İnsanlar oralarda, denize dik inen, yalçın kayalıklardan oluşan binlerce yükseklikteki dağlarda, insanüstü emekler harcayarak ne yaşamlar kurmuşlar: -)

          Karadeniz’in Zonguldak’tan ötesine ilk kez gittim. Hayatımın en güzel nedenlerinden birisi beni oralarla buluşturdu. Çok önemli gözlemler edindim ve  gelecek adına kahrolduklarım da çok oldu…

           Kasım’ın son haftasında, Hopa-Borçka bölgesini tufan gibi bir yağmur  heyelanlarla yerle bir etmişti. Otobüsümüz gece 18.30-19.30 arası oralardan geçti.

           Dağların dik vadilerinde kayalar oyularak yol yapılmış. 50-100 metrede bir sert virajlarla, sürekli yükseliyorsunuz. Heyelan hala devam ediyor; yol her adımda taşlarla tuzak kuruyor…

            Oralarda hayat kuran insanlar duruma alışık. Peki biz??? Derin vadiler zifiri karanlık, ürkütücü. Üstelik heyelan keskin virajlı yolları almış götürmüş. Gece karanlığında bir dolu iş makinesi ve insan harıl harıl çalışıyor.

           Artvin’e gece 20.30 gibi indik. Şehir merkezine götüren servis yine dağlara tırmanmaya başladı. Çünkü, Artvin dimdik yamaçlara kurulu. Uzunca  tırmanış sonrası, “ Merkeze geldik!” dendi; biz şaşkınız…

           Sabah gördük ki; ülkenin doğusunda yaşam gerçekten çok meşakkatli. Dimdik dağ yamaçlarında, insanlar taşla barışık bir yaşam kurmuş! Toprak altın değerinde. Ve, insan O şehirlerde binlerce yıl önce yaşam kurmuş: -)          

           Artvin’e, “ Merdivenler Şehri!” denebilir. Caddelerde yürüyerek aşağılara inmek, yukarı çıkmak imkansız. 25-30 Metre aşağıdaki caddeye inmek için  800-900 metre yürümek gerekiyor. Caddeleri bağlayan 1-2 metre genişlikte bir dolu ara merdiven var. Artvin’de hayatı O merdivenleri keşfetmek kolaylaştırıyor: -)

          TABİİ Kİ, O ZORLU YAŞAMA SAYGIYLA ŞAPKA ÇIKARDIM!..

           Hopa-Borçka-Artvin-Yusufeli-Şavşat yolları yalçın kayalıklarla dolu bir doğa. O kayalık dar ve çok yüksek vadileri tarif etmek çok zor. Geyve Boğazı mesela, onların yanında kısacık, açık bir vadi ve epey eğimli ufak bir tepe gibidir.

           İnsanlar o doğanın her karışında hayat kurmuş. Dik yamaçları kazmış, düzlemiş. Taşları üst üste dizip, set set tarlalar yapmış. Oraya, yüzlerce metre aşağıdan akan Çoruh’tan toprak taşıyıp, zeytin, asma fidanı dikmiş.

         Yakın zamanlara kadar da Artvin’e , “ Güller Şehri!” denirmiş. Bahçeler gülleri ile meşhurmuş… Artık oralara da TOKİ’ler, Madenciler girmiş.  Şimdi O hayat kültürleri de RANTIN doymak bilmez PARA hırsına yem olacak, olmuş gibi.

           Bir dolu medeniyete nimetler mekanı olan, ÇORUH VADİLERİNİ  SERMAYE keşfetmiş: -( Çoruh üzerinde bir dolu baraj, bir dolu HES planlanmış. Devamını yeri geldikçe yazacağım…

           

 

 YUSUFELİ 3-5 YIL İÇİNDE SULAR ALTINDA KALACAK: -(

           Rize-Artvin-Hopa-Borçka’dan çok sık örnekler yazacağım. Sakarya okursa, gelecekte kendisini bekleyen felaketleri belki daha erken görür.

          Oralarda, “ Adapazarı’na dönünce, gittiğin her yerde Senin İnsanlarına Bahşedilmiş Muhteşem Toprakları Öp!” lafını çok sık ettim.

