Bu hafta ben Sakarya maçını astım. Benim gönlümü daha fazla okşayan amatör futbolun Erenlerde atan ilk seans kalbini izledim. Erenler takım halinde koşan mücadele eden, üç puanı daha fazla isteyen taraf olarak gözüme takıldı. Ama bu isteği yukarılara taşıyacak fazla gol ayağı olmayınca, bu istek bir yerde öksüz kaldı. Pamukova’ya gelince 1968 model eski bir futbol arabası gibi. Bastıran rakibi önünde kontra ataklara dayalı oyunla rakip kaleye gitmeye çalıştı maç boyunca. Bunu yaparken de takım içinde yatan oyuncular vardı. Örneğin Özkan, örneğin Mürsel. Bu kardeşlerin futbol kumaşı iyi de neye yarar. Üretime katkıları olmadı. Bu ikili çok top kaptırınca bütün yük defansın göbeğindeki ikiliye ve kalecisine bindi. Pamukova 1968 bana göre Erenler önünde savunma ve kaleci hattıyla, bir de hücumda Aydın’la Erenlerin kazanma isteğine set çekti. Maçın içinde akıllarda kalan gol pozisyonlarında ilk devre Erenler, Ümit Tale ile Pamukova da Aydın’la gole çok yaklaştı ama bu iki ayaktan Ümit’in ki direkten dışarı, Aydın’ın aşırtması auta gitti. İki kaleci de 0-0 biten maçın içindeki başarılı isimlerdi. Ben bu ikiliye birde Pamukova 1968’ten Aydın’ı ekleyip eve giderim. Nitekim Demirspor-Ferizli maçını 35 dakika seyrettim ve gittim. Ben giderken yardımcının verdiği penaltı kararıyla Demirspor öndeydi. Seyrettiğim maçın hakem triosuna tam alkış gönderecektim. Son 4 dakikada verilen kararları görünce alkış seansını başka maça sakladım. önce orta hakem Levent Gümüşdere, yardımcısının tam önündeki mücadelede el kararı vermesi, sonrada Hasan Şatır’ın geriden çıkan Pamukovalı’ya kaldırdığı bayrak onlar adına sahanın ortasına bırakacağım kararı geri aldırdı. Hakem, maçın başında, ortasında ve de sonlarında vereceği kararlara çok dikkat edecek. Yardımcının tam önündeki Pamukova atağına el kararı verdiğin yere bir bak kardeş. Bu kararın belki de olası bir golün önünü kesti. Neyse sonuçta genelde başarılı oldukları için olur böyle vakalar diyerek  onları düşünmek adına rahat bırakalım.