Hayat çok kısa.
Uzun zannederler yanılırlar. Sırrı Şanlıyı kaybedince bunu anlamış falan değilim. Bu bir yaşam gerçeği ama, nefis var ya nefis..
Kırk yılı aşkın dostluğun içinde küslük vardı da ne ben ona yürekten nede ben ona yürekten küsemezdim. Kaza geçirdiğim an herkese haber yayanın Sırrı Şanlı olduğunu çok iyi bilirim.
Bende onun ölüm haberini duyar duymaz gözyaşları içinde onu sev diklerine inandığım kişilere ulaşmaya çalıştım da , elden ne gelir. Ölen gidiyor, dönüşü olmayan yolculuk içinde.
Sırrı Şanlı 64 yıllık yaşamı içinde Sakarya’da çalıştığı yerde ,spor dünyasında ,medyada hoş bir seda oldu. Her yere koşan, her gazeteye aynı mesafede olan, içinde fesatlık olmayan güzel bir insandı.
Sağ yanımdan bir yaprak düştü. Beni benden iyi bilen bir çok sırrıma ortak olan ,gel dediğim zaman gelen ,her işime koşan ayrıcalıklı bir arkadaşımı kaybettim. İlhan Okyar’dan sonra o benim için ikinci çok önemli kayıp oldu.Bu ay sonbahar ,yapraklar düşerken düşen yapraklar içinden bazı dostlarda ebediyete yol alıyor.
Sırrı’da düşen bir Sonbahar yaprağı olarak hakka yürüdü. Bu gün Orhan Camisinde öğle namazında sevenlerinle vedalaşacak .
Sevgili Sırrı hakkını helal et. Senin bende benim sende 40 yıllık dostluğun içinde çok şeyler yaşandı ve bitti. Umarım bu dünyada bulamadığın içsel huzuru gittiğin ebedi evinde bulursun. Yattığın yer nurlarla ,çiçeklerle dolu olsun. Güle güle Sırrı. Güle güle arkadaşım. Güle güle kardeşim.