Muhalefet; bir tutuma, bir görüşe, bir eyleme karşı olma durumu demek…
Muhalefet hayatımızda daha çok siyasette yer etmiş durumda. 13 yıldır ülke tek başına bir iktidar tarafından yönetilince, muhalefette kafamıza kazındı.
Bugün hala hükümet kurulmadığı için AK Parti iktidarı devam etmekte. Geçtiğimiz ay yaşanan sel felaketinin ardından bu sütunlarda hem iktidar, hem muhalefet milletvekillerini eleştirmiştim. Eleştirim, tek bir milletvekilinin günler geçmesine rağmen sel felaketinin yaşandığı bölgeye gitmemiş olmaları yönündeydi.
Bunu dile getirirken de, muhalefete nacizane bir öneride bulunmuştum…
“Yahu alın size mis gibi konu. Çekerim çizmeleri, inerim sahaya alırım mağdur vatandaşı arkama, alayına vururum. Ama nerede öyle muhalefet. AK Partililer boş yere demiyor, ‘böyle muhalefete can kurban’ diye.”
MHP Milletvekili Zihni Açba’ya göre sel bölgesine gidip, orada vatandaşların sorunlarını dinleyip, sonra çıkıp, “MHP olarak biz bunları bunları yapacağız” demek ‘şov yapmaktan’ başka bir şey değilmiş.
Siyaset zaten bir şov yapma sanatı değimlidir? Kimi hizmetiyle şov yapar, kimi hizmet ettirmekle şov yapar... Dolayısıyla muhalefette şovunu, iktidarı çalıştırma yönünde yapacak.
Bir afet yaşanmış, bir tek iktidar milletvekili o bölgeye gitmemiş. Muhalefet olarak sen afetin yaşandığı ilk gün o bölgeye gidip de, “Nerede bu devlet? Bu insanların mağduriyetleri nasıl giderilecek? Bu dere neden taştı? Kim görevini yapmadı da bu felaket yaşandı? “ diye sorsaydın, eminim ki ertesi gün iktidar milletvekillerinin hepsi soluğu orada alır, yaralar daha çabuk sarılırdı.
Bizim yaptığımız haberler, yazdığımız yazıların ardından milletvekilleri bi zahmet günler sonra gidebildi bölgeye. Bunun nedeni de yazdığın gibi dişli bir muhalefetin karşılarında olmamasından kaynaklanıyor.
O insanların yaralarının daha çabuk sarılması, sorunların daha ivedilikle çözülmesi için o insanları kullanacaksın, şovunda kralını yapacaksın.
Görünen o ki iktidar yine dört ayak üzerine düştü…
CHP Milletvekili Engin Özkoç, mecliste zaman zaman sert muhalefetler yaptı, hatta meclis tarihine en uzun konuşan milletvekili olarak bile geçti. Ama yerelde hiçbir zaman muhalefet yapmadı. Umudumuz MHP Milletvekili Zihni Açba’da idi…
Bizim istediğimiz vuran, kıran, boş konuşup gündemi meşgul edecek bir muhalefet anlayışı değil, ‘ben ne dersem o olur’ mantığıyla istediği her şeyi yapan zihniyetleri biraz frenlemek.
Bu A partisi, B partisi hiç fark etmez. Tak başına iktidarlarda bu durumlar hep yaşanır. O nedenle muhalefete bu tür durumlarda ağır sorumluluk düşer.
BİR TEK HURMA BİLE İSRAF EDİLMİYORMUŞ
7 Temmuz Salı günki yazımın bir bölümünü ‘Gönül Sofraları ve İsraf’ a ayırmıştım. Büyükşehir Belediyesi tarafından ilçelerde kurulan binlerce kişinin birlikte oruç açtığı Gönül Sofralarına… Yazımda binlerce kişinin ağırlandığı bu sofralarda yaşanan israfı dile getirmiştim. Malum gelecek sayısı belli olmayan binlerce kişi için masaları donatıyorsunuz. Birde bakıyorsunuz, masaların yüzde 30’u boş…
Ben bu yüzde 30’luk kalan kısmın israf edildiğini ileri sürerken, Büyükşehir Belediyesi Sosyal Hizmetler Daire Başkanlığı’ndan gelen açıklama, yüreğime su serpti.
Değil bir kap yemek, bir tek hurma dahi israf edilmiyormuş…
Eğer gerçek buysa, helal olsun. Onca aç insanımız varken, yüzlerce kap yemeğin, ekmeğin, hurmanın çöpe gitmesi insanın ister istemez canının acıtıyor. Hem dinen, hem manen…
Belediyeden gelen açıklama aynen şöyle;
“Büyükşehir Belediyesi olarak başlattığımız ‘Mahallemde İftar Var’ programları büyük bir titizlikle yürütülmektedir. Her Ramazan ayı öncesi gönül sofralarını kurulacağımız her ilçemizde istişareler yaparak iftar programlarımızı hazırlıyoruz. Bu kapsamda ekiplerimizle profesyonelce hazırlık yapıyoruz. Gönül sofralarını kuracağımız ilçelerde katılım konusunda makul bir öngörüde bulunuyor ve hazırlıklarımızı buna göre yapıyoruz. Yazınızda bahsetmiş olduğunuz şekliyle gönül sofralarında israf olmaması için çok ciddi bir gayret gösteriyoruz. Şuna inanıyoruz ki, bereket sofralarında oluşacak bir israf, tüm iyi niyetli çalışmalarımıza halel getirecektir. Tek bir ayranın, pidenin ya da hurmanın dahi israf olmaması için ekiplerimiz azami bir gayret göstermektedir.
Ayrıca ‘Mahallemde İftar Var’ programı kapsamında hazırlanan yiyecekler, herhangi bir iftarda fazla geldiği takdirde, önceden belirlenmiş adreslere belli bir hijyen içerisinde ulaştırılmaktadır. Bu nedenle hazırlanan yiyeceklerin israf olması mümkün değildir.”
Önceden belirlenmiş adresler derken, Büyükşehir Belediyesi Sosyal Hizmetler Daire Başkanlığı personeli, Gönül Sofralarında kalan yiyecekleri, mahalle muhtarları tarafından belirlenen ihtiyaç sahiplerine sahur yemeği olarak götürüyorlarmış. Böylece tek bir kap yemek çöpe gitmiyormuş. Yani belediye bir taşla iki kuş vuruyor. Akşamdan kalan yemekler, fakir fukaranın önüne sahur yemeği olarak konuyor.
Bu açıklamadan dolayı Sosyal Hizmetler Daire Başkanlığı’na teşekkür ediyorum. Ben ve benim gibi düşünenleri aydınlattınız. Artık içimiz rahat… Kalan yemeklerin çöpe gitmediğini öğrenmiş olduk.