“Altı harften isim mi olur canım” dedim yıllarca ama alıştım… Beş yıl Sadiye Çınar Evkuran olarak yaşadıktan sonra Çınar olma sorumluluğumu oğluma verdim. Dört yıldır bu işi iyi götürüyor Sonra mı? Sadiye Evkuran olarak yaşamaya karar verdim. Eşimin, dolaylı Sakaryalı oluşundan
dolayı Sekiz yıldır Sakarya’da yaşıyorum. Kocaeli’nden geldim, İzmitliyim
tabii… Bizim Sakarya Gazetesi çalışanıyım… Yazıyoruz, çiziyoruz, günümüzü gün etmiyoruz
Kırıyoruz, döküyoruz ama iş yapıyoruz. Benim özetim bu…
***
4 yıl oldu yazmayalı… Çok işim vardı bu arada…Oğlumu büyüttüm… Neresinden tutmalı, nerden başlamalı bilmiyorum ama ‘Hiçbir şey eskisi gibi değil artık’ Ak dediğine kara diyen bir insan olmamı ‘anne’ liğime bağlıyorum! ‘Güç bende artık’ Fotoğraftan, kitaptan, dergiden ziyade ‘küçük demir araba’lar ve robotlar tek mutluluk kaynağımız bu aralar…
***
Bunca hengamenin içinde ciddiyetten sıyrılıp biraz da eğlenelim düşüncesiyle ‘yazayım’ dedim
Siyaset yazıp bilen-lerin işine burnumu sokmak değil amacım. Lakin kanıma dokunan aile-kadınçocuk
söz konusu olduğunda ağzıma geleni söylemem yazarım! Niyetim yöneticilere akıl vermek,
çok biliyormuş gibi emrivaki cümleler kurmak da değil. Doğrudan, doğru inandıklarımızı
konuşuruz. Bu şehirde konuşulacak eğlenilecek gülünecek o kadar şey var ki Bir o kadar da yapılacak iş tabii ki…
***
Herkes ağzının içine kadar başkası dolmuşken, Doğanın bize verdiklerini, nasıl sömürdüğümüzü
konuşalım. Ya da müziğin ritmine kapılalım bir resim yapalım. Anneleri - çalışan anneleri, bebekleri,
okuldaki minnakları yazalım Sosyal medyada ne olup bitiyor takip’te olalım… Renkli camı konuşalım
(televizyonla aram yok, dizileri jeneriklerden takip ediyorum) Kitapları kurcalayalım.
Kim ne yazmış, ne demek istemiş… Yani içimizden geldiği gibi, avaz avaz gülelim öğrenelim.