden gelen Sakarya’nın raylı sistemle tanışması konusunda atılacak olan her adım desteklenmeli, bu yöndeki öneri ve projeler tartışmaya bile açılmamalıdır.

Mesela benim bir hayalim var.

Adaray’dan varsayım yaparak yola çıkıyorum.

Şehir merkezinden kalkan hafif raylı’nın Serdivan ve Kampüse ulaştığını düşünün.

Bu sadece bir varsayım. Keşke yavaş yavaş başlasa, bir yerden bir yere ulaşım ağı bu şekilde genişlese.

Çok mu zor, evet zor ama; şehircilikte bu değil mi.

Bizim buna ihtiyacımız var.

Sakarya bir an evvel raylı sistemle tanışmalıdır.

Elimizin altında TÜVASAŞ ve tırım tırım sözüm ona fabrika için arsa arayan Eurotem var.

Bu kurumların Sakarya’da oluşu bir avantaja dönüştürülebilir.

Bir şeyler yapmak, bir yerden başlamak gerekir.

Büyükşehir Belediyesi bu konuda bir adım atsa, eminim Sakarya kamuoyu büyük bir heyecan duyacaktır.

Bu konuda Büyükşehir Belediye Başkanı Zeki Toçoğlu’nun istekli olduğunu biliyorum.

Ancak bu iş o kadar maliyetli ki hesaplaması bile çok zor.

Bu işi başlatan her kim olursa Sakarya onu hayırla yad eder.

Raylı sistem sadece taşımacılık alanında değil, şehrin CV’sine eklenen altın nişane olur, prestij olur, marka olur.

Modern şehirlerin yüzüdür raylı sistemler.

Yer altından, karadan ve havadan bu sisteme geçen Avrupa ülkeleri var.

Bu düşününce bile yok artık diyoruz.

İster istemez iç çekiyoruz.

Bizim neyimiz eksik!

Bize raylı lazım Zeki Başkan..

 

**

 

Alternatif aramaya

gerek bırakmayın!

 

Şehir içi dolmuş ve minibüs taşımacılığı hep eleştirilmiştir.

Dolmuş ve minibüsçüleri günah keçisi yapanlar olmuştur.

‘Trafiği tehlikeye atıyorlar, sabırsızlar, kırmızı yanmadan korna çalışıyorlar,tehlike yaratıyorlar’

Evet doğru ve daha fazlası.

Ama bunu hepsine yüklemek esnafa haksızlık olur, vicdan gerektirir.

İşini düzgün yapan esnafımızın birkaç kendini bilmezle bir tutulması olur mu?

Olmaz tabi..

Şöyle bir örnek vereyim.

Patates hali kavşağında bekliyorum. Tam da o gün Minibüsçüler Odası Başkanı Ali Bektaş’ın basın toplantısına gidiyorum.

Dolmuşa bineceğim; arkadan gelen bir minibüsün camından biri kafayı çıkardı; “ Hastane hastane” diye bağırdı. Kendini yırttı..

Şaşkın şaşkın baktım kaldım.

Bir başka gün; Tabakhaneden dolmuşa bindim çarşıya geliyorum; bir yolcu 50 lira verdi.

Aldığı cevap, “Biz de o kadar para nerede?”

Daha bir çok olumsuzluk sayılabilir.

Ulaşımda yenilik, modernizm şart.

Bir büyüğümüzün güzel bir sözü vardı; “Biz bir şeyler yapmazsak birileri gelir, daha iyisini yapar öne geçer”

Sanki biraz çeki düzen şart.

Değişim ve gelişim şart.

Minibüs ve dolmuşların bir araya getirilerek tek bir otobüs haline gelmesi, “Birleşme” projesi var.

Bir o kadar güzel ve bir o kadar da zor bir proje.

Ama eminin bu proje gelecekte esnafın lehine olacak.

Çünkü yerel dinamikler alternatif aramak zorunda kalmayacak.

Bunu biraz düşünmemeliler.