Adapazarı Şeker Fabrikası Afyona taşınıyor diye çıkıp ah vah çekmeye başladık… Bunun için çok geç kalmadık mı? Şeker Fabrikası’nın Afyon’a taşınacağı, fabrikanın Ülker Grubuna satıldığı gün belli değil miydi? Ne kadar balık hafızalı bir millet olduk Allah aşkına…

Adapazarı Şeker Fabrikası 2012 yılında bağıra bağıra Bank Asya’ya borcuna karşılık gitmedi mi? Fabrikanın sahibi olan Adapazarı Pancar Ekicileri Kooperatifi (APEK) yönetiminin verdiği mücadeleye bizzat şahit olan biri olarak, dönemin milletvekillerini bu milletin asla affetmemesini istiyorum. Bunların başında da Ayhan Sefer Üstün gelmekte. Bu fabrikayı çiftçinin eline verip sonra Bank Asya’nın kucağına koyan Ayhan Sefer Üstün’dür. Ve buna göz yuman, çiftçinin çığlıklarına kulak tıkayan Hasan Ali Çelik, Ali İhsan Yavuz…

Cumhuriyet tarihinin ilk sanayi kuruluşlarından biri olan 65 yıllık fabrikanın katili dönemin bu 3 milletvekilidir. Şaban Dişli’yi bunlardan ayrı tutuyorum. Çünkü fabrikanın borçlarının ödenmesi için gerekli pancar kotasının çıkartılması için APEK yönetiminin yanında olan tek Milletvekili Şaban Dişli’dir.

Fabrikaya defalarca gelen Şaban Dişli, 99 bin pancar üretim kapasitesine sahip olan Adapazarı Şeker Fabrikası’nın 31.100 ton olan kotasının arttırılması için meclise önerge verdi.  Ama maalesef tek başına verdiği bu mücadele yeterli olmadı. Adapazarı Şeker Fabrikası’nın kurtuluşu için iktidarın 4 milletvekili bir araya gelmedi.

APEK Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Aya, çalmadık kapı bırakmadı. Ulusal kanallara çıkıp  57 bin üreticinin ortağı olduğu fabrikanın kurtuluşu için yetkililere adeta yalvardı. Tek istediği fabrikanın 31 bin ton olan kotasının 40 bin tonun üzerine çıkartılmasıydı. Ama olmadı…

Bugün sonuç ortada.

Bu fabrikanın 31 bin olan kotası, 40 binin üzerine çıkartılmış olsaydı, bugün fabrika halen APEK’in olacak ve Adapazarı’nda üretimine devam ediyor olacaktı.

5 yılda 1 ton bile arttırılamayan kota, Adapazarı Şeker Fabrikası’nın Bank Asya’ya borcuna karşılık devredilmesiyle birlikte artıverdi. Sanki sihirli bir değnek fabrikanın üzerine değdi. 31. 100 olan kota, 50 bin 300’e çıkartıldı…

Şimdi soruyorum bu kota satışın hemen ardından birkaç ay sonra nasıl yüzde 70 oranında artıverdi?

Burada tezgah belliydi? Senaryo taaa depremden sonra çalışmaz raporu verilen fabrikanın, 57 bin pancar üreticisinin ortağı olduğu APEK’in fabrikayı almasıyla başladı. Hiçbir bankanın vermediği kredi Bank Asya’dan çıkıverdi. Bank Asya o krediyi verirken gözü Adapazarı Şeker Fabrikası’nın paha biçilmez arazilerindeydi. Süreç çok saygıdeğer milletvekillerimizin de desteği ile çok güzel işledi. Fabrikanın kar yapmaması, Bank Asya’ya olan borcunu ödeyememesi için ne gerekiyorsa yapıldı. İşleme kapasitesi olmasına rağmen, türlü bahanelerle kotası yükseltilmedi. Hatta düşürüldü…

Yüzde 70 eksik kapasite ile yılın sadece 45 günü üretim yapan Adapazarı Şeker Fabrikası, Bank Asya’ya olan borcunu ödeyemedi. Bank Asya fabrikayı haciz yoluyla almaya hazırlanırken, APEK Yönetimi, Bank Asya ile anlaşma masasına oturdu. 150 milyon TL borcuna karşılık, bugün sadece arsası 750 milyon TL olan Adapazarı Şeker Fabrikası, 180 milyon TL’ye satışı gerçekleşti.

Bank Asya vakit kaybetmedi, bankanın da hissedarı olan Yıldız Holding bünyesindeki Ülker’e fabrikayı Eylül 2013’te sattı. Şeker fabrikalarının satışlarında 2 yıl bulunduğu yerde üretim yapma zorunluluğu bulunmakta. Ülker’de öyle yaptı. İki yıl üretimini yaptı ve 3 ncü yıl fabrikayı Afyon’a taşıyor. Bu bilinen ve beklenen bir taşınma. O nedenle ben hiç şaşırmadım…

Cumhuriyet tarihinin ilk sanayi kuruluşlarından biri olan, kurulduğu günden bu güne onbinlerce kişiye ekmek kapısı olan Adapazarı Şeker Fabrikası, tarih sayfalarına gömülecek. Bugün bünyesinde çalışan  750 işçi ve personel ise kapı önüne konacak.

İşin bir başka boyutu ise ilimizdeki pancar üreticileri…

Şeker Fabrikası gittiğine göre pancar ekimi de ilimizde tarih olacak.

Gelelim Yağma Hasanın böreğine…

Fabrika taşındığında şehir merkezinde 500 dönümlük paha biçilmez bir arazi geride kalacak. Peki bu arazi ne olacak?

Bugün değeri nereden baksanız en az 750 milyon TL yapan araziye, en kıza zamanda Büyükşehir Belediye Meclisimizden konut imarı çıkartılacak. Ardından da şehre yeni vizyon (!) kazandıracak villa siteler yapılacak.  Arazi içerisinde yer alan tarihi ağaçların yarısı katledilecek.

Şimdi soruyorum sayın çok saygıdeğer milletvekillerim Ayhan Sefer Üstün, Hasan Ali Çelik, Ali İhsan Yavuz ve APEK’in yanında durmayan, fabrika bağıra bağıra giderken kılını bile kıpırdatmayan bu şehrin SATSO Başkanı Mahmut Kösemusul, SEBOB Başkanı Hasan Alişan, ATB Başkanı Cevdet Mete, bu şehrin siyasi parti yöneticileri hiç mi içiniz sızlamıyor?