Bir ay kadar önceydi.
Ankara’da yaşanan bir vaka…
Başkent ya yansıdı her tarafa...
CHP’li Ankara vekili Aylin Nazlıaka…
Motoru bozdu, hastaneye koştu.
Teşhis anonim, tespit bireysel…
Vekil hanım adını da kendi koydu…
“Yaşadığımın sebebi, içme suyu” dedi.
Haliyle muhatabı belli, belediye…
*
Melih Gökçek’in sevdiği kavga ortamı kendi kendine oluştu.
Kameralar önünde atışma, TV’de kapışma…
İlk raundu haklı olan değil güçlü olan kazandı.
Aylin Nazlıaka’nın evine gönderilen belediye elemanları, devletin personeli olmalıydı.
Ulusal basında çıkan haberlere Melih Gökçek’in adamları olarak yansıdı.
Adamın adamları işinin uzmanı!
Site’nin kuyu suyu kullandığı ortaya çıktı.
Kirli su atışmasına kaçak su kavgası bulaştı.
Dahası…
“Evlerin içindeki su tesisatı çürümüş, bizim derdimiz değil kendi sorunu” denildi.
“Su konusunda evin girişine kadar belediyeler sorumludur, sayaçtan geçtikten sonra abonenin sorunudur. Amerika, İngiltere, Fransa dahil dünyanın her ülkesinde sistem böyledir” diyen Melih Gökçek savaş kazanmış komutan edasıyla zafer konuşmaları yapmak için kanal kanal dolaştı.
Şimdi aynı kanal’da boğulma telaşı başladı.
İncelenen kuyu suyu olduğundan Ankara’nın şebeke suyu temize çıkmamıştı.
Olmadığı da şimdi resmi açıklamalarla anlaşıldı.
*
Sağlık Bakanlığı olaya seyirci kalmadı, el koydu.
Bakan bizzat açıkladı; araştırma sonuçlarını açıkladı.
“İshal vesaire artan salgınların sebebi içme sularının kirli olmasıyla ilgili” dedi.
“Ankara Belediyesi’ne uyarı yazısı gönderdik” dedi.
Sorun sadece Ankara’yla sınırlı değil. Başka Büyükşehirlerde de içme sularında sıkıntı var. Onlara da uyarı yazısı gönderdik” diye ekledi.
*
Şimdi…
Melih Gökçek’in dediği doğru!..
Evin içindeki boru, herkesin kendi meselesi…
Ankara’da bizzat kendisinin sorunu…
Bizim sorunumuzsa daha farklı…
Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu’nun açıklamasında geçen “başka büyükşehirler…” hangileri…
Bahsi geçen uyarı yazısından bizim belediye’ye de geldi mi?
Sakarya içme suyunda da sıkıntı var mı?
Konuşan Melih Gökçek olsa ciddiye almayacağım da…
Koskoca Sağlık Bakanı…
Ki parti-purti ayrımı yapmadı.
İşin doğrusunu yaptı.
Dolayısıyla…
Böyle bir uyarı varsa bilmek Sakaryalı’nın hakkı…
Yoksa da…
İçme suyumuzun ak’lanmış olur.
Öyle değil mi?