Bugün Pazar maç yok.Salı’ya kadar
Sakaryaspor’u bekleyeceğiz.Ayvalık
yenilgisinden sonra herkes konuştu.
Teknik adam konuştu , yönetim
konuştu.Konuşmakla olsaydı bu
işler Sakaryaspor çoktan
uçmuştu.Futbolda konuşmak saha içi
olaylarla bağımlı yaşar.Sahanın içinden
iyi sonuç çıkmazsa, hemen futbolculara
sallamak bu işin kolay
yanı.Bu kadroyu ben yapmadım.
Giden kardeşle bugünkü yönetim
yaptı.Eğer ortada karamsar bir tablo
varsa, bu işi futbolcuların sırtına yıkmak
olmaz.Futbol oyununda taraftar,
yönetim, teknik kadro ve
futbolcular bir bütündür.Bu bütünlükte
herkes üzerine aldığı sorumluluğu
yerine getirirse başarı
gelir.Futbolun olmazsa olmaz halkaları
içinde kopukluk yaşanırsa, başarıyı
zor yakalarsınız.Bu konuda “biz
doğru yaptık” diyen varsa parmak
kaldırsın.
Sezon başı kadrosunu kurup ,ikinci
yarı “daha iyisini yapacağız” diyerek,
takımın ilersini orta sahasını yeniden
harmanlayan ben değilim.Kaleciyi
hariç tutup “tamam bu bizim
takıma hayat verir” denilebilecek bir
futbolcu gösterin bana.Gösteremezsiniz,
göstermeye kalksanız ikinci yarıda
ortada duran sonuçlar sizi
sarsar.Üçüncü Lig takımına dördüncü
sınıf oyuncu fotoğrafları ile süslerseniz,
takım içi ratosyon yaparken yanlışa
koşarsanız, o evin futbol
mutfağından kaliteli yemek çıkmaz.
Sakaryaspor bugün bunu
yaşıyor.Kayseri Şeker maçı da kolay
olmayacak, bizden uyarması.
Bu Ligde bugünkü Sakaryaspor da
dahil kimsenin kimseden çok üstün
yanı yok.Bu Sakaryaspor bu lige fazla
dediğimiz günler ilk yarıda
kaldı.İkinci yarıdaki Sakaryaspor’un
kimseden çok fazla üstünlüğü
yok.Sadece şehir desteği , diğer takımlardan
ekonomik anlamda daha
bağımsız olması… Tek zenginliği
bu...İyi güzel de bu zenginlik değil ki
bizi TFF 2’nci ligine taşıyacak en
önemli faktör.
Futbolcu kadrosu ayaklanacak, bizi
yanıltacak ki son dokuz haftanın içinden
mutluluk çıksın.
Son sözlerim yeni teknik sorumlumuza
.“Şampiyonluğa oynayan
takım bozulmaz” demiş. Veya şöyle
demek istedi: “Şampiyonluğa oynayan
takımın orasınla burasınla fazla
oynanmaz.”