Küçük kız, kendini bildiği günden beri annesinden büyük bir şefkat görmüş ve ondan duyduğu sözlerle, pamuk prensesten daha güzel olduğuna inanmıştı. Ona göre; nur yüzlü ve badem gözlüydü. Bir tanecik yavrusuydu her zaman. Ama ilkokula başlayınca işler değişti.

**

Arkadaşları onun hiç de güzel olmadığını, hatta çirkin bile sayıldığını söylemekteydi. Küçük kız, ilk önceleri onlara inanmadı çünkü herkes birbirini kıskanıyordu. Ama bir kaç yılda gerçeklerle yüzleşti. Annesinin bir pamuğa benzettiği yüzü, çiçek bozuğu bir cilde sahipti. "Badem" dediği gözleri ise şaşıydı. Vücudu da bir serviyi andırmıyordu. Demek ki, annesi onu aldatmış ve yıllar yılı çekinmeden yalan söylemişti.

**

Genç kızın anne sevgisi, kısa bir süre sonra nefrete dönüştü. Evlenme çağına gelmiş olmasına rağmen yüzüne bakan yoktu. Üstelik de gözleri, bütün tedavilere rağmen düzelmiyordu. Genç kız, doktorların gizlice yaptığı konuşmalardan kör olacağını anladığında çılgına döndü ve kendisini hâlâ çocukluk yıllarındaki ifadelerle seven annesinin bu yalanlarına dayanamayıp evi terk etmeye karar verdi.

**

Fakat annesi, uzak bir yerde iş bulduğunu söyleyerek ondan önce davrandı ve kazandığı paraları bir akrabasına gönderip, kızına bakmasını rica etti. Genç kız bir süre sonra görmez oldu. Karanlık dünyasıyla baş başaydı. Bu arada annesini hiç merak etmiyordu. Yalancıydı annesi, ölse bile bir kayıp sayılmazdı.

**

Bir gün doktorlar, uygun bir çift göz bulduklarını söyleyerek kızı ameliyat ettiler. Ancak o, gözünü açtığında yine aynı yüzü görmekten korkuyordu. Fakat kör olmak zordu. En azından kimseye yük olmazdı. Genç kız, ameliyat sonunda aynaya baktığında, müthiş bir çığlık attı.

**

Karşısında bir dünya güzeli vardı. Gerçekten de harika bir kızdı gördüğü. Yüzündeki bozukluklar tamamen kaybolmuştu. Çok kemerli olan burnu düzelmiş, kepçe kulakları normale dönmüş ve yaban otlarını andıran saçları, dalga dalga olmuştu.

**

Genç kız, yanındaki yaşlı doktora sevinçle sarılarak: "Sanki yeniden dünyaya geldim!" dedi. "Yüzümde hiçbir çirkinlik kalmamış, estetik ameliyatı siz mi yaptınız?" Yaşlı doktor: "Böyle bir ameliyat yapmadık kızım!" diye gülümsedi. “Annenin bağışladığı gözleri taktık. Sen, onun gözünden gördün kendini!" (K.H)

 

 

İlginç kasaba!

Kazakistan’ın Kalacı kasabasında 2 yıldır çok esrarengiz bir olay yaşanıyor. Gündüz vakti insanlar aniden uykuya dalıp günlerce uyanmıyorlar. 2 yıldır yaklaşık 100 kişinin yaşadığı bu garip olayın henüz net bir açıklaması yok ve aniden uykuya dalanların sayısı gün geçtikçe artıyor.

**

Eylül ayında en son görülen ani uyuma anında 8 okul çocuğu 1 saat içinde uyumaya başladı ve birkaç gün uyumadı. Aniden uykuya dalanları hastaneye götüren bir ambulans şoförü 60 kişiyi kısa zaman içerisinde hastaneye götürdüğünü söyledi.

**

Esrarengiz kasaba Kazakistan’ın başkenti Astana’dan 450 kilometre uzaklıkta ve SSCB zamanında gizli bölge ilan edilmiş. Bölgede işleyen bir uranyum ocağı 1980 yılında kapatılmış. Esrarengiz kasabadaki bu olayla ilgili şu ana kadar yapılan inceleme sonucu ciddi anlamda sebep gösterilebilecek bir açıklama henüz yapılmadı. (T.Y)

 

 

Baba, parmaklarım ne zaman çıkacak?

Adam yeni aldığı kamyonuna bakmak için evinden çıktığında, üç yaşındaki oğlunun gayet mutlu bir biçimde elindeki çekiçle, kamyonunun kaportasını mahvettiğini görmüş. Hemen oğlunun yanına koşmuş ve elindeki çekici alarak oğlunun eline çekiçle vurmaya başlamış.

**

Biraz sakinleşince oğlunu hemen hastaneye götürmüş. Doktor çocuğun kırılan kemiklerini kurtarmaya çalıştıysa da, elinden bir şey gelmemiş ve çocuğun iki elinin parmaklarını kesmek zorunda kalmış. Çocuk ameliyattan çıkıp, gözlerini açtığında, bandajlı ellerini fark etmiş ve gayet masum bir ifadeyle, "Babacığım, kamyonuna zarar verdiğim için çok üzgünüm," demiş ve sonra babasına şu soruyu sormuş: "Parmaklarım ne zaman yeniden çıkacak baba?" Babanın, çocuğunun bu sözlerinden sonra eve gidip intihar ettiği konuşuluyor. (A.C)