          Artvin’in tüm tarım arazilerini toplasan bir Arifiye Ovası çıkmaz!..     

          Sakarya’da, sadece son 10 yılda kaç köy tarım arazileriyle beraber yok edildi gibi. Oralarda artık O Köylerin Köylüsünü ara ki bulasın!

          Artvinli, bir avuç bahçe için dağları, taşları delip nimet dikiyor. Biz bahşedilmiş tarlaları villalara kurban ediyoruz…

           İlk gün Artvin’den 80 km ötedeki ilçesi Yusufeli’ne gittik. Sakarya sınırları içinde 1 mt tünel yok. Artvin-Yusufeli arası 80 km. Uzun ve kısa 40’tan fazla tünel geçtik. Yani; her yer dağ, taş: -( Koca Adapazarı’nda 2 tünel geçiş var mı?

           Yusufeli’nde dağlar küçük bir çanak yapmış. İşte O çanakta, ekilecek çok az toprak var. Orada harika bir vaha. O vaha da, topraktan insanlar mucizeler yaratmış. Asla Fıtrat değil ama, RANT orayı da baraj yapmak için keşfetmiş: -(

           Yusufeli’nin kuzey girişindeki vadi ağzı ile güney vadi ağzı betonla kapanıp baraj yapılıyor. Binlerce yıllık Kent Yaşamı sulara gömülecek: -(   

           TOKİ ve TOKİ Müteahhitleri girdi mi; bir daha orada Kent Yaşamı, Mahalle Yaşamı; BİNLERCE YILLIK KÜLTÜR diye bir şeyi unutun. Para Hırsı, sadece 40-50 yıl süren ballı kazanç için, binlerce yıllık kentleri gözünü kırpmadan yok ediyor!

           En berbat doğa katliamını da Maden Şirketleri yapa. Artvin’de, Cerattepe diye çok güncel bir saldırı alanı var. Sermaye altın ve kıymetli tüm madenlerin peşinde ya!.. İŞ PARA OLUNCA, MUHAFAZARLIK FALAN HİÇ UMUR DEĞİL…

          Muhafazakarız diyoruz ama, doğal yaşam için yaratıldığı bilinen SU, TOPRAK, HAVA, GÜNEŞ gibi, ne kadar nimet varsa, para için hepsini yok edebiliyoruz!

            Bergama’yı sen mi yarattın??? Milyonlarca yıllık Bergama Medeniyeti’ni, en çok 30-40 yıl sömüreceğin altın madeni için Siyanürle Zehirlemek helal mi?

           Cerattepe, Artvin Şehri’nin tepesinde. Artvinli O topraklarda binlerce yıl hayat kurmuş. Paranın, O cenneti yağmalaması da, zehirlemesi de istenmiyor. ORADA DA OY ALMIŞ SİYASET KİMDEN YANA OLACAĞINI DOĞRU SEÇMİYOR.

           Örneğin; Siz şimdiden, “ ARTVİN ŞEHRİ-ARTVİNLİ “ gibi deyişleri unutun. Çünkü, TOKİ gelirse, sonuç budur! Ben, zorla birkaç Eski Artvin Evi bulabildim.

          Batı’nın Para Hırsı ile Batıya kaçış, tüm DOĞUYU bitirecek!  Binlerce yılın Yusufeli İlçesi 3-5 yıl içinde sular altında kalacak. Üstündeki dağın tepesine yeni şehir yapılacak. İstimlak Parasını alan Yusufelili Bursa’ya yerleşmeye başlamış.

          Siyaset, görür, ama işin içinde rant olduğu için görmezden gelir. Maden ve Enerji Yatırımı ballı iş.. Ama, 25-50 yıl ömürlüdür. Ülke boşalıyor, ülke!!!

           Ülkenin O bölgelerinde binlerce yıldır yaşayan halk, istimlak parası alarak, batıda yabancı olmaya koşuyor… Terk edilen Topraklara birileri göz dikerse kimse şaşırmasın. Et için hayvan ithal eden ülke haline de öyle gelmedik mi